Pazar, Şubat 27, 2005

ASAYİŞ TEHLİKEDE

Devlet olmanın olmazsa olmaz üç maddesini; Kutadgu Bilig'den alarak birkaç kez anlatmıştık...Yaygın basının haber olarak manşetten verdiği bir prof.un adam bıçaklaması olayı üzerine, Kutadgu Bilig'in yüzyıllar öncesinden yaptığı öğretiyi bir daha hatırladım...
Hakan; tebaasından üç maddelik bir istekte bulunur:
1- Yasalarıma uyun.
2- Verginizi ödeyin.
3- Dostumu dost, düşmanımı düşman belleyin.
İstekler çok sade ve çok mantıklıdır. Tebaanın yani milletin hakanından cevabi istekleri de en az o kadar mantık şaheseridir.
1- Yasalarına uyarız ama adil olursan...
2- Vergimizi öderiz ama gümüşün ayarını düşürmezsen...
3- Dostunu dost, düşmanını düşman belleriz ama can ve mal güvenliğimizi sağlarsan...
Yüz yıllardır Türk Milleti'nin devletinden istekelri, hiç değişmeden bu üç madde halinde kalakalmıştır...Türk Milleti'nin devletinden istekleri, kıyamete kadar da böyle üç madde olarak kalacaktır.
Bu gün yasalara uyma ve vergi ödemeyi bir kenara bırakmak istiyorum!..Üçüncü maddedeki isteğe yoğunlaşacağım. Devletin dostunu dost, düşmanını düşman belleriz ama can ve mal güvenliğimiz sağlanısa deyip başlayacağım.
Yaygın basında boy boy, kapkaççılardan ve hırsızlardan korunma yolları öğretilmeye başlandı!...Yani ülkemizde can ve mal güvenliğimizin tehlikede olduğu; artık Yaygın Basın tarafından bile saklanmıyor!..
Yaygın basına ve öğrettiklerine göre artık herkes kendi başının çaresine bakacak!... Yani ülkemizde asayiş, Hakk getire!...
Başının çaresine bakmak zorunda bırakılan bir profesörümüz, canını kurtarmak için adam bıçakladı ve yaygın basının tamamında manşette haber oldu!...
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof.Hayrani Altıntaş, canını kurtarmak için bir taksiciyi bıçakladı!... Bu ilahiyat profesörümüz; misyonerlerin yaptığı gibi hristiyanlık öğretisini temsil etseydi sağ yüzüne tokat yiyince öbür suratını çevirebilirdi!...Ama "Haksızlık karşısında susan dilsiz kafir gibidir." öğretisine inandığı için, haksızlık karşısında susamadı ve canına kastetmek isteyen şehir magandalarına anlayacakları dilden bir cevap verdi...
Canını ve malını korumak için; saldıranlara saldırdı ve en iyi müdafaanın taarruz olduğunu da herkese hatırlatarak öğretmiş oldu...
Heyyyyyy!..Yukardakiler!.. anarşinin ayak seslerini duymuyor musunuz?
Yarın iyice azıtacak anarşiden sizleri kim koruyacak?!...
Sancaktarlıklarını yaptığınız AB veya ABD'nin sizi koruyabileceğini mi sanıyorsunuz?
Onlar; kendilerini dev aynasında görmelerine rağmen dört baldırı çıplak Arap'tan ikiz kullerini koruyamadılar!..İkiz kule dört arap tarafından yerle bir edilince de sesler kesilinceye kadar helikopterle havada saklandılar...Dört Araptan ikiz kulelerini ve pentagonu koruyamayanların gelip Türkiye'de sizleri koruyabileceklerini mi sanıyorsunuz?
AB istiyor diye, ABD dayatıyor diye Devletin yasalarıyla daha fazla oynamayın. Yoksa bu gün koruma müdürlerinizin telefon ve cüzdanlarını alanlar, yarın bizzat sizin canlarınızı hedef alacaklardır!...
Heyyyy Ankaradakiler!..
Asayişi bu kadar ihmel ederseniz; can ve mal güvenliğinden endişesi olan millet, dostunuzu dost düşmanınızı düşman bilemez!...Çünkü sadece kendini korumakla meşgul bir hale gelir... Evlere giren hırsızların -AB istiyor diye- can güvenliklerini sağlayacak yasalar çıkarırsanız adil olamazsınız ve dünyayı üzerimize güldürürsünüz!... Hırsızın sadece yatak odasında vurulabileceğini, yasalarla belirlerseniz; bütün evlerin yatak odaları dışında kalanlarını, hırsızlara peşkeş çekersiniz...Bu memleketi bir hırsızlar cenneti edersiniz!...
Emniyet Güçlerinin ellerini-kollarını bağlayacak yasaları çıkarmakta ısrarcı olursanız; ellerinde tek yaptırım gücü olarak kalan trafik cezaları yüzünden milletle emniyet güçlerini hasım yaparsınız...
Heyyyyy! AKP'liler;
Heyyyy Recep tayyip erdoğan'ın Kurmayları; Bir İlahiyat profesörünü canını korumak için adam bıçaklayacak kadar ortamı asayişsiz bırakırsanın bu memleket kan gölüne döner!...Bu kan gölünde de konumunuz gereği önce sizler boğulursunuz!...
Devletli milletlerin ve tarihin özel milletlerinin başında yer alan Türk Milleti'ni Devletiyle kavgalı hale getirmek için planlanan oyunun içinde olan herkes, bu milletin öfkesine muhatap olacaktır...
"Bu yol ihanet yoludur.İhanet yolcularının mukadder akıbetinden kurtulamazsınız.." uyarısını dikkate almayan AKP'lileri, aymazlıkla suçlamak artık akıl işi değildir.
Devletin bekası söz konusu olmasa "Kendi düşen ağlamaz.." demek te mümkün...Ama Devlet kurumlarının birinci sırasında bulunan hükumete "Kendi düşen...." demek lüksüne asla sahip değiliz...
Gaflet içinde de olsalar, dalalet içinde de olsalar Hükumet edenleri uyarmak, vatandaşlık görevimizdir...
Aksi halde " Bu hesap ahirete kalmayacak, Türk Milleti ile birlikte bu dünyada ve çok yakında görülecektir..." şeklindeki celalli söyleme, bütün Millet katılacaktır...
Türk Milleti olarak dünümüzden asla utanmadığımız gibi yarınımızdan korkmak gibi bir acze de asla düşmedik ve düşmeyeceğiz...
Bu asil Millet, artık devlet-millet hainlerini tanıyor. Bu hainlerin ağız birliği ile saldırdığı kurumlarına sahip çıkacak kadar da feraset sahibidir... Bu millet; hainlerin ağız birliği ile saldırdığı Ordusunu baş tacı etmekte, paşalaştırmakta ısrarcı olacaktır...
Çünkü Devletin zorda milletin darda olduğu günlerde bu milletin Ordusundan başka güvencesi, tarihte de olmamıştı günümüzde de olmaz...
Bu asayiş konusuyla daha çoook ilgilenmek gerek çoook....

TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: