Cumartesi, Kasım 25, 2006

İTHAL VEYA İHRAÇ KAFALARA...

Kocaman kocaman adamlar, kocaman kocaman prof.lar; -AB adındaki "Haçlı" istiyor diye- bizi "Hasta Adam" tarifinden kurtararak, bir imparatorluğun küllerinden, "Ulus Devlet" düşüncesiyle Türkiye Cumhuriyeti gibi kimlikli, kişilikli bir devlete dönüştüren "Muhteşem Türk Atatürk"ü yargılamaya niyetlendiler!...
Aymazlığın, "...gaflet, dalalet ve hatta hıyanet" içindekilerin, bu cür'etleri karşısında sadece şaşırma hakkımı kullanmak istiyorum!...
Bir insanın; "Milliyet"li veya "Milliyet"siz olma gibi bir seçim yapma yeteneğinin olduğuna inanmayanlardanım...
Milliyetçilik'in bir dünya görüşü, bir üretilmiş düşünce sistemi olduğuna da inanmayanlardanım ve bunu defalarca yazdım, sayısız kere söyledim!...
Milliyetçiliği; -tehlikleli veya tehlikesiz- bir fikir akımıymış gibi göstermenin, ne kadar gereksiz ve boş bir çaba olduğunu da şimdi söylemek istiyorum. Milliyetçilik; bir iç dürtüdür. İç güdüsel bir davranış biçimidir. Bir insanın kendini her hangi bir milletin mensubu sayarak ve o milletin yükselmesi için çabalaması, okutularak, öğretilerek elde edilemez... Bir insan; yaratılış özelliği olarak kendini ya milliyetli ya da milliyetsiz olarak hissedebilir!... İki halde de yapılabilecek bir şey yoktur!... Sadece bu iki karakter örneği de "Devletli" milletler tarafından kullanılabilir!...
Sistemimiz gereği, hatta tarihi teamüllerimiz gereği kendini "alt-üst kimlikli" vehmetse bile biz; tebaamız bellediğimiz şahıslara, -istedikleri değil- faydalanabileceğimiz görevleri vermişiz, veririz. Tarihte Türk Milleti olarak bunun sayısız örneklerini bırakmışız...
"Kül Tigin ve Bilge Kağan Kardeşler"le birlikte tarihe hediye ettiğimiz "Bilge Tonyukuk", bu davranışımızın çok net bir misalidir. Bir Çinli olan "Tonyukuk"u alıp bir de "Bilge" ünvanı vererek "Bilge Tonyukuk" adıyla tarihe hediye eden Milletiz Biz!...
"Bilge Tonyukuk"un Çinli olduğunu, ne hatırlar ne de hatırlatırız. Çünkü tamamen Türkleştirmiş, tamamen tarihimizde bağrımıza, gönlümüze basmışızdır...
Bunun aksi davranışlarımız da vardır. Başka milletlerden, lazım olan devlet adamı, düşünür, usta bir sürü insan almışız. Bize uyanları ve sadık kalanları; kendimizle birlikte tarihe emanet ederken sadakatinden şüphelendiklerimizin de defaatle kellesini almışız!...
Düşünen, üreten insanlara tarihte bizim kadar hamilik etmiş ve bizim kadar sahiplenmiş ikinci bir Millete rastlamak nerdeyse imkansızdır...
Ama günümüzde "Uzaktan Kumandalı, Karen Fogg Çocukları, Dolma kalemler" v.s. adındaki "....gaflet, dalalet ve hatta hıyanet" içinde olan bazı kocaman kocaman adamların hezeyanlarına muhatabız!...
Çünkü düşünen-üreten insan ithalini bırakmış, kocaman adamlarımızın "Haçlı"nın devamı olan "AB" veya "ABD" adındaki güçler tarafından satın alınarak ithal edilmelerine seyirci kalarak kafa ihracına başlamışız!...
Bizim tarafımızdan "ihraç", Batılılar tarafından "ithal" edilen kafalar yüzünden de bu gün bizleri topyekun rahatsız eden yargılamalara muhatabız!...
Bu işin suçlusu da biziz, gerektiğinde ürettiğimiz bu suçluları cezalandıracak olan da biz!...
Zaman; çok sür'atli görünse de kaplumbağa hızıyla seyretmektedir!... Tarihte 60-70 yıllık zaman dilimleri, çok kısa zamanlar olarak telaffuz edilir!... Bizler de tarihte çok kısa anlarımızdan biri olarak bahsedilecek olan talihsiz bir tarih dilimimizi yaşamaktayız!...
Bu günkü gereksiz konuşanlar da bizim üretimizidir, yarın bunları cezalandıracağına inandığımız "Milliyetli" insanlar da bizim ürettiğimiz insanlar olacaktır...
Günü geldiğinde -bir daha- tarih yapar ve birilerine yazdırarak, bütün dünyaya okuturuz elbet!...
Buna; tarihimiz de, geçmişimiz de, millet olarak özelliklerimiz de fazlasıyla müsaittir!...
Bekleyecek ve göreceğiz...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: