Cumartesi, Temmuz 29, 2006

SİNE-İ MİLLET'E SIĞINIŞ...

Büyük Türk Milleti;
Siyasetçi değilim. Seçilmiş bir vekil falan değilim. Devlet yönetiminde söz sahibi olan atanmış veya terfi etmiş bir bürokrat, bir paşa, bir görevli de değilim!...
Dahası; yaklaşık 30 yıldır elde kalemim, dilde yüreğim yazıp söylememe rağmen, "Dolma Kalemler"in milyon dolarlara transferler yaşadığı Yaygın Basın'dan birinin köşe yazarı da değilim...
Senden'im. Senin içindenim. Senin sinendenim ama yine de sine-i millete sığınmak istiyorum!...
Türk Milleti;
Sana şikayetlerim var.
Sana, senin adına; sana reva görülen aptal muamelesine kafa tutarak sığınıyorum!...
Hükumetimizi sana şikayet edeceğim. "Hafızayı beşer nisyan ile malüldür." darb-ı meselini doğrularcasına uygulamalar içine girmek üzereyiz! Ve tabi yapılanlar, senin verdiğin yetkiyle senin adına yapılacak ve sen buna seyirci kalacaksın mecburen. Allah aşkına müteyakkız ol!...
Lübnan'ın ve daha düne kadar tek hamisi olan Suriye'nin; bölücü eşkiya başını sakladığını, bize sınırımızı kolayca geçerek neler yaptıklarını, yaptırdıklarını unutmuş gibi bir haldeyiz!...
Filistin'e İsrailin uyguladığı hunharca soy kırım ile, yine eşkiya Devlet israil'in Lübnan'a yaptıkları farklı algılanmalı !...
Bu eşkiya devlete biz "Dur!" diyemezsek, haçlı asla demeyecektir. Dahası açıkça destek verdiklerini saklamıyorlar bile!...
Dünü unutan Hükumetimiz; yarın yeni hatalara gebedir. Allah aşkına müdahil ol !...
Türk Milleti;
Dünyanın en imanlı ordusu iken -ki bize göre hala aynıdır- siyasete çok karışan, siyaset foseptiğine çok bulaşan Ordumuzu'da sana şikayet edeceğim!...
Art niyetli, din bezirganlığı yapan siyasilerle çok çekiştiği için nerdeyse imansız tarifi alan Ordumuz'a; "Siaysete karışma!" uyarısını sen yapmazsan kimse yapamaz!...
Dünyada çocuğuna "Paşa" adını verecek kadar askerlik ve askerini seven ikinci bir millet olmamasına rağmen; siyasette hiç bir dönem Ordu'nun işaret ettiği yere oy verilmediğini yarın da verilmeyeceğini de sen söylemezsen kimse söyleyemez !...
Türk Sialahlı Kuvvetleri adıyla dünyanın üçüncü büyük ve güçlü ordusu, siyasilerle çok fazla hemhal olduğu için şehitlerimizin intikamını almakta yavaş kalıyor!... Oysa yahudi İsrail, 2 askerini bahane ederek soy kırım yapıyor ve haçlı Dünyası'ndan da aferinler ve tebrikler alıyor...
Bizim se üç günde 15 mehmetçiğimiz şehit ediliyor ve üç-beş baldırı çıplak bölücü karşısında yeterli ve caydırıcı vuruş yapılamıyor!...
Büyük Milletim;
Ana Muhalefeti ve diğer muhalefet partilerini de sana şikayet edeceğim!...
Dünyanın hiç bir yerinde muhalefet partilerinin oy kaybettiği vaki değildir. İktidarın yıpratıcılığını biliriz. Ama muhalefette oy kaybını asla anlamak mümkün değil.
Ve seçim kaybetmesine, seçim kaybettirmesine rağmen ve suçunu da hemen seçimlerin akşamında kabullenerek siyaseti bırakacağını açıklayıp, sonradan kalkmamacasına koltuğa yapışanları da sana şikayet edeceğim!...
Farklı bir duruş sergilemeden, farklı bir davranış yapmadan farklı olduğunu varsayan farksız siyasilerimizi de sana şikayet edeceğim...
Bu kendilerini, dünya merkezi sayan ve kendilerinden başka kimseyi Allah yarattı demeyen, kendilerinden başka akıllının olabileceğine ihtimal vermeyen aptal muhalefet partilerini ve genel başkanlarını da sana şikayet edeceğim!...
Sen aslında son seçimlerde herkese, gereken cevabı vermiştin ama demekki unutuldu!...
Bütün şehit ailelerini kırıp incitmelerine rağmen, tabanındaki millet evlatlarına bağrında yer vermiş olamanı, kendilerince yorumlayarak hala şehit cenazelerinden siyaseten medet umanları da sana şikayet edeceğim!...
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin iç tüzüğünde,- sanırım- "Milis Kuvvetler"i kontrol gibi bir uygulamaya yetkisi var. Ama hala "Milis Kuvvetler"le sıcak temas kuramamış veya kurmuşsa bunu milletine yani sana aksettirememiş Komutanları da sana şikayet ediyorum...
Topraklarımızı, haçlı ve yahudilere parayla satarak Vatan tarifinden çıkaranları, AB adındaki Haçlı Birliği'nin kapısında yaklaşık 50 yıldır bize nöbet tutturanları, AB için bir halk oylamasına gitmeyen siyasileri, misyonerlerin sokaklarımızda cirit atmalarına sadece seyircilik yapan Diyanet İşlerini, Eli-Kolu yasalarla bağlanmış olmasına rağmen sokaklarmızı asayişsizliğe terk eden Güvenlik Güçlerimizi, kırsalda yasak işleri engellemek için var olmasına rağmen yasakça ve "Uyarı amaçlı olduğu için suç değil." diyerek yaptığını savunan, yasak bomba atan Komutanları, Dinle devleti karşı karşıya getirmeye çalışan siyasileri sana şikayat etmek istiyorum!...
Ilımlı İslam, Dinler Arası Diyalog, Büyük Ortadoğu Projesi adları arkasına saklanarak hoşgörü-diyalog ve insan hakları teraneleriyle dinimizin deforme edilişine vesile olan ve bunları seyreden ulemayı da sana şiakayet ediyorum!...
Büyük Türk Milleti;
Dağlar gibi yığdığın kemiklerine bak ve nadim ol!... Türk Milleti kendine dön!...
"Yeni bir ortadoğu'nun zamanı geldi." diyerek galibiyetlerini dünyaya duyuran Haçlı'ya cevap vermesi gerekenleri de, cevapta sıkıntı yaşadıkları için, sana şikayet ediyorum!...
Allah aşkına müteyakkız ol!... Allah aşkına kendine dön!...
Kanlar, canlar pahasına vatanlaştırılan topraklarına lütfen sahip çık artık!...
Kahramanlarının koyunlaştırılmasına izin verme!...
Ve kahramanlarına suçlu muamelesini reva gören ve gördüren siyasileri de sana şikayetten başka çarem kalmadı...
Ne AB, ne de ABD'nin bizim dostumuz olmadığını bildiğini, artık siyasilere ve görevlilere anlatman, hatırlatman lazım...
Yarın, vallahi çok geç kalmış olmaktan korkarız!...
Büyük Türk Milleti;
Sana yaptığım şikayetim ve sine-i millete dönüşüm de sonuçsuz kalırsa, seni kime şikayet edeceğimi de biliyorsun artık!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: