Cumartesi, Şubat 10, 2007

ALLI MORLU TÜRKMEN KERVANI...

Örülü duvardan tuğla istenmezmiş!...
Büyük Birlik Partisi'nin; Antalya'da yaptığı toplantının sonunda, Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaptığı konuşmayı dinleyip tuğlasını istemeyenin; aklından, ferasetinden ve en sonunda da -üzülerek- cesaretinden endişe duyulur.
Üç gün süren Antalya seminerlerini; heves, heyecan, merak ve iştiyakla izledim. Aslında meramımı anlatabilenlerden olduğumu sanırdım ama buradaki üç günü, anlatmaya yeltenmekten korktum!
Ya hamaset yaparak tamamen kendi ruh dünyamı sizlere aktarmalıyım ya da asla buradaki muhteşem atmosferi anlatmaya niyetlenerek sihrine dokunmamalıyım. Ben ikinci yolu seçeceğim. Buradaki Müslüman-Türk Atmosferini yaşayanları şanslı sayarak; burada olamayanların üzülmelerine üzülmekle iktifa edeceğim...
Bu muhteşem atmosferi yaşamama vesile olan Sayın Muhsin Yazıcıoğlu Beyfendi'ye teşekkürler sunmasam da kendimi eksik sayarım. Sağolsun Muhsin Başkan. Yorulmasın, darılmasın ve asla kırılmasın. Zaten O'nu yoracak, O'nu darıltacak, O'nu kırabilecek meselelerin çoktaaaaan bittiğinin; O da, O'nun davetine icabet ederek bahtiyar olan devler de ve bütün katılımcalar da farkındalar... Başka türlü bu muhteşem atmosfer oluşamazdı.
Meselenin muhteşemliği; toplantının bitişinde bütün Türkiyeye duyurulan basın bildirisiyle de mühürlendi.
Bildiri, 9 (dokuz) madde...
Birinci maddesiyle; Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının, neye kararlı olduğu net olarak vurgulandı. İşte bildiri maddelerinden başlıklar:
"1- Türkiye için çıkar yol, Türk Milliyetçiliğidir. Türk Milliyetçiliği, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel harcıdır.
2- Son günlerde Türk Milliyetçiliğine, Devletimize ve partimize yapılan saldırılar, kötü niyetli bir planın uygulamalarıdır. Başbakan'ın da bu bu çirkin saldırı planınakatılması tehlikeli ve düşündürücüdür.
3- -özetle- AB dayatmalarıyla çıkarılan uyum v.s. yasalarıyla Güvenlik Güçlerimizin eli-kolu bağlanmıştır. Ülkemiz asayişsizdir. Dış politikamız perişandır. Bu yüzden AB'ye giriş süreci, derhal durdurulmalıdır.
4- Daha fazla beklemeden ve gecikmeden TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ için gereken çalışmalar, başlamalıdır.
5- IMF ve Dünya Bankasıyla daha fazla gec,kmeden hesaplar kapatılmalıdır.
6- Yoksulluk, işsizlik ve yolsuzluğa sür'atle dur denilerek bütün yurttaşlarımız, sosyal güvenlik sistemine kavuşturulmalıdır.
7- Cumhurbaşkanını cumhur seçmeli ve başkanlık sistemine geçmelidir.
8- Demokrasi bütün kurallarıyla işler duruma getirilmeli ve Genel Baaşkanlık Diktatörlüğü haline gelen sapmadan sür'atle vaz geçilmelidir.
9- Büyük Birlik Partisi; son katılımlarla daha da güçlenerek hemen yapılacak seçime hazırdır.
Ve bağlayıcı son slogan cümleler:
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti
Yaşasın Türk Dünyası
Ne mutlu Türk'üm diyene..."
Bildirinin okunmasından sonra kürsü alan Muhsin Yazıcıoğlu'nun konuşmalarından, vücut dilinden ve bakışlarından söylediklerine inandığı çok belli oluyordu ve bu inanan davranışlarıyla da dinleyenleri, inandırıyordu.
Hele kırk yıllık eski Ülküdaşlarının gözlerine bakarak; "Firari ülküdaşlarımıza deyin ki Muhsin Yazıcıoğlu seferberlik ilan etti ve hepinizi sefere çağırıyor." davetiyle ağlamayan Ülkücü yoktu...
Yine Muhsin Yazıcıoğlu'nun deyimiyle; " Allı morlu Türkmen kervanı, bütün engellemelere rağmen seferdedir." sözleriyle de sanki gök kubbe yırtıldı tezahüratlarla...
Davet edene, çağrı; davete gelenlere icabet çok yakışmıştı. Çünkü sözle söyleyen muhteşem bir uyumdaydı...
Bu güzel davete, bu Türkçe ve erkekçe duruşa bütün Ülküdaşlarının katılacağına da ben inandım.
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: