Pazartesi, Mayıs 30, 2005

BEKLEMEDEYİZ....

Birileri; milletin canını sıkmayı meslek edinmişler!...
Ve bu edindikleri "Can Sıkma Mesleği"nin adını da siyaset koymuşlar!...
İktidarın Başı ve Anamuhalefet'in Başı; iki gündür birbirlerine saldırıyorlar...
Her ikisinin söyledikleri de yenilir-yutulur cinsten değil!...
Başbakan; Muhalefetin başı'na hitaben; "Mescid-i Aksa'da öğlen namazı kılıp Kur'an öğrenilmesine karşı çıkılır mı?" diye saldırıyor!...
Baykal'ın davranışlarındaki çelişkiyi anlatıyor kendince!...
Baykal ise Başbakan'a cevaben;" Çelişki, Taliban liderlerinin önünde diz çöküp ondan sonra 'Ben Milli Görüş Gömleğini çıkardım.Ben artık muhafazakar oldum.' deme anlayışındadır." diye kükrüyor!..
Bu restleşmenin, bu sertleşmenin sebebini merak ediyor ve yaygın basından inceliyorum.
Görüyorum ki; geçtiğimiz günlerde mecliste kabul edilen,1 Haziran'da yürürlüğe girecek olan yeni TCK'nın yenilenen bazı maddelerinde, izinsiz Kur'an kursu açanlarla buralarda görev yapanlara verilmesi gereken hapis cezaları kaldırılarak para cezasına çevriliyor...Ve bu sert kavgaların nedeni, bu!...
Hayret ki hayret!...
Baykal; izinsiz Kur'an kursu açanların anayasal laiklik için bir tehlike olabilecekleri endişesi taşıyor...
Hemen aklıma; sayısız apartman kiliseleri ve sayısız misyonerler geliyor! Bunlar anayasal laiklik için bir tehlike taşımıyor mu diye sorular takılıyor...
Baykal'a "Mescid-i Aksa'da namaz kılıp Kur'an öğrenilmesine karşı çıkıyor." şeklindeki saldırı da ise aklıma hemen;rahmetli Kasım Gülek!in bir seçim sürecinde Anadolunun bir beldesinde, beldenin ortak çesmesinde abdest aldığını görüntülemek isteyen foto muhabirine tepkisi ve izin vermeyişi geliyor!...
CHP'nin ikinci adamı olan Kasım Gülek'in dini vecibelerini yerine getirmesinin siyasi malzeme olarak kullanılabileceği düşüncesine bile itirazı ve tepkisi, aklıma geliyor...
Ne alakası varsa; Mücahid Erbakan'ın 15 kişinin hizmetiyle aldığı abdest te aklıma geliyor!...
Baş hasta olunca nasılki beden sağlıklı olamıyorsa; iktidar-muhalefet temsilcilerinin gereksiz ve sert münakaşaları, avamdan sayılan bizleri de bu münakaşa atmosferine çekiveriyor!...
Fransa'da AB Anayasası halk oylamasında reddedilirken; bize kabul etmemiz için yapılan baskılar bu zat-ı muhteremlerin umurunda değil herhalde!...
İstanbul'un göbeğinde papazlar engizisyon mahkemesi kurarak kararlar alıyorlar; bu muhteremlerin bu da umurlarında değil!...
Biri dini siyasi malzeme olarak kullanmaya devam ederken diğeri de "Dini siyasi malzeme yapma!" diye itiraz ederek dini siyasi malzeme haline getiriyor!...
Al birini, vur ötekine!...
Yani kaçan da "Allah!" diyor, kovalayan da!...
Millet işşis, aşsız!..
Millet aç!...
Mozaikçilerin yıllarca söylemeden yaptıkları, sonuç vermek üzere!...
Mozaiğin yapıştırıcısı gücünü nerdeyse kaybedeceğinden mozaik, dağılmaya yüz tuttu!..
Fransa'nın referandumla reddettiği AB Anayasası, -Türkiye birliğe alınmadan,kabul edilmeden-
Türkiye'ye kabul ettirilmek üzere!...
YTL, dördüncü ayda Tİ'nin akıbetine uğramak üzere!...
Memlekette kardeş kanı nerdeyse akıttırılmak üzere!...
Bunlar da bu zevatın meselesi değil!...
Bunlar; milletin canını sıkmayı meslek edinmişler ve bu mesleğin adını da siyaset koymuşlar!...
Yaklaşık 7500 Diyanet İşleri başkanlığına bağlı Kur'an kursu varken ve bu kurslardan 3000'i öğrenci yokluğundan kapanırken; cemaatlerin açacağı Kur'an kursları önemli bunlar için!...
Sayısız incil kursları, apartman kiliseleri varken, her gün bu kurs ve kiliselere yenileri katılırken de cemaatlerin açacağı Kur'an kursları önemli bunlar için!...
Görünüşe, ithamlara ve söylemlere bakılırsa kavgacıların ikisi de haklı!...
Oysa birinin haklı, diğerinin haksız olması gerekmez mi?...
Görünüşte ikisi de haklı!...Çünkü; vallahi de Billahi de ikisi de haksız!...
Evin kanalizasyon gideri tıkanmış, evi pislik basmışken; çevrecilik adına komşuyla balkondan atılan çekirdek kabuğu yüzünden yapılan kavgayla, bu kavganın mantığı aynı!...
Millet adına bu iki kavgacıya da "Aklınızı başınıza toplayın! Atı alan üsküdarı geçmek üzere!...Yarın çok geç olur! Aklınızı başınıza toplayacak zaman bulamazsınız..." uyarısını yapmak ta bize düşüyor...
Siyasetçi alternatifsiz; bu milleti sahipsiz bellemek gibi bir hataya düşmeye hiç bir akıllı insanın düşmeye hakkı yoktur!...
Bu kısır çekişmelerin,bu kör-sağır kavgalarının kendilerine nelere mal olacağını da ilk seçimlerde görecekler tabi!...
Milletin canını yeterince sıktılar!...
Günü geldiğinde milletin, bunların canını nasıl sıkacağını da hep beraber göreceğiz!..
Şimdi sadece fırtına öncesinin sessizliği ile beklemedeyiz...
Nelerin olacağını da tahmin ederek...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: