Mevcût sistemden bir çâre çıkmayacağını zannediyoruz ama AKP ile geçirdiğimiz on yıla ve o on yıla zemîn olan Özal'lı, Özalsız AB'ci ANAP dönemlerine ve demokratik yamalı bohça dönemlerine bakınca; isteyenin kendilerine göre sonuç alabildiklerini görüyor ve şaşırıyoruz! Şaşırdıkça aklımız karışıyor; aklımız karıştıkça da şaşırıyoruz!
Kurucu Gâzi Meclis'in hayâti önem verdiği kurumlardan değiştirilip özelleştirilmeyen kalmadı!
Anayasa'nın; "... değiştirilmesi teklif edilemez." diyen 4. maddesine rağmen; teklifsiz veya geceyarıları ters-yüz edilmeyen kurum ve kural kalmadı!
Hâlâ bir Cumhuriyetiz ama Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün değil! Dili de sadece Türkçe değil! Devletin resmi televizyonunda başka bir dille resmî yayın yapılıyor artık! Buna en şiddetle karşı çıkması gereken, parti kurucuları Atatürk'e sadâkat adına CHP olmalıyken Genel Merkez yönetiminde, bölücübaşı alçağın savunucusu bir hukukçu var!
MHP'nin omurgasının kahhâr çoğunluğunun, hatta tamâmının; gayr-ı müslîm vatandaşların inançlarına saygılı davranacak kadar, dîni siyâsi malzeme etmeyecek kadar mütedeyyîn Müslüman olduğunu; yakın ideâllerinin; "Yüz Milyonluk Milliyetçi Türkiye" olduğunu, Ülkücüleri tanıyan bütün Türk milleti biliyor!
Her şeye ve herkese rağmen millet ülkücüleri, ülkücüler milleti seviyor! Türk Milliyetçilerinin ve Ülkücülerin; ne Anayasa ile ne Atatürk'ün Türk milliyetçiliği ile ne laiklik ile ne de, millî kurumlarla en ufak bir çekişmeleri olmamasına rağmen; Türk Milliyetçiliğinin kucaklayıcılığı temeline kurulu Devletin yönetiminde, söz hakları, hiç yok! Sadece bununla kalınsa belki sessiz kalınabilinir ama Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde "Türk'üm" demek, artık iktidar partisi ve şımarttığı bölücülerce tahrîk nedeni! Lâ havle!...
Savaşa girmedik! Yenilmedik, işgâl görmedik ama birileri, Kurucu Gâzi Meclis'in Devleti'yle istediği gibi ve demokratik yollarla oynadı, oynuyor ama MHP'ye bu demokratik yollar, müthîş yaptırımı olan ve yazılı olmayan bazı yasalarla yasaklanmış gibi nedense!
Bunu MHP'nin Başbuğ'dan sonra yanlış yönetildiğine bağlayan MHP tabanının, tsunamiye dönüşen Ülkücü dip dalgalanması belli ederken, iftâr yemeklerine toplanan binlerce "Dâvâ Aysbergi" evlerinden çıkmışken, heyecân ve ümîde sebep olan Koray Aydın, Genel Başkan adaylığını, ilerde açıklayacakmış! Gerçekten körle yatan, şaşı mı kalkıyor yoksa?!...
Aklı karışan sadece ben değilim ki tsunamiye dönüşen dip dalgalanmanın şiddeti, her geçen ân azalıyor gibi!
Bir sese ihtiyâç var! Hem de hemen şimdi! Yârın Vallahi geç olur!
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN