Pazar, Ekim 29, 2006

RABBİM UTANDIRMASIN...

Birilerine, birşeyleri hatırlatmak yine bize düştü!...
Bir neslin içinde fırtınalar hapsedildi!... Bu nesil, volkanca patlamak üzere!... Bu anlatılmaz iç sıkışıklığını, bu gönüllü ve kendi kendine vurulmuş prangayı; anlaması gerekenler anlamalı artık!... Bu kadar tahammülün sonunun iyi gelmeyeceğini, bu nesili tanıyan herkesin anlaması ve anlatması lazım artık!...
Böyle devam ederse sonunda patlaması mukadder bu volkandan; çevre de zarar görecek!... Tahammülün son sınırına kadar beklenilmesi, sadece çevreyi ve çevrecileri korumak için elbette!...
Bu seslenişimi, bu uyarımı; gençlik olaylarını organize etmiş, olayları yaşamış herkesin ciddiye alacağından eminim. Gençlik olaylarını ve toplumsal olayları kendilerine malzeme etmeyi maharet sayan zihniyetin günümüz temsilcileri de bu seslenişimizi dikkate alacaklardır biliyorum!...
Ama bir farkla; yaşayarak bilenler, endişeyle olabilecekleri beklemek veya engellemek için harekete geçecekken; olabilecekleri kendilerine sermaye etmeye alışık siyasi lümpenler ise olacakları çabuklaştırabilmek için faaliyete geçecekler hatta geçtiler bile!...
"Kahramanı olmayan ve kahramanı ölmeyen topluluk, millet olamaz." diye bir tarifimiz, bir inancımız vardır ve yıllardır haykırır dururuz. Kahramanlarının ve kahramanlıklarının sayısını bilemeyen ve her an kahramanlarını ölüm denen sevdasıyla kucaklaştırmak üzere nöbette olan bir Milletin ahfadıyız hamdolsun. Ve de hamdolsun ki kahramanlar üreten bir hareketin mensuplarıyız...
Haçlı'nın, AB'nin, ABD'nin ve yerli işbirlikçilerinin, hep beraber uyguladıkları yıllara sari baskılar sonucu; kahramanlar, patlamaya hazır hale geldiler!...
Bu milletin sabrının taşması, bu milletin kahramanlarının patlaması, depremler yaratır hatırlatırız!.. Bu depreme deprem çadırları da dayanamaz, deprem çadırı saskinlerinin hatalarından siyasi medet uman siyaset lümpenleri de!...
Yaklaşık elli yıldır; eğitim bakanlığımızın, savunma bakanlığımızın ve istihbarat teşkilatımızın başındaki "Milli" sıfatını yok etmeye çalışıyorlardı. Nerdeyse başarılı da oldular!...
"Misak-ı Milli"mizin parçalanmasını, yıllardır seyrediyoruz! Misak-ı Milli'nin; milli yemin, ulusal ant anlamına geldiğini bile unutturdular nerdeyse!...Sınırlarımızı, namusumuza eş tuttuğumuz için Misak-ı Milli dediğimizi unutturdular ki başımıza çuval geçirilmesini seyrettik sadece!...
Bu yemine sadık kalanların, patlamaya hazır olduklarını hatırlatmaya çalışıyoruz -son bir gayretle- aymazlarımıza!...
Haçlı, bu tehlikenin farkında!...
Bu farkındalığın gereği olarak ta milli siyaset yapmak isteyenleri hedef aldılar. Milli kurumlarımızla birlikte, milli kimlikli siyaset kuruluşlarımızı da hedef aldılar!...
Türk Milleti'nin teşkilatlanmış fotoğrafı-yüzü olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve milli siyaset yapan Milliyetçi Hareket Partisi'ni hedef aldılar!...
Şükürler olsun ki Türk Milleti'nin refleksi olan Ülkücü Hareket te, Haçlı'nın haberdar olduğundan haberdar!...
Tehlikenin farkında olarak önce kapılarının önünü temizlemek üzere harekete geçtiler. Karar verilen harekat ciddi ve bu ciddi kararı engelleyebilmek için uygulanan oyunlar da ciddi!...
Artık her Ülkücünün, ciddi olarak düşünme ve düşündüğünü uygulamaya koyma zamanı. Harekatın komut düğmesine basıldı. MHP'de olağan kongre süreci Genel Başkanımızca başlatıldı. Ülkücülerin, özeleştiri yaparak hatalarını tesbit ve yanlışlardan süratle dönmek için harekete geçme zamanı geldi...
Sevmeyenlerin, hasımların sevinerek ve bıyık altı gülerek; Ülkücülerin ise içleri kan ağlayarak ve utanarak hatırladıkları MHP adıyla yapılan yanlışlardan vaz geçme zamanı geldi...
Yüzbinlerce MHP üyeliğinin iptaliyle, yüzlerce başarılı il ve ilçe teşkilatlarının feshedilmesiyle, binlerce Ülkü Devi'nin teşkilatlarıyla olan resmi bağlarının kesilmesiyle yapılmak istenen "Ülkücü hareketi Engelleme" operasyonları olarak yorumladığımız yanlışlardan dönmenin, zamanı geldi...
Kanaat Önderi bütün Ülküdaşlarımızın artık evlerinden çıktıklarının farkındayız. Herkes kendi bölgesinde, kendi beldesinde görevli olduğunun farkında ve şuurunda. Her kanaat önderi Ülkücü; kendi bölgesinin Üst Kurul Delegeleri'ni ziyaret etmek, aramak, onu gerçeklerle yüzleştirmek mecburiyetinde olduğunun farkında...
Ülkücü Hareket'in bu muhteşem ayak seslerini, elbette Haçlı duydu!... Karen Fogg Çocukları, Dolma kalemler duydu!...Duydukları bu muhteşem sesi, MHP Genel merkezinde ki "Yol Arkadaşları"na da duyurdular!...
Yapılan heyecanlı yanlışlar, bu yüzdendir!...
Bu muhteşem ayak seslerinin oluşturduğu panik yüzündendir. İhbarlar, hatalar, Ülkücüye yakışmayan davranışları, Genel başkan adına yaparak Genel Başkan'ı kendi hatalarına ortak etme telaşı, bu panik yüzündendir!...
Mevcut Genel Başkanımızı; koalisyon ortağıyken ve sonraki dönemlerdeki yanlış uygulamalarından dolayı tasvip etmeyenlerdeniz. Bundan önceki kongrelerde de muhaliflerdendik. Buna rağmen asla ve asla Genel Başkanımız'ın bir Ülküdaşımızı ihbar edebileceğine veya ettirebileceğine inanamamaktayız... Bir MHP üyesini "Sahte İkametgah" yaptırmak suçlamasıyla ihbar ettirebileceğine asla inanamayız. Hatta bu yanlışa mutlaka müdahil olacağı inancındayız...
Genel Başkanımız'ın; kendilerinin başlattıkları olağan kongre sürecinde; rahatsız ülküdaşlarının söylediklerini dinleyeceğine, varsa hataları kabulleneceğine aksi halde ülküdaşlarını ikna yoluna gideceğine inananlardanız...
Aksi halde Genel Başkanımız'ın da paniklediği tarifi çıkar ki bundan da Vallahi çok utanırız!...Rabbim bizleri utandırmasın...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua..
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: