Perşembe, Kasım 09, 2006

"LİDER, TEŞKİLAT, DOKTRİN"...

"Lider, teşkilat, Doktrin" üçlemesine bir de ben dokunmak istiyorum.
Hayatım boyunca bu üçlüye sadık kaldım ve hayatımın sonuna kadar da bu üçlüye sadık kalacağım...
Çünkü; Ülkücü Hareket'in ve Milliyetçi Hareket'in lideri, Alparslan Türkeş'tir ve biz de TÜRKEŞÇİ'yiz...
Çünkü; Ülkücü Hareket ve Milliyetçi Hareket'in Teşkilatları Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocaklarıdır ve biz de MHP'li ve ÜLKÜCÜ'yüz...
Çünkü; Ülkücü Hareket ve Milliyetçi Hareket'in doktrini, Dokuz Işık'tır ve biz de DOKUZ IŞIKÇI'yız...
Anladığımız ve anlattığımızın haricinde ifade edilen veya ettirilen ifadeler; zorlamalarla, dayatmalarla söylenen veya söyletilen ifadelerdir...Tutması ve hafızalara yerleşmesi -asla- mümkün değildir...
Son yüzyılımızın liderleri, bellidir. Şükürler olsun ki bu liderlerden birisi de -dünyanın da kabullenmesiyle- bizim Liderimiz Son Başbuğ Alparslan Türkeş'tir...
Sağlığında "Alparslan Türkeş'siz MHP" mücadelesi veren ama beceremeyen ve sabırsızlıkla O'nun nefeslerini sayarak dünyasını değişmesini bekleyenler, bu gün Türkeşçileri parti ve ocaklarımızdan tasfiyeyi kendilerine görev edinmişlerdir. Olanlar ve yapılmak istenenler budur!...
Bildiğimiz ve hatırladığımız kadarıyla; Başbuğumuz'dan sonraki olağanüstü ve olağan kongrelerde Genel başkanlığa aday olanlardan Enis Öksüz ve Zekeriya Beyaz Hoca hariç, tamamına yakını bu "Türkeşsiz MHP" kumpasının içinde olanlardandır... "Milliyetçi Çizgi Dergisi" ve Gazetesi'ni asla unutmadık. Başbuğumuz hakkında konuşulanlar da hafızalarımızda taptazedir...
Bu yüzden de hafızalarımızı zorlarsak bu adaylara ne saldırı ne de taciz uygulanmadığını, kolayca hatırlarız. Çünkü biri olmazsa diğeri MHP'ye Genel başkan olacak ve Türkeşçileri tasfiye işlemi hiç fark etmeden devam edecekti...
Ne zaman ki bu kumpastan olmayan iki Ülküdaşımız, MHP Genel başkanlığı'na adaylıklarını açıklamak istemişlerdir ve anında saldırı ve tacizler başlamıştır!... Çünkü "Türkeşsiz MHP" kumpasının tekerine, çomak sokulmuştur!...
Ülkücü Hareket'in "Kadir Hoca"sı, hayatını, tek kuruş almadan Ülküdaşlarının davalarına girmekle geçiren bu Hukukçu Ülküdaşımız'ın adaylığını açıklayacağı Yerel TV; -sokağa inmeleri Sn.Genel Başkanımızca yasaklanmış(!)- Ülkü Ocakları mensupları tarafından basılmıştır...
Ülkücü Hareket'in ve Ülkü Ocakları'nın kucağına doğarak, Ülkücü olarak büyümüş Prof.Dr.Ümit Özdağ'ın bütün Anadolu ziyaret ve toplantıları, yine aynı yasağa rağmen ve yine aynı gruplarca taciz edilmiş ve en sonunda da Malatya'da verilen yemek molası, basılmak istenmiştir!...
Bu konuyu çok fazla irdelemek ve bu nahoş olaydan istifade etmeyi düşünmemekteyiz elbette ama bizzat konuştuğum İl Başkanları'ndan bazılarının; "Kardeşim! Biz kararlıyız, Ümit Özdağ'ı kongre salonuna sokmayacağız." sözlerinden sonra, canımızın yangını ve yüreğimizin isyanı ile "Ülkücü İrade"ye şikeyetimizi, ısrarla yapmaya karar verdik...
Kendi seçtirdikleri delegeye bu kadar güvenmeyen bir genel merkez hatırlayan varsa, Allah aşkına bize de söylesin!...
Genel Merkez'de sizler varsınız!... Taşra Teşkilatlarını bizzat kontrol ederek ve seçtirerek -çoğunu da atayarak- tesbit eden sizlersiniz!... "Ülkücü İrade" adını koyduğumuz ve her kongrede bizlerin kadılığımızı yapan delegeleri, sizler seçtiniz veya atadınız!...
Bu kadar sizin kontrolünüzde olduğunu söylediğiniz ve asla kendi kanaatlerinin olmasına izin vermeyeceğinizi belli ederek hakaret ettiğiniz "Ülkücü İrade"den korkan da sizlersiniz!...
"Ülkücü İrade"; hiç kimsenin, tek liste ile kongreye girerek kalan ülküdaşlarımızın da tasfiyesine seyirci kalmayacaktır...
Sn.Devlet Bahçeli'nin karşısına rakip aday olarak çıkacak olan kişi de -kim olursa olsun- sadece bu başarısından dolayı Ülkücü Gönüllere taht kuracaktır...
"Yol Arkadaşları"nın rahatsızlığı ve korkusu buradandır...
Tabanın ve Milletin reddederek sandığa gömdüğü, Yusufiyeliler'in tamamının reddettiği, ikballerinden olmuş Ülküdaşlarımızıın tamamının doku uyuşmazlığının olduğu, Şehit Aileleri'nin artık görmeğe tahammül etmediği kişi ve kişilerin, MHP Genel merkezi'nde zorla, gasp edercesine oturmaya hakları yoktur!...
Kim ne yaparsa yapsın, kim ne tezgahlarsa tezgahlasın; 19 Kasım'da muhteşem bir Kurultay gerçekleşecek ve düğün-bayram havasında bir kongre olacaktır...
Bu kongreden de "Lider, teşkilat, Doktrin" üçlemesi kazasız-belasız, asıl kimliği ile çıkarak Ülküdaşlarımız, yollarına ve seferlerine devam edeceklerdir...
Gerisi; komplo teorisi ve ham hayaldir vesselam...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: