Çarşamba, Temmuz 06, 2005

CANIMA YETTİ!...

Canıma yettiğini, dün de söylemiştim daha önce de...
Kaçanın da kovalayanın da "Allah" dediği bir zamanın tekrarını yaşıyoruz...
Kimin kimden, niye şikayetlendiği belli değil!...
Şikayetlenen de haklı, şikayet edilen de!...
Bir körler,sağırlar,topallar kavgasıdır, bir özürlüler yarışıdır ki başlatılmış ama sonuçlanmıyor!...
Buyurun Dostlar; sizleri işin en kolayı görünen ama en zoruna davet ediyorum!...
Buyurun yoldaşlar,buyurun arkadaşlar;
Ülküdaşlarım lütfen buyurun;beraber bir özeleştiriye başlayalım...
Hiç birimiz, hiç kimseyi beğenmemeye başladık!...Başladık iyi de bizi beğenenlerin olup olmadığını hiç merak ettik mi?
Gelin bir ilki;Ülkücü Edep'le, Ülkücü Adap'la yapmaya başlayalım...
Doğru zamanda, doğru duruşla, en doğruyu yaparak bu Milletin bize olan inancını yeniden tesis etmeye çalışalım...
Kimseyi hedef almadan, kimseye destek vermeden, her birimiz kendi iç dünyamızda kendimizi sorgulamaya başlayalım Allah rızası için...
Kendi kendimizi yargılamamız bittikten sonra, başka suçlu aramaya gerek kalırsa hep beraber onu yargılamaya başlayalım!...
Suç samur olsa kimse giyinmek istemeyecektir biliyorum ama; yargılanan kendimiz yargılayan da kendimiz olunca, istemediğimizi kimseye söylemezsek vallahi eksiğimizi bizden başka bilen de olmaz...
Hadi başlayalım isterseniz:
"Ağabeylerimiz" kime kızarlar, biliyoruz ama bilmeyelim!..
Ama biz "Ağabeylerimiz"e kızan bir nesiliz!...
Ağabeylerimiz'e gene kızalım kızmasına da; bilelimki yaşımız gereği artık bizler de ağabeyleriz ve bize de kızan bir sürü bizden genç olan var!...
Apartman katında balkonunu temizlemeyen kimsenin, sokağın kirliliğinden şikayete hakkı olmamalı...
Hırsızın, uğursuzun; hırsıza uğursuza alkış vurması gerekirken hırsızın hırsızı, uğursuzun uğursuzu tenkit hakkı olmamalı!..
Ama maalesef yapılan bu!...
Ülkücünün ülkücüyü tenkit etme hakkı olmalı mı? diye sormayalım mı artık?...
Kendimizi boy aynamızda vicdani muhasebeye oturduğumuzda; tenkit ettiğimiz ülküdaşımızla kendimizi mukayese ediyor muyuz?
Veya bu vicdani boy ölçüşmede tenkit ettiğimiz Ülküdaşımıza ne kadar benzediğimizi fark edebiliyor muyuz?!...
Yapmayalım Ülküdaşlarım!..
Etmeyelim Can Yoldaşlarım!...
Bizler yedi kardeşiz, yedimiz de birbirimizi bilmekten öte birbirimize aynısıymışız gibi benzeyen insanlarız...
Sevdiğimiz aynı, bağlandığımız aynı, mücadelemiz bir, olaylar karşısında tavrımız birbirinin fotokopisi!...
Bu kadar benzeşen insanların bir arada duramayışında hiç mi nefsimizin hatası yok?!...
"Ben" demekten vazgeçerek "Biz" demeyi ne zaman deneyeceğiz?!...
"Ben"den kurtulup "Biz" olduğumuz gün yine olmazların kolaylaşacağını en iyi bizden başka kim bilebilir?...
Her bir Ülkücü; tek başına kanaat önderi değil midir?
Yoksa yıllardır bu tarifle önce kendimizi sonra da teşkilatlarımızı mı yanıltıyoruz?!...
Sütten süt kaymağı; çimentodan çimento kaymağı olmaz mı?...
İnsanların yani bizim de kaymağımız; -demokrasi gereği- seçtiklerimiz değil midir?...
Biz ne isek, seçtiklerimiz de o değil midir?...
Önce seçip sonra tenkit eden bizden başka bir millet var mıdır?...
Ya seçmesini bilmiyoruz ya da seçmeyi mecburen yapıyoruz!...
Ama sonucu biz tayin ediyor ve yine biz tenkit ediyoruz!...
Yapmayalım Allah aşkına!...
Türkiye'den başka Türkiye; MHP'den başka da MHP yok ve olmayacakta...
MHP'ye yöneticileri seçip sonra da tenkit etmek neyin nesi?...
Dr.Devlet Bahçeli'yi insafsızca yargılayanlar; ilk olaylı kongrede onun elini, birlik adına havaya kaldıranlar değil mi?
Bizler de bu tabloyu, avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlamadık mı?...
Bu elleri havaya kaldırılan Genel Başkanı, şimdi aynı adamların insafsızca tenkitinin; ahlakla,vicdanla, akılla alası olabilir mi?...
Dün elini havaya kaldırırken alkışlayanlar olarak ta bizlerin şimdi onlarla beraber olmamızın vicdani bir tarafı var mı?...
Ben bunları yorumlayamıyorum!...
Bu el kaldırıp sonra tenkit eden "Ağabeylerimiz"in tavırları, artık canıma yetti!...
Bizi Allah(c.c.) onlara asker mi yarattı sanıyorlar?...
55 yaşımıza gelip, torun torbaya karışmamıza rağmen hala büyüyemedik mi?..
Bizi büyümemiş görenlere eyvallah ama vallahi onlar artık ihtiyarladılar...
Artık bir bilen olarak evlerinde oturma zamanı!...
Bir bayramda ziyaretlerini aksatırsak ta bize yazıklar olsun!...
Vallahi artık canıma yetti!...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam,sevgi,dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: