Salı, Mayıs 24, 2005

UNUTANLARA VE ÖZÜR!...

İnsan bazen hiç istemediği bir işe; istemeden yardımcı olabilir mi diye endişe duymaya başladım!...
Yaygın basın'ın amacını bildiğim için; oralarda yazılan-çizileni pek kaale almam...
Sadece ben değil yıllardır yakın çevrem ve ülküdaşlarımdan oluşturduğum dost dünyamdan hiç kimse; yaygın basına para vererek almayız...
Kendi kendilerine "Ulusal basın" demelerine rağmen ulusallıkla yani millilikle uzaktan yakından alakaları olmadığı için hem onlara "Yaygın Basın" deriz, hem de yıllardır bu basın patronlarına paramızı vermemek için bu gazeteleri almayız...
Bazen mecburen oturduğumuz bekleme salon veya yerlerinde varsa mecburen ve beleşçe okuma külfetine katlanırız!..
Yaygın basını okuyan Ülkücü sayısının da yok denecek kadar az olduğunu biliyorum.Veya kendim ve dünyamdan hareketle öyle olduğunu zannediyorum...
MHP Genel Başkanı Dr.Devlet Bahçeli'nin Sabah isimli - adını 3 gün okunsun diye bilerek yazdım- yaygın basın organındaki mülakatından da bir dostumun telefonu üzerine haberim oldu!...
2 gündür anılan gazeteye para veriyorum.Sanırım yarın da vereceğim!...
Dr. Devlet Bahçeli'nin anılan mülakatını neden Ortadoğu Gazetesinde yapmadığını da ciddi manada merak ediyorum...
Mevcut Genel merkez Yönetimini takdir edenlerin de, tenkit edenlerin de pür dikkat okudukları tek gazete var o da Ortadoğu Gazetesi...
Bir de "Ülkücülükten Geçinenler"in bir araya geldiği ikinci bir yayın organı daha var ki onun görevi de yaygın basına malzeme üretmekten başka birşey değil!...
Şu ana kadar ki yazdıklarımı sadece ilk cümleme yardımcı olması amacıyla yazdım...
Şimdi asıl konuya gelmek istiyorum...
Vatanı ve MHP'yi kurtarmaya soyunanlardan birisinin tarifiyle; 1980 sonrası MHP'den 17 yıl uzak kalmış ve bu uzak kalışında da yanlış birşeyler yapmış birisinin, geçtiğimiz gün yaygın basın organlarından birinde "Halkımızdan özür dilememiz lazım." diye bir beyanını okudum...
Doğrudur!
Halkımızdan değil ama Yüce Milletimiz'den; Sevgili Alişan Satılmış Başkan'ın da söylediği gibi MHP Genel Başkanı Dr.Devlet Bahçeli'nin, "Çevreye verdiğimiz gürültü kirliliğinden dolayı Milletimizden özür dileriz."diye özür dilemesi çok yakışık alacaktır...
Tekrar tekrar söyleyeceğim;
Uzaktan kumandalı, dolma kalemlerle dolu, Karen Fogg Çocuklarının yazıp çizdiği, patronlarının istekleri doğrultusunda sadece tiraj amaçlı basın akbabalarının kontrolündeki Yaygın basın'ın pohpohlamalarıyla Milliyetçi Hareket Partisi'ne değil genel başkan, delege bile seçilmez!...
Onların ak dedikleri, mutlaka karadır...
Onların methettikleri kişiler, onların destekledikleri kişiler, hiç bir beşinci kolun değilse bile ya AB'nin ya da ABD'nin güdümünde hareket eden veya onların planlarına istemeyerek te olsa yardımcı olan kişilerdir!...
Devletimiz zordayken, milletimiz dardayken; AB bir yandan, ABD bir yandan boğazımızı sıkarak bölücü hainlere insan muamelesi yaptırmak adıyla bütünlüğümüze kast ederken; vatan kurtarmaya onların tariflerine uygun bir şekilde soyunmanın adını Allah aşkına kendileri söylesin!...
Onlar kapı kapı dolaşırken ve bu kapı kapı dolaştıkları dönemde Dava'nın tek ve doğal Lideri Başbuğumuz'a olmadık hakaretler ederek dolaşırlarken; Başbuğumuzun dizi dibinde yakacaksız soğuk binalarda paltoyla yıllarca mesai sarf eden Devlet Bahçeli'nin -sadece bu özelliği bile anlatmaya yeter- sadakati, tercihimizi ondan yana yapmamıza yeter de artar bile...
Vefasızların vefadan söz etmeğe hakları yoktur!...
Daha dün Başbuğumuzun misyonunun bittiğini söyleyecek kadar pervasızlaşanların; Başbuğumuzun ülkücülere emanetleri olan teşkilatlarımıza Başbuğumuzun adını kullanarak sahip çıkma ham-hayallerine sadece güleriz!...
Artık terk etmeyi, dönmeyi,değişme ve gelişmeyi kendilerine meslek edinmiş bu vatan kurtarıcılara; "Yeterince canımızı sıktınız.Yeterince yaygın basına bedava konu mankeni oldunuz.Artık yeter!... Ya susun ya da susun!" diyoruz...
Her Ülkücü'nün ama sadece ülkücünün MHP'ye genel başkan olma hakkı vardır.
Ama bu hak; zamanında ve meşru zeminlerde dillendirilmelidir...
Gerisi; aç tavuğun kendini darı ambarında hayal etmesidir vesselam...
Bir kamyon vecizesi(!)ni, bu ülkücülükten geçinen eski arkadaşlarımıza hatırlatmak isterim;"Unutma! Unutulanlar, unutanları asla unutmazlar!..."
Bu inkarcılar bilmelilerki unuttukları gün unutulmuşlardır...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: