Cuma, Mayıs 27, 2005

BU AYIP, BİZİM AYBIMIZ!...

Nasıl yaptık? Ne zaman yaptık? Veya bize bu yanlışları nasıl yaptırdılar? Bilemem ama; gereksiz işlerle uğraşmak gibi bir ayıbımız var!...
Bizler; hiç te gereği yokken "Armudun sapı, elmanın çöpü.." ile uğraşırken memlekette büyük siyasi hatalar işlendi!...
Ekümeniklik iddiasıyla ortaya çıkanlar; İstanbul'da, Müslüman mahallesinde salyangoz satarcasına, engizisyon mahkemeleri kurdular!...
Yasalarımıza göre; İslamiyet ve onun yolları iddiasıyla var olan tarikatler ve mezhepler din olarak ve irticai faaliyet sebepleri olarak görülürken; Hristiyanlık öğretileri, din ve irticai faaliyetlerden sayılmıyor mu?!...
Hristiyanlık, İslamiyetten en az 500 yıl daha eski bir din değil mi?
Yüzyıllarca Avrupa'da Hristiyan mezhepleri arasındaki kanlı çatışmalarda oluk oluk insan kanı akıtılmadı mı?
Aynı din adına kan içenler; defaatle "Haçlı" adıyla bize saldırmadılar mı?
ABD'nin son Irak'ı işgal hareketinin adını Bush; "Haçlı Seferi" olarak açıklamadı mı?
Hristiyanlar ve onlardan daha eski bir inanç sahibi olan Yahudilerin yaptığı gerici hareketleri neden tehlike olarak veya laikliğe zarar verici faaliyetler olarak görmeyiz?...
Ahlaken hristiyanlaşan gençliğimize, dini öğretilerimizi neden ihmal ederiz?
Ve bunu yaparken neden batılılaşma, medenileşme gibi uyduruk bir gericiliğin arkasına saklanırız?...
Yasalarımızı; AB veya ABD istiyor diye İslamiyet dışındaki ve Kur'an-ı Kerim'in tehlike olarak bildirdiği dinlere yardımcı olacak biçimlerde çıkararak medenileştiğimizi mi zannediyoruz?
AB ve ABD'nin bizim bu acziyetimizle alay edişlerini neden görmezden geliyoruz?...
Hükümet olmak, hükümet etmek ağlama duvarlığından çıkmayı gerektirmez mi?
İslami öğretilere koyulan yasaklar; hristiyanlık ve yahudiliğe de koyulmazsa veya hristiyanlık ve yahudilik öğretilerine tanınan serbestiyet, İslami öğretilere de tanınmazsa ne kadar adil bir devlet yönetimi, ne kadar laik bir devlet yönetimi var diyebiliriz?...
Bu söylediklerimle direk olarak suçlayacağım merci mevcut hükumet değildir elbette!...
Ama mevcut Hükumetimiz'in geçmişteki hatalara sığınarak; yanlışlara yanlışlarla mukabele hakkı olmadığını da hatırlatmak isterim...
Sadece baş örtüsü adını takarak "Tesettür" savunuculuğu ile - ki onu da artık yapmıyorlar- milleti ne kadar ikna edebilirsiniz?
Papazların kılık-kıyafetlerine karışmazken; rahibelerin kılık-kıyafetlerine karışmazken, misyonerlik faaliyetlerine 'Dinler arası rekabet' olarak tarif ederek karışmazken; sadece İslami öğretilere karşı durmakla ne kadar laik olduğumuzu söyleyebiliriz?...
Devletimizin olmazsa olmaz kurumları arasında gereksiz sertleşmelere sebep edilen, komik mücadele gösterilerinden bize gına geldi!...
Millet olarak dünya nizamındaki yerimizi istiyoruz...
Ve bunu mevcut hükumetimizden ve devletimizin mevcut kurumlarından istiyoruz...
Papa'ya yas tutarken, Papa için Bayrağımız'ı yarıya indirirken ve bunu yaparken nüfusunun %99'unun Müslüman olduğunu bildiğimiz milletimizi inciteceğimizi bile bile yaparken, İslami öğretilere karşı durmanın mantığı var mıdır? Veya bu mantığı, millete anlatabilecek bir yetkilimiz var mıdır?...
Armudun sapından, elmanın çöpünden vaz geçtik!...
Hangi partinin başına kim geçerse geçsin!...
Bunlar artık millet olarak bizim meselemiz olmaktan çıktı!...
Avrupaya karşı, işgalci ABD'ye karşı Milli Duruşumuzu ortaya koyacağını söyleyen kim olursa, hangi partiden olursa Millet onun yanında yer alacaktır...
Veya ben, kesinlikle AB ve ABD'ye karşı durabilecek; devletler arası dostluğun olamayacağını ancak karşılıklı çıkarlar olabileceğini bilen ve milli çıkarlarımızı her platformda aslanlar gibi savunacağını söyleyen adreste bulunmak istiyorum!...
Terk edenlerin, gelişenlerin, değişenlerin,kendi aralarında birliği sağlayamadan genel başkanlık hayali kuranların işleriyle artık ilgilenmek istemiyorum!...
Bu zamansız öten horozları ciddiye alarak, teşkilatlarını bu gereksiz işlere karşı tedbir almaya yönlendirenlerle de uğraşmak istemiyorum!...
Memleket elden gidiyor!...
Dış politikada kendimizi yok edilmiş hissediyoruz!...
AB uyutmalarıyla, AB dayatmalarıyla gururumuzla oynandığını düşünüyoruz!...
Bize bu konularda birşeyler söyleyecek bir babayiğit çıkmayacak mı?
Artık bize ne armudun sapından, elmanın çöpünden...
Sözümüz ve tenkitlerimiz, ortayadır...
Kim erken davranır ve üzerine alınırsa onun olur ve onu muhatap kabul ederiz!...
Partilerimizin tamamını gereksiz işlerle uğraştıranlara müdahele etmiyorsak; Vallahi de Billahi de bu ayıp bizim ayıbımızdır!...
TEVEKKELTÜ TAAALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: