Çarşamba, Haziran 29, 2005

KONUŞMA ZAMANI...(Maaşlı Jokerler)

Her zaman her yerde bir memnuniyetsizler, şikayetçiler vardır.
Bunları memnun etmek, bunların şikayetlerini sonlandırmak mümkün değildir.
Bunlar; her dönemden ve herkesten şikayetçidirler!...
Bunların tenkitten başka yapabildikleri bir şey de yoktur!...
Ve bunların hayatları boyunca "Benim..." diyebilecekleri ne bir işleri, ne de başarıları olmamıştır...
Bunlar hep el atına binmişlerdir bu yüzden de sık sık attan inmek zorunda kalmışlardır...
Bunlar; asla süvari olamamış, hayatlarını jokey olarak geçirmeye alışmış, kimin atına binerlerse onun düdüğünü çalan kısa mesafe binicileridir!...
Bunlar; şimdilerde 55-60 yaşlarında, yaşlandıkları ve eskidikleri için jokeylik bulamayan bitik ve yitik binicilerdir!...
Bunlar; bizim -maalesef- yaşça ağabey(!)lerimizdir...
Bunların hayatlarında fedakarlık yoktur!...
Bunlarda fedakarlığın adı aptallıktır!..
Bunlar; dün de böyleydi, bu gün de böyleer, yarın da böyle olcaklar!...
Bunlar hakkında bildiklerimi söyleyeceğime; "Şimdi Konuşma Zamanı" diyerek söz vermiştim...
Şimdi konuşmaya başlıyorum...
Bunlar; 12 Eylül Kıyameti öncesinde de aynıydı!...
Anadolunun ücra köşelerinde ülkücüler, can cerip can alırken bunlar, Genel merkedeydi...
Rahmetli Başbuğumuz, bunlara görevler vermişti!...
Görev veren Başbuğ, bunların her şeyiydi!...
Çünkü; ülkücüler vatan sathında, can pazarlarında simit parası bulamadan çarpışırken, İmamoğlu rahmetlinin cebinden 35 kuruş çıkarken; bunlar, MHP Genel Merkezi'nden yüzlerce lira maaş alırlardı!...
Maaşlarını elbette Başbuğumuz verirdi...
Maaş ve görev verdiği için Başbuğumuz, bunların velinimetiydi!...
Bunlar; Başbuğumuz'un maaşlı jokeyleriydi!...
Maşları kesilir kesilmez, attan indirilir indirilmez; "Türkeş'siz Siyaset ve MHP" projelerinde görev aldıklarını da biliriz.
Bunlar; attan indirilince yeniden maaş ve binebilecekleri bir at bulma umuduyla yıllarca çalmadık siyasi kapı bırakmadılar!...
Ama 12 Eylül Kıyameti, at sahiplerinin tamamını tutuklayınca, bunlarda bir bocalama dönemi oldu...
Bu sırada gerçek süvariler olan ülkücüler; kendi atlarıyla "Ferman padiahın, Dağlar bizimdir." düsturuyla ya kaçak düşmüş ya da cezaevlerinde sonsuzluk seferlerine devam ediyorlardı...
Bunlara maaş veren, makam veren, milletvekili listesinde yer veren, bakanlık veren -kim olursa olsun- en başarılı liderdir!...
Bunların altından atını alan ve maaşını kesen ise -yine kim olursa olsun- memlekete zararlıdır!...
Bunlar; sağlığında Başbuğumuz'a maaşları kesildiği, görevden alındıkları için saygısızlık hatta ihanet etmiş jokeylerdir!...
Şimdi Başbuğumuz'un adını kullanarak ülkücülere karşı hamaset yaparken; bizleri unutacak kadar da aptaldır bunlar!...
Biz bunları, Başbuğumuz'un atından indikten sonra ANAP'ın, DYP'nin hatta DSP'nin jokeyliklerini yaparken de izledik!...
Bunlar usta jokeyler olmadıkları için bindikleri bütün atları da diskalifiye ettirerek yarış dışı bıraktılar!...
Artık bir şeyleri gerçek olarak kabullenmek gerek.
Mesela MHP, Başbuğsuzluğa(!) alışmak zorundadır...
Ülkücü Hareket ve ülkücüler; her yaratılanın ölümlü olduğu gerçeğinden hareketle Başbuğumuz'un öldüğünü, artık kabullenmelidir...
Ama bir fark ve şartla ki; her biri sonsuzluk süvarisi olan Ülkücülerin,Başbuğumuz'un atlarına bir daha bu maaşlı jokeylerin binmesine asla izin vermeden seferlerine devam etmelidir...
Doğrudur bunlar, Başbuğumuz'un ikbal atlarını tanırlar!..
O zaman bunların yapacağı veya bunlara yaptırılacak en doğru ve isabetli iş, maaşlı seyislikten ileri gitmemelidir...
Bu görev taksimatını yapacak erki, Ülkücü İrade iki kez seçmiştir.
Ülkücü İradenin Genel Başkan olarak seçtiği Dr.Devlet Bahçeli; bu maaşlı başarısız jokeylerle, sonsuzluk ve Turan Süvarileri Ülkücüler arasındaki seçimini doğru yapmak zorundadır...
Dr.Devlet Bahçeli; Başbuğumuz'un maaşlı jokeylerinden bazılarına -çok iyi tanımasına rağmen- bakanlık vererek Ülkücü Hareketin bu jokeyleri tanımasına da fırsat vermiştir...
Bakanlık koltuğundan ayrılır ayrılmaz bu jokeylerin neler yaptıkları da kamunun gözleri önündedir!...
Bunlar; alışkanlıklarına devam edeceklerdir...
Bunlar bildiklerini yapınca da söz; şehadetinde cebinden 35 kuruş çıkan Yusuf İmamoğlu gibi sonsuzluk süvarilerine kalacaktır.
"Haydi yiğit haydi yeni akına
Ülkümüzün cihan varsın farkına.."
Konuşmaya susmadan devam edeceğim...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: