Salı, Temmuz 25, 2006

KOLAY VAZ GEÇMEYELİM NE OLUR !...

Kutsal Dava'nın, büyük bir Ülkü'nün çok kıymetli mensupları;
Sevgili, saygıdeğer, vazgeçilmez Ülküdaşlarım;
Her bilen, bildiğini elbette anlatmakla mükelleftir. Ama bu bilinenler kişisel çekişmeler, iki kişi arasındaki sürtüşmeler veya zamanın gerektirdiği,İki kişiyi ilgilendiren yaptırımlar değildir. İki kişinin arasında geçenler, ancak o iki kişiyi ilgilendirir. Bu iki kişi, sıradan kimselerse aralarında yaşananlar da sıradandır ve o iki kişiden başkasının ilgisini çekmez bile... Ama bu iki kişi; toplumda kanaat önderliği ünvanı kazanmış kişilerse, aralarındaki çekişmeler ve yaşananlar kendilerinde kalmak zorundadır. Yoksa ifşa edildiğinde hem muhataplarına, hem de taraftarlara yani bütüne zarar verir...
Son günlerde bazı internet sitelerinde, iki kıymetli Ülkü Ocakları genel başkanımız'ın isimleri zikredilerek bana göre çok art niyetli bir şeyler tezgahlanmaktadır.
Bu ve böylesi konularda çok dikkatli olmamız gereğini bir daha hatırlatmak isterim...
Sevgili Azmi Karamahmutoğlu ve Sevgili Alişan Satılmış arasında yaşananlar, yaşandığı varsayılan ve tek taraflı olarak internet sitelerine kadar aksettirilmiş olaylardan çok incindiğimi hemen söylemeliyim...
Her ikisi de çok sevdiğim ve sevmeğe devam edeceğim Genel Başkanlarımdır.
Sevgili Azmi Karamahmutoğlu için; "İçimde kanayan yaramdır." demiş dolaşmışım yıllardır.
Azmi Başkan; çok ama çok talihsiz bir dönemde, Başbuğsuz kaldığımız ve gökkubbenin başımıza yıkıldığı bir dönemde Ülkü Ocakları genel başkanıdır ve Başbuğumuz'un atadığı son genel başkandır.
Üstlerinden aldığı emri uygulayan ve sonra günah keçisi olarak ortada bırakılmış bir Kuvvet komutanıdır Azmi Karamahmutoğlu... Bu yüzden de ömrümce, içimin kanayan yarası olarak kalacaktır ve Azmi Başkanım'a sevgim asla eksilmeyecektir.
Alşan Satılmış Başkanım'a gelince: çekeceklerini çekmiştir kefareti olsun inşallah...Cezaevleri, birilerini yıpratırken o yetişerek çıkmıştır.Gelişerek çıkmıştır. üzerine düşen görevleri, her kademede başarıyla yaparak Genel başkanlığa kadar yükselmiştir.
Ve iz bırakan genel başkanlarımızdandır. Hiç bir şey yapmamış olsa bile; "Şarap kokan paşalar, çekin ellerinizi Ülkü Ocaklarından." narası ve "Ne kamusal alan ulan! Her yer Allah'ın." narasıyla, elli kere kırklanmış bir Ülküdaşımızdır.
Sadece bu iki tavrıyla bile ömrümce sevilmeyi, sevilen olarak kalmayı hak etmiştir.
Bu kıymetlerimizi, böylesine insafsızca yıpratmayalım. Yıpratmayalım ki kıyamette bile elle tutulur bir yanımız kalsın.
Böyle insafsızca saldıran ve yıpratanlar bilmelidirler ki, kendilerinin yok oluşlarını hazırlamaktadırlar...
Taraftarların taraftarlığı; taraftar olduğu kişinin kaybetmesiyle nihayetlenir ama Dava Adamı'nın, Ülkücü'nün varlığı, Dava'sı var olduğu sürece devam eder.
Allah rızası için, taraftarlıkla Ülküdaşlık rasındaki korkunç farkı fark edelim artık... Yoksa yok olan bizler oluyoruz ve bizim yok oluşumuzla da bütün şer güçlerinin ekmeğine yağ sürülüyor...
Bizim desteklediğimiz ve taraf olduğumuz kişiyi istemeyenleri, Ülküdaşlık tarifinden bu kadar insafsızca çıkarmayalım!...
Kırılan kolumuzu, asla yen içinden çıkarmayalım...
Bildiklerimiz de artık bize alsın Allah aşkına... Yoksa hepimizde biliyoruz ki; öylesine şeyler biliyor ve öylesine saklamaya mecburuz ki bunların hafıza çöplüğüne atılmaktan başka kurtuluş yolu yoktur...
Unutanı, unuturlar!...
Vaz geçenden kolay vaz geçilir!...
Unutanın, unutulanın; vaz geçenin ve vaz geçilenin çok olduğu yerde de ne hareket kalıııır ne de bereket!...
Allah(c.c.); bildiği ayıpları saklamayı beceren sabır erlerimizin, sabırlarını artırsın... TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN
tokkali@gmail.com
tokkali_53@yahoo.com_________________Yürürken; karanlıkta arkasına bakanın hasmı, ayak sesleridir ve ödünü koparır. Rabbim ışıkta da arkamıza baktırmasın!... Ufkumuz geniş olsun, Allah(c.c.); doğruysak yardımcımız olsun...

Hiç yorum yok: