Çarşamba, Haziran 01, 2005

DEPREMLER VE DEPREM ÇADIRLARI...

Aylardır "Neden? Niçin?" diye kafa patlatıyorum...
Onlarca yıldır bütün dış güçlerin elbirliği ile sarfettikleri mesai sonucu; içerde ve dışarda çok dağınık bir Türkiye manzarası var!...
Siyasetçilerin de, ticaretçilerin de, cemaatçilerin de suçu başkalarına atmaktan; "Bizden öncekiler şöyle yapmasaydı..." şeklinde muazeret üretmekten başka yaptıkları müsbet bir icraat yok!...
Bilinen mezheplerin, sayısız tarikat ve cemaatlerin arasında kaybolmuş bir İslamiyet yaşıyoruz!...
Altmışa yakın parti arasında kaybolmuş bir siyaset seyrediyoruz!...
Hortumcular, hayaliciler, tefeciler,rantiyeciler ve mafya arasında kaybolmuş bir ticaret hacmimiz var!...
Dinimizin,siyasetimizin, ticaretimizin kayıplara karıştırıldığı zamanımızda -yaklaşık yirmi yıldır- ahlakımız da hem tarif kaybetti hem de araki bulasın!...
Cami cemaatine irticacı; camiye gitmeyene imansız diye saldırmaya başladık!...
Milletini sevene şövenist; Devletini sevene faşist; Ordusunu sevene cuntacı; dinini sevene mürteci; komüniste yurt sever; vatansevere gerici diye ithamlarla günümüzü geçirdik!...
Bir arada duramadığımızdan; bir, iri ve diri görünemediğimizden içerde ve dışarda yutmak için pusu kuranlara kolay yem olur gitmeye başladık!...
Niye Allah aşkına?!...
Bu kadar dağınıklığı; bu kadar iştahlılara yem olacak kadar aptallığı, hak ederek Aziz Nesin'i haklı çıkarmaya mı çalışıyoruz?!...
Muhteşem Türk Atatürk'ün; "Türk Milleti zekidir, çalışkandır..." tarifini ne zaman ve niye kaybettik?
Tekrarlayayım; altmışa yakın siyasi partimiz var! Yani siyasetimiz altmış parça!...
Bu altmış siyasi partimizin kendi içlerinde de birlik-beraberlik yok!...
Bütün partilerimizde bir iç kaynama, bir iç hesaplaşma var!...
AKP'de ki; CHP'de ki;MHP'de ki;DYP'de ki;BBP'de ki;ATP'de ki;DSP'deki;ANAP'ta ki;İP'de ki;DEHAP'ta ki Milliyetsiz Milliyetçiler yüzünden her parti de kendi içinde altmış parça!...
Bir zamanlar sağcı-solcu vardı...Sağ solu, sol sağı bilirdi. Sağın sağcı, solun solcu söylemleri vardı. Şimdi ne sağcı var ne de solcu kaldı!...Kimin söylemi kimin ağzında belli değil!...
En solcu partilerden birinin ikinci bilinmesine rağmen gerçekte birinci ağzı;"Din elden gidiyor!..." diye feryat ederken; en dinci geçinen partilerin ağzında sosyalist söylemler var!...
Aklı karışan ve yollarda dizilen kervanlara katılmaktan başka akıllılık bilmeyen siyasetçilerimiz de bu kargaşadan bunalarak Deprem Çadırlarında bir araya gelebiliyorlar!...
Her deprem çadırının ömrü; deprem riskinin bitmesine kadar olduğundan bu bir araya gelen deprem çadırı sakinleri, çok çabuk dağılabiliyorlar!...
Yaklaşık elli yıldır her on sene de bir tekrarlanan ve demokrasi adına yapılan sahte depremler yüzünden oluşan deprem çadırlarında toplanıp-dağılarak bu günlere geldik!...
Bu kadar depreme rağmen yıkılmadık ayaktayız!...
Bu elli yılda depreme dayanıklı siyasi oluşumlarımız da oldu.MHP bu dayanıklı siyasi oluşumların belki de en başındaki...MHP; bu elli yılın depremlerine yaklaşık otuz yıl, Başbuğ Alparslan Türkeş'in mücadeleci ve karizmatik yapısı ve direnciyle dayandı...
Son yedi-sekiz yılda da bu siyasi depremlere mevcut yönetimiyle dayanmaya çalışıyor!...
Bilhassa son sekiz yıldır MHP ve Ülkücü hareket; deprem yapıcıların boy hedefi haline geldi...Uzaktan kumandalı ve her biri kendi içinde altmış parçalı olan sağcılar, solcular, ümmetçiler, bölücüler, AB'ciler, ABD'ciler, hainler güç birliği içinde MHP'ye saldırıyorlar!...
Elbette bir kurdun peşinden en az yüz köpek havlamazsa o kurt kurt değildir...
Bu saldıranlara bir de evin içindeki bozguncular dahil olunca MHP'nin kolay işi kendiliğinden zorlaşıyor!...
Siyasi deprem yapıcılar, büyük senaristler; Başbuğ'un ölümünden sonra bütün evlatları, miras paylaşımıyla kandırarak birbirinin üzerine salıyorlar!...Mirasta hiç hakları olmayan yetiştirme yurdu menşeyli evlatlıklar da bu kavgaya çok istekli ve ihtiraslı olarak katılmak istiyorlar!...
Allah'tan binanın mimarı çok ehil bir mimar...Allah'tan binanın temeli çok sağlam atılmış...Bu temel sağlamlığı ile MHP ve Ülkücü Hareket bu depremlere dayanıyor ve dayanacak...
MHP'nin sür'atle bu deprem yapıcılarla ilişkisini kesmesi lazım!...
Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin hiç bir dönemde Ülkücü Harekete bu kadar ihtiyacı olmamıştır!...
Milletin kendilerine olan ihtiyacını MHP; çok iyi okumalı deprem çadırlarına alternatif, kalıcı deprem konutu olduğunu millete belli etmelidir...
MHP; Türk siyaset alanında da Türk Mucizesi'ni gerçekleştirmek mecburiyetindedir.
Türkiye,dünya ve avrupanın en kalifiye siyaset ve düşünce adamlarını Ülkücü Hareket yetiştirmiştir...
Bu kalifiye ve ülkücü insanları tek-tek tesbit ederek bir çatı altında toplamak MHP'nin asli ve birinci görevlerindendir...
MHP'nin bu yetişmiş Ülkü Devleri'ni bir araya getirmekte bir gün dahi gecikme lüksü olmamalıdır... Geçen her gün, geç kalmışlıktır ve bu geç kalmışlığın ceremesini, Devletimiz ve Milletimiz çekmektedir...
MHP içinde kaynatılmak istenen deprem kazanına devam edeceği!...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: