Pazar, Temmuz 02, 2006

BEYİN ZONKLAMALARI !...

Beyni zonklar bazan insanın!
Kalabalıkların, korkunç gürültüsünde hiç bir şey duyamadan kulakları çınlar!
Kalbi zorlanır, nefesi darlanır...
Yapacak bir şey de yoktur!...
Çünkü sebebi bilmesine rağmen, rahatsızlık veren yer veya kişileri bilmesine rağmen, insan zehrini içine akıtır bazan!...
İnsanın kendi zehride yüreğinde çıban olur ve cerahatını dışarı atma şansı olmaz!...
Yıllar yılı, bütün dostlarının, bütün arkadaşlarının aksine hareket eden bir insan; yıllar sonra tenkit ettiği arkadaşlarıyla bir araya gelemez, çok zordur bu!...
Onlarla bir arada olmaya karar verse belki kabul görür ama, karakteri yıllarca tenkit ettiklerinin yanına gitmesine asla izin vermez!...
Kimselerin olmadığı zamanlarda bir arada bulunan, ölümlerle eğlenen arkadaşların; yıllar sonra sebepsiz ayrı düşmelerinin izahını, henüz kimse yapamadı!...
Taraftarlıkla, Ülküdaşlığı birbirine karıştıranlar yüzünden iki arada bir derede kalan sayısız insanımız, sayısız ülküdaşımız var!...
Bunlardan biri de benim!...
Başsız, Başbuğsuz, amaçsız kalınca; O'nun manevi huzurunda herkesin yüreğini sermaye ederek topladığı oyları, kendi maharetleriymiş gibi yorumlayan ve kendilerini dünyanın merkezi zannedenler yüzünden ayrı düşmeleri kimse izah edemedi henüz!...
Oysa o kadar da açık ve belirgin ki!...
Kimse kimseye küskün ve dargın değil ama kimse de kimseyle bir arada değil!...
Konuşursan; "Aman! zamanı değil! Aman! Bu sözler buralarda uluorta söylenmez!" diye sitemlere muhatap olursun.
Konuşmak için Teşkilatları seçer, dilinin gücü kadar anlatmaya çalışırsın dinleyen olmaz!...
"Dünya Merkezleri" nin dünyamızı işgaliyle dünyasız kaldık!...
"Her türlü emperyalizme hayır." diyen bir fikrin mensupları olarak; ABD Büyük Elçisi'nin, iktidar partisini, ana muhalefet partisini, mecliste grubu olan partiyi atlayarak, meclis dışındaki bir parti genel başkanına "Sayın genel başkan, sizinle daha uzun yıllar birlikte çalışacağız." dediği ziyaretini, anlamakta sıkntı çekiyoruz!...
Uzaktan kumandalıların, "Dolma Kalemler"in, yaygın Basındaki Karen Fogg çocuklarının methettiği bir genel başkanla, nereye kadar gidileceğini anlamakta sıkıntı çekiyoruz!...
Canımız yanıyor elbette!...
Bahse konu genel başkan için, -Teşkilatlarımızın bütünlüğünü koruyabilmek amacıyla- yıllarımızı birlikte yaşadığımız dostlarımızla çok sert münakaşalar yaptık...
Başka partilerde olmalarına rağmen "Ülkücüyüm" diyen arkadaşlarımıza, bu tavırlarını yasakladık!...
İncittik dostlarımızı, yol arkadaşlarımızı, Ülküdaşlarımızı!...
Özürler dilememize rağmen, helallik dilememize rağmen, Dostlarımızın üzerimizde hakları olduğunu bilerek zehrimizi içimize akıtmaya başladık!...
Sustuk "Korktu!" dediler!...
Oysa "Korktu!" diyenlerin, elektrikler kesildiğinde karanlık sokaklarda kendi ayak seslerinden korktuklarını da gördük ve biliriz!...
Anlatamıyoruz ki anlatalım!...
Edebimiz müsaade etmiyor, adabımız razı gelmiyor ve susuyoruz!...
Bizler susunca da lehte veya aleyhte konuşan kalmıyor!...
Sadece susmakla, milletin mukaddeslerine saldırıları sadece seyretmekle de milletin muhabbeti sağlanmıyor!...
Sustukça sıranın bize geleceğini bile bile sustular, ve bizleri de susturdular!...
Emekler inkar edildi!... Oysa bu emekler bir teşekkür bile beklenmeden verilmişti!...
İkballer, ekmekler, çalınan hayatlar inkar edildi!... Oysa bunlar da KUTLU BİR SEVDA'ya hibe edilmişti!...
Türk Dünyasıyla ilgi kesildi!...
"Türkçüler Günü"nün adı milliyetçiler günü olarak değiştirildi!...
Yaygın Basın'ın "Dolma Kalemler"i; "Daha önce 'Beyaz çorap giymeyin, kafa tokuşturmayın' gibi tavırlara yönelik açıklamalarıyla 'milliyetçi davranış kalıplarıyla ilgili' açılımlar getiren Bahçeli, bu kez teorik çerçeve çizme arayışında gibi geldi bana. MHP yeni bir ideolojik arayış içinde mi?" diye methiyeler yazdılar, sorguladılar ses verilmedi!...
Bölücülerin önde gidenlerinden, Diyarbakır belediye başkanı Baydemir; "Bahçeli takdire değer." diye aferinledi!...
Bir başka "Dolma Kalem"; "Çünkü yükselen bir siyasi parti lideri gibi değil, adına yakışır bir biçimde devlet adamı gibi davranıyor." diye methiye yazdı!...
Bizim de beynimiz zonklamaya, nefesimiz daralmaya başladı...
Bunların böyle olacağını, yıllar önceden ve anılan şahsı tanıdıklarından hareketle yeminle söyleyen Dostlarımızla yaptığımız münakaşalardan dolayı utancımızdan ölecek gibi olmaya başladık!...
Oysa hayatımız boyunca hep başımız dik gezmiştik!...
Susturulmak istendikçe naralar atmış, cezaevlerini fikirlerimizle teslim alarak patlaşmıştık!...
Şimdilerde ise; susturmaya asla gücü yetmeyeceklerce ve susun denmemesine rağmen susturulmuşuz!...
Vallahi beynimiz zonkluyor!...
Sessizliğin gürültüsünden kulaklarımız patlıyor!...
Allah(c.c.) encamımızı hayretsin inşallah...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: