Cuma, Şubat 02, 2007

BEN DE "YAZMAYACAKTIM YAZACAĞIM"

Bir "Yazmayacaktım Yazacağım" da bendenizden olsun.
Bir başka safta dururken, kendi safıyla alakası olmayan bir yerleri tenkidin, akılla ilgisi olamayacağını bilenlerdenim. Dahası Anadolu'da; "Boşadığı karıya o...u diyen, peşinen pezevenktir." şeklinde bir söz olduğunu ve bunu hazmetmiş kişiler olduğumuzu defaatle söyledik yazdık...
Terk ettiğimiz, boşadığımız dünümüzün değerini, kötülemek gibi bir gailemiz elbette olamaz, olmamalı...
Ama; demokrat söylemlerle meydana çıkıp anti demokrat uygulamalarla meydan işgal edenlerin; kendilerini terk edenler hakkında da konuşmamaları, ahlak gereğidir. Aylarca hatta yıllarca Anadoluyu hallaç pamuğu gibi atarak MHP Genel Başkanlığı'na hazırlanan ve adaylığını yine bir dağ başında, bir Ülküdaşının Kabri başında açıklayan bir gönül ehlini; asla demokrat olmayan ve çok korkakça uygulamalarla diskalifiye eden bir düşüncenin ve uygulattırıcısının, birilerine bir şey söyleme hakkının da bitmesi gerekir.
Gününden çok evvel; "Devlet Bahçeli'nin yeniden genel başkan olacağı bir partiyle ilgi ve alakamı keseceğim." şeklinde açıklamam olmasına ve hak etmeyenlerin, zorla genel başkanlığa oturmasıyla da son terk edenlerden oldum. Elinden oyuncağı alınmış yaramaz çocuk misali kaldığımı da defalarca anlattım.
Dine kafa tutabilen tek olgunun töre olduğunda sanırım herkes hemfikirdir. Dinimizin yasaklamasına rağmen kin denen, kan davası denen bir töresel olgu vardır. Hatta Orhun Yazıtları'nın son cümlesinin; "Kinim, dinimdir." şeklinde olduğu da bilinir. Her halde buradan hareketle de Yüce Rabbımız "Kısas" uygulamasına izin vermiştir. "Size yapılan kötülüğe misliyle mukabele ediniz." izni İlahidir. Elbette bir sonraki Ayette; "Ama affederseniz sizin için daha hayırlıdır." uyarısını da biliriz.
Bunları bilerek Kısas haklarını uygulayarak, haklarındaki daha hayırlı uygulamadan vaz geçme iradelerini kullanıyorlar.
Meşru zamanda, meşru zeminde, meşru yollarla yapacakları uygulamalarını; gayr-ı meşru yollarla engelleyenden elbette hesap sormak gibi bir Kısas hakları var...
Ülkücüler de bunu yapıyorlar. Bu kere de "Vay efendim, MHP'yi parçalamak için seçimlere yedi ay kala BBP'de birleşme davetleri var." diyorlar!...
Ya ne olacaktı?...
Bütün haramiliğinize rağmen, bütün gayr-ı meşruluğunuza rağmen; "Size gücümüz yetmedi bizi bağışlayın ve kapıda bekleyelim." mi diyeceklerdi!?...
Madem ki; " Sağdan da saysan, soldan da saysan bu memlekette 250.00 ülkücü var. Diğer tarafta 2,5-3 milyon bakir oy var. Biz o bakir oyları hedefledik." buyrulmuştu!... Mademki küçümsenen sayıda Ülkücü kaale alınmıyordu. Ülkücüler de şimdi kendilerini kaale almayanları, kaale almama haklarını kullanıyorlar!... Tavırları meşrudur. Duruşları doğrudur.
Bana göre doğruyu da yapıyorlar. Bu yanlış ve baskıcı uygulamaya karşı bigane kalsalardı vicdanları incinirdi...
Despotça, hoyratça rind gönüllü Ülkücüleri incitenler; elbette incitilmeye de hazır olmalılar...
İnternetle saldırılan PKK'lılardan, Ülke satıcılardan, Solcu Ulusalcılardan belki oy alabilirler ama baltalarla, sopalarla, silahlarla saldırılan Ülkücülerden biraz zor oy alacaklardır.
İlk ve son kez "Yazmayacaktım Yazacağım" sözünü, başlığını -izinsizce- paylaşarak ve bu kanaatin başlığını paylaştığımız Gönül Ehli ile hiç bir alakasının da olmadığını açıklayarak...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: