Pazar, Ocak 01, 2006

HAŞA ŞİKAYET DEĞİL. SADECE HASBIHAL...

Erzurum'un Güzelleşme sebepleri Dostlarım,
Değerli Ülküdaşlarım;
İnternet sitelerinde seslendirilen bir konuyu, sizlerle paylaşarak duyurmak ve bu arada da siz kadirşinas yüreklerle ve -izninizle biraz da- kendimle hasbıhal etmek istedim...
Atalarımız; "Bi-taraf olan bertaraf olur." diye nefis bir tesbitte bulunmuşlar...
Adlarını zorla "Ulusal" koyan ama asla ulusal yani milli olmayan "Yaygın Basın"dan bana bir tane tarafsız gazete gösterebilenin ellerini öperim... Bu kesin olan ve kimsenin itiraz etmeyeceği bir tesbittir.
Ama doğru mudur?... Hayır, değil!...
Yanlıştan örnek olmayacağını, olmaması gerektiğini bilmemize rağmen onlarca yıldır gösterilen yanlış örneklerden hareketle bizler de aynı yanlışları yapar olduk...
Gazeteler; Yönetim,Muhabir ve Muharrirlerden oluşur...
Yönetimin yani patronların gayeleri bellidir.Hem hizmet verip hem de verdikleri hizmetin karşılığını almaya çalışırlar.Gereken budur ve doğrudur... Patronlar kazanamazlarsa, gazetenin ömrü olmaz... O yüzden beğensek te beğenmesek te Gazetemiz diyebildiğimiz tek gazete olan Ortadoğu Gazetesini almakla mükellefiz...
Muhabirler; haber toplayan ve haber tesbit edenlerdir. Muhabirlerin hangi gazetede çalışırsa çalışsın tarafsız olmak gibi bir mecburiyeti vardır veya olmalıdır...Haber; sadece haberdir. Muhabirin görevi de bütün meslektaşlarından önce habere ulaşmak ve okuyucularına ulaştırmaktır.Habere konu olan olayın doğruluğu-yanlışlığı, faydası-zararı muhabirin işi değildir. Hatta habere yorum katmak bile muhabirin muhabirliğini zayıflatır!...
Muharrirlere gelince; taraflıdırlar.
Taraflı olmak zorundadırlar.Taraflı olmazlarsa muharrir olamazlar!...Muhabir haberi bulur getirir.Yönetim ve yazı işleri, haberin yayınlanıp yayınlanmayacağına karar verir. Haber yayınlandıktan sonra iş muharrire düşer.Muharrir haberi ya alkışlayacak ya da tenkit edecektir. Yani haberin ya yanında, ya da karşısındadır.Dolayısıyla da taraftır, taraflıdır...
Yaygın Basınımız'ın bir kısmı AB'ci, bir kısmı da ABD'cidir. Yaygın basında istihdam edilen muharrir kıyafetli kişilerin çoğunluğu da istihdam edilen, "Dolma kalemler"dir...
Milyon dolarlarla tranferler yaşarlar ve bugün methiyeler yazdıklarına, bir gün sonra -daha fazla tranfer ücreti veren- patronunun direktifiyle küfürler yazabilirler. Bu "Dolma Kalemler"in; dinleri, imanları, felsefeleri, idealleri tektir ve paradır!...
Bu günden sonra Gazetemiz Ortadoğu'da ben fakırin yazılarına yer verilir mi verilmez mi bilemem ama; yıllardır aralıksız seslendiğim tamamen milli olduğuna inandığım Yerel Basın'dan Erzurum'dan "Doğudan Doğan Güneş Gazetesi"nden ve internet sitelerinden, seslenmeye devam edecek "Kurşun Kalemler"den biriyim...
Nefes alıp-vermeye devam ettiğim sürece kalemimi de elimden bırakmaya asla niyetim yok...Yazmam istenen konularda yazmadığım gibi, -isteyen kim olursa olsun- yazmamam istenen konularda da yazmaya devam edeceğim!...
Biz yerel kalemleri susturmanın bir tek yolu vardır!...
Denemek isteyene de -Milletimiz adına ve Allah Rızasını kazanma cehtimizle- hazır ama tedariksiz olarak, hareket serbestisi veririz!...
Ortadoğu'da yazan arkadaşlarımızın, ülküdaşlarımızın tamamı da aynı duyguların sahibi, Ülküdaşlarımızdır.Onlar da; diğer Dolma kalemler paradan yana taraf olma haklarını kullanırken, Allah Rızası için fikirlerinden yana taraftırlar... Yazılarından ve yazdıklarından dolayı para almazlar. Para talep etmeyi düşünmezler bile... Sadece duyarlar-düşünürler-yazarlar...Seslerini kaç kişiye daha duyurabilirlerse o kadar mutlu, o kadar başarılı bulurlar kendilerini... Ortadoğu Gazetesi'nde yazanlar Ülkücüdürler. Dava Adamları'dır...Asla istihdam edilemezler ve asla dikte edileni yazmazlar. Onlar, Millidir dolayısıyla Milli Duruş sahipleridir...Tamamına yakını açlık-tokluk sınırında yaşamayı şeref sayarlar!... Tamamı hürdür, bağımsızdır.Tamamına yakını "Kendi Olmak" başarısını yakalamış fikir erleridir... Ortadoğu Gazetesi'nin adına gelince; bildiğim kadarıyla gazetenin adını Rahmetli Başbuğumuz koymuş ve çıkmasını, çıkarılmasını -yine- Başbuğumuz istemişti...
Başbuğumuz'un Hakk'a yürüyüşünden birkaç yıl sonra ortaya atılan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) adındaki dış kaynaklı, emperyalist projeyi hatırlarsak, Gazetemiz'in adının otuz yıl önceden -bir ileri görüş şaheseri olarak- niye Ortadoğu olarak koyulduğunu da anlarız sanırım... Kim ne derse desin, kimler nasıl yorumlarsa yorumlasın; Allah rızası için Kutlu Sefere katılmış Ülkücü kalemler, istihdam edilemeden, "Dolma Kalemler" gibi başkalarının dolduracağı mürekkeplere ihtiyaç duymadan, duymaya ve duyduklarını yorumlayarak yazmaya devam edeceklerdir...
Gayret Ülkücü kalemlerden, takdir Yüce Yaratan'dan, Allah(c.c.)'tandır...
Herşeye rağmen Ortadoğu Gazetesi ve herşeye rağmen Ortadoğu gazetesi almaya devam...
Yerel Yüreklerin seslenme yerlerinden DOĞUDAN DOĞAN GÜNEŞ GAZETESİ ve benzerleri Yerel gazeteler de yaşatılmalıdır ki bu yerel gazeteler sayesinde de Ortadoğu gibi Milli Gazetelerimizin yaşama şansları devam etsin...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN...
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com
tokkali_53@hotmail.com

Hiç yorum yok: