Pazartesi, Nisan 18, 2005

YENİ SENERYO MU?...

Yine birşeyler oluyor!
Yine yeni bir şeyler tezgahlanıyor!...
Programlı yaşamanın unutturulduğu Millete; sanki yeni bir seneryoda yeni roller hazırlanıyor!...
Ülkücüler olarak sütten ağzımız yandığı için yoğurda üflememizin arkasında bir şeyler arayanlar; bana yeni seneryonun senaristleri gibi gelmeye başladı!...
Yaygın basın, iki-üç gündür MHP Genel Başkanı Dr.Devlet Bahçeli'yi gündeme taşıdı!..
Hatta "Manşet"e taşıyanlar var!...
Belli odaklarda toplanmış "Ülkücülükten geçinenler" dışında, herkeste; bir Devlet Bahçeli'yi methetme yarışı başladı!...
Oysa daha iki gün önce Mersindeki olaylarla ilgili "Neden 8 gün sustu?" diye ağız birliği ile saldırıyorlardı!...
AKP'liler, HADEP'liler, Sağcılar, Solun Çakaralmazları, ağız birliği ile ağız değiştirerek Devlet Bahçeli'nin devlet adamlığını ve sağ duyusunu methetmeye başladılar!...
Neredeyse yarın seçim olsa -MHP'ye değil- Devlet bahçeli'ye oy vereceklerine yemin ederek söz verecekler!...
"Manşet"lere konu edilen Devlet Bahçeli'ye Zana'nın zağarlarından da methiyeler geldi!...
Hoşuma gitmiyorsa namertim...
Keşke bir kere de "İnadına Bahçeli" rüzgarının esmesini sağlayabilseler!...
İstemezsem kör olayım...
Ama inanmıyorum, inanamıyorum!..
Bunlar; gül bahçesinde ayrık otu istemeyen Devlet Bahçeli'nin karşısına "Türkiyeli!" ve "Mozaik" tarifiyle çıkan siyaset grekoromencileri değiller mi?
Bunlar; kapatılma davası devam eden DEHAP'la ilgili hazırlanan iddianamede DEHAP'ın yan kuruluşu olarak zikredilen TAYAD'ın hakkını savunacağız derken; Genel Kurmayımız'a saldıran ağızlar değiller mi?
Bunlar; MHP'lileri ve Ülkücüleri Genel Kurmayın organize ettiği provakatörler olarak ilan eden insan hakları savunucuları(!) değiller mi?
Bunlar; Karen Fogg çocukları!
Bunlar; Rüzgar Gülleri!
Bunlar; Siyasi Topaçlar!...
Bunlar; kendilerine görev veren patronlarının çıkarları haricinde bir şey söylemeleri, mümkün olmayan Dolma kalemler!...
Bunların ve patronlarının, asla para kazanmaktan başka bir gaileleri ve meşgaleleri olamaz!
Geçtiğimiz günlerde yaygın basının en yüksek tirajlılarından birinin yöneticisiyle, MHP Genel Başkan Yardımcılarından birinin, bir sohbetlerini, anlatılırken dinlemiştim:
MHP Genel başkan Yardımcısı Dostumuz, bu zevata "Neden MHP ve Genel Başkanımızın yaptıklarından gazetenizde bahsetmiyorsunuz?" diye sitem eder. Anılan zevatın cevabı, enteresandır; "Bizim patronun siyasi görüşü ve tuttuğu parti yoktur! Bizim patron bir sörfçüye benzer. Gücü biten dalgayı hemen terk ederek yeni ve güçlü dalgada sörfünü yapmaya devam eder!."
Bana, çok inandırıcı ve samimi gelen bu tarif ve itiraftan sonra; Yaygın Basının Dr.Devlet Bahçeli hakkındaki methiyelerinden huylanmayalım mı?
Yoksa hala bunların duymak istediğimiz yalanlarını, gerçeklere tercih etmek gibi bir aymazlığa mı düşelim?!...
Bu siyasi topaçların; kaç kez, kaç kişinin ipleriyle döndürüldüklerini unutalım mı?!...
Dönenlerin, Değişen(!)lerin, Gelişen(!)lerin methiyecileri, hep bu siyasi topaçlar olmamış mıdır?!...
Bunların "ak" dedikleri, hep "kara" çıkmamış mıdır?
Bunların "Müslüman" diye tarif ettiklerinin haçları, koyunlarından çıkmamış mıdır?!...
İki gün önce provakatörlükle suçladıkları Ülkücülere hala aynı üslupla saldırırlarken;Genel Kurmayımız'ın 'sözde vatandaşlar' sözünü üzerlerine alınarak, İmralı sakinini savunup Genel Kurmayımız'a saldırmaya devam ettiklerini, atlayalım mı?!..
MHP Genel Başkanı; Ülkücü İradenin apak oylarıyla seçilmiş ve Ülkücü Hareketin de Ülkücü Genel Başkanıdır...
MHP'liyim diyen her Ülkücünün de Genel Başkanıdır..
MHP Genel Merkezi'ni; son pohpohlamar konusunda müteyakkız davranmaya davet etmek te benim görevimdir...
Karen Fogg çocuklarının,Siyasi Topaçların, Rüzgar Güllerinin, Dolma Kalemlerin methiyeleri altındaki saklanan gerçeği; herkesten önce MHP Genel merkezi'nin tesbitle görevli olduğunu hatırlatmayı da görev sayarım...
Hikmet Çetin ve onun ayarındaki elit ve seçilmiş vatandaşlarımızın yapacağı bir iltifatı bile çok ciddiye alacağımızın bilinmesinde fayda vardır...
Elit ve birinci sınıf vatandaşlar olduklarını; bu zevatın anlatmasını temin de duyarlı vatan evlatlarının görevidir...
Kamran İnan beyfendi haricinde bu memleketin sadık ve samimi Kürt kökenli evladı yok mudur? Varlarsa -ki var olduklarını herkeste bilir- neden susarlar?...
Elit ve birinci sınıf vatandaşlar olduklarını anlatmamakta ısrar eden Hikmet Çetin ve onun gibi kardeşlerimize gönül koyduğumuzun da bilinmesinde yarar var...
Bizler; ne "Türkiyeli" ne de "Mozaik" falan değiliz.
Bizler; Türk'ü-Kürt'ü, Sünnisi-Alevisi, Doğulusu-Batılısı, Kuzeylisi-Güneylisi ile bu vatanın evlatları olarak olsak-olsak "Renkli bir mermerin, ancak farklı rekleri.." oluruz...
Ayrık otlarını, sevmeyiz.
Mozaikçileri, sevmeyiz.
"Türkiyeli" diyenleri, sevmeyiz...
"Ne mutlu Türk'üm diyene..."diyenleri ise gözümüzün bebeği sayar ve sakınırız...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: