Pazar, Şubat 04, 2007

HRANT OLAYI !...

Günlerdir daha doğrusu Hrant Dink'in katledildiği günden beri; hemen her kes bir işgüzarlıkla, bir bilmişlikle -başka şeylerle uğraşmaları gerekirken- Milliyetçiliği tanımlamaya daha doğrusu yargılamaya başladılar!...
Bu yargılamayı yaparken de farkında olarak veya olmayarak Ermeni Milliyetçiliği'ne tetikçilik yaptılar, yapıyorlar sanırım daha yapacaklar da!...
Artık bu konuyla ilgili hezeyanları okumuyorum.
Ama çaresizlikten veya birebir tanıdığım Dostlarım'ın katılımlarıyla zenginleşen ve güzelleşen TV Programlarını izliyorum.
BBP Genel Başkanı Sn. Muhsin Yazıcıoğlu'nun, BBP Genel Başkan Danışmanı Sn. Namık Kemal Zeybek'in katılımcı olduğu programlar da izlediklerimden bazıları...
"Dolma Kalemler" ağırlıklı katılımcıların arasına bu iki Millet Evladını, -aslında- fikren linç edebilmek amacıyla çıkardıkları hemen belli oluyordu. Yalnız bu iki Millet Evladı'nın ehliyetlerinin, müktesebatlarının farkında olsalar çağırmayacaklarını da, program sunucularının vücut dilleriyle verdikleri tepkilerinden okudum...
Neyse; konumuza, Milliyetçiliğin Yargılanmasına dönmek istiyorum...
"Tanımlar, kavramları tam olarak tarif edemez ama anlaşılmasını kolaylaştırabilir." şeklindeki veya buna çok yakın söylemlerdeki Namık Kemal Zeybek ifadesine, aynen katılırım...
Bütün "...izm"lerin; herkese göre farklı tanımları olabileceği ve hiç bir tanımın da bahsekonu "...izm"i tam anlatamayacağında sanırım anlaşmamız lazım...
Buradan hareketle yani bütün "...izm"lerin tanımlarını; kendimize veya başkalarına göre hatırlarsak görürüz ki Milliyetçilik, bir "...izm" değildir.
Milliyetçilik ne bir fikir akımı ne de felsefik bir kavram değildir. Dahası TV Programlarında, "Dolma kalemler"ce -ve çok cahilce- söylendiği gibi çok genç, Fransız İhtilaliyle doğmuş bir akım, hiç değildir. Belki Fransız Milliyetçiliği'nin miladı olarak Fransız İhtilalini başlangıç sayanlara hak verebilirim ama asla bizim meselemiz olmadığını da söyleyerek..
8. Yüzyıldan kalan Orhun Yazıtları'ndaki, ondan iki yüz yıl evvel yazılmış Yenisey Yazıtları'nda tarif edilerek tarhe bırakılan Türk Milliyetçiliği'nin yaşından haberi olanların, bu cehaleti göstermelerine sadece gülerim.
Eğer bilerek söylediklerinde ısrar ederlerse; hangi milletten olurlarsa olsunlar önce gerçeğe sonra da Türk Milliyetçiliğine ihanet ettiklerini söylerim...
Bitmediiii !...
Yusuf Has Hacip'in 1010'larda yazdığı Kutadgu Bilig; Kaşgarlı Mahmut'un 1073-74'lerde yazdığı Divan-ı Lügat-it Türk adlı eserlerinden ve bu eserlerdeki anlatılan, tarif edilen Türk Milliyetçiliği'nden de habersizlerse; bu zevata sadece "Cahil Aydın Geçinenler" derim...
Bu coğrafyada, Haçlılar'ı defaatle yenilgiye uğratıp geldikleri gibi gönderdiğimiz yıllardan beridir Türk Milliyetçiliği, sorgulanır, yargılanır!...
Batının, AB'nin, ABD'nin Türk Milliyetçiliğini yargılamasını, Türk Milliyetçiliğinden korkmasını anlarım. Dahası anlamakla da kalmaz mazur görebilirim. Çünkü yüzlerce yıldır Haçlı, mağlubiyetlerin; Türk Milleti ise defalarca galibiyetlerin psikolojisi içindeler...
İçimizdeki hain fıtratlı "Dolma Kalemleri" anlamakta önceleri sıkıntı çekerdim ama milyon dolarlarla, birbirinin mesai arkadaşı gazeteler arasında yaşadıkları transferlerden sonra, artık onları, -yine anlayamamakla beraber- tanıyorum...
Yıllardır milliyetçiliğin bir fikir akımı, bir öğreti olmadığını; ancak içgüdüsel bir davranış olduğunu, bir yaratılış özelliği olduğunu bağırır dururum. Ama bizim "Dolma Kalemler"imiz(!)e verilen görev, Haçlı silahşörlüğü olduğu için bu yaratılış özelliğine saldırır dururlar!...
Hep bir ağızdan "Milliyetçilik katildir." hükmünü vererek deklere ederlerken; bu memlekette beşbinden fazla Milliyetçi Türk gencinin, sosyalist geçinen katillerce katledildiklerini unutmak ve unutturmak isterler!...
"Adam adama yamuk yapmış! Adamın da ..... , adamın da ...." şeklindeki avamca tekerlemeyi; hem siz kıymetli Dostlarım'a, hem de "Dolma kalemler"e aktarmış olmama ve olaya aynen millet gibi baktığımı söylememe rağmen; bu şerefsizce cinayetin asla milletin tasvibini görmediğini söylemiş olmamıza rağmen "Dolma Kalemler" görevlerine, Türk Milliyetçiliği ve milliyetçilere zehir kusmaya devam ediyorlar!...
Allah'tan bu millet; hain yılan zehirlerine karşı şerbetli de istediklerine ulaşamıyorlar!...
Bakın "Dolma Kalemler";
Belki tarihin dolgu malzemesi azınlıklar, sizin dolduruşunuzla bir şeyler yapmaya yeltenebilirler ama bilesiniz ki bu Yüce Millet, size sadece bıyık altından gülmekte ve sizi asla kaale almamaktadır...
Bendeniz; milliyetçilik tanımımdaki "Amcası ile dayısı kavga ederken amcasından yana duramayan biri, milliyetçi olamaz." örneğimde ısrarcıyım. Bunun bir iç güdüsel duygu olduğunu ve yaratılış özelliği olduğunu da ısrarla söylerim.
Buradan hareketle de milliyetsizim diyen ve dikkatle araştırılırsa dayılarının -büyük bir ihtimalle Türk olmadığını zannettiğim kişilerin- milliyetsizliklerini anlarım...
Akrabasının kıymetini bilemeyenin, kardeşinin, babasının, amcasının kıymetini bilemeyen ve hiç bir ortamda onlara arka vermeyenlerin; Türk Milletine arka vermelerini, kendilerini milletine karşı sorumlu hissedebilmelerini, bekleyebilir miyim?...
Hrant Dink adındaki hem kendi milleti Ermeniler'le, hem de Türk Milleti ile kavgalı birinin; bir başka kendisiyle kavgalı, kişilik bozukluğu duruşundan belli olan bir çocuk tarafından katledilmesinden dolayı; birilerinin hele Ermeniler'in rahatsız olmalarını anlayabilirim. Ama cinayetle asla ilgisi olmayan ve olmasının da akılla alakası olmadığı kesin olan Sn. Muhsin Yazıcıoğlu'nun akrabası olduğunu programcının söylediği biri tarafından savunulmasını, anlayamam!... Hem de kendi akrabasını, -nerdeyse- bu cinayetten sorumlu göstermek gayretlerinin arkasında, emperyalist eller ve millete ihanet ararım!...
Olaylara at gözlükleriyle veya köpekçe işaret edildiği yerinden bakmanın; milletçe sadece bir tek tarifi vardır oda; ihanettir, hainliktir!... Hrant; Ermeni olduğu için değil, korunamadığı için katledilmiştir.
Bu Yüce Millet; yüzlerce, hatta binlerce yıldır kahramanlarına, gazilerine kutsiyet verirken, hainlerine de hep cezai müeyyideler uygulamıştır, uygulayacaktır...
Hainlerin korkak olduklarını, biliriz. Bu korkaklıklarını bildiğimiz için de düşünmelerini, korkmalarını ve artık bu Millete ihanetten vaz geçmelerini, öneririz.
Çocukluğumuzda mahalle kavgaları yaşardık. Büyüdük bitti.
Genliğimizde lokal hemşehricilikler yapardık. Olgunlaştık bitti...
Tarih ve tarihimiz de milletler mücadeleleri ve devletler kavgalarıyla, savaşlarıyla dolu.Üzerimize gelinmesin bitsin!...
En iyi müdafaanın taarruz olduğunu; tarihte defalarca Haçlı'ya ve düşmanlarımıza öğreterek yaşamışız. Hala öğrenemeyenler veya dünü unutanlar varsa, bu onların eksiği ve meseleleridir...
Hrant'ı sevmiyordum. Hrant'a öfkeliydim ama onu koruyamayan Hükümete çok daha öfkeliyim!...
40.000 insanımızın katili olarak ölümü 40.000 kere hak etmiş bir alçağa gösterilen koruma hassasiyeti; Hrant'a gösterilememişse bu Hükumetin aczi ve ayıbıdır.
Keşke istifa ederek hem kendilerini rahatlatsalar, hem de Milletimizi "Ermeni katilliği Töhmeti" nden kurtarsalar...
Bir daha tekrarlayayım ve hatırlatayım ki, Millet; "Adam adama yamuk yapmış! Adamın da ....., adamın da ....." diye geçiştirmiştir Hrant Olayı'nı...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: