Salı, Temmuz 12, 2005

KAVGA İSTİYORUM!...

Artık dayanamıyorum!...
Bir yerlerle kavga etmek istiyorum!...Bu kavgamıza -Allah(c.c.) rızası için- milletimin de hakemlik etmesini istiyorum!...
Bu kavgamı; Devletim-Milletim adına Devletim'le-Milletim'le yapmak istiyorum!...
Bu nasıl kavgadır demeyesiniz!...
Kavgacılar da, hakem de aynı kişiler değil mi diye sormayasınız!...
Bu kavga; dünya kurulalı beri devletli milletlerde vardı, kıyamete kadar da bu kavga sürecek zannederim!...
Bu kavgam, baş kaldırı değil, isyan değil haşa!...
Bu kavga; incinmiş millet yürekleri adına, yüreğimizi incitenlere hesap soramayanlarla!...
Ben derdimizi söyleyecek, şikayetlerimizi yapacağım.
Sözlerim ortaya olacak!...
Bu sözlerime inşaallah bir sahiplenen olur ve kavgam da; sözlerime Devlet adına sahiplenenlerle, Millet adına ben fakırin arasında olur!...
Aslında şikayet te değil benim söyleyeceklerim!...
Söylemeyip söylenen Millet adına bir nara atış!...
PKK bitmediiiiii !...
Silahlı Kuvvetlerimiz'in, bin kerede olsa her baş kaldırışlarında yok edebileceği ihanet odaklarına, AB uğruna siyaseten yenik düşürülüyoruz!...
Türkler adına Türkçülük yapan yahudiden, Kürtler adına Kürtçülük yapan ermeniden,lazlar adına rumculuk yapan slavlardan artık midemiz bulanıyor!...
Türkiye adlı Cennet vatanı etnik mücadeleler arenasına çevirmek isteyen, uzaktan kumandalı ihanet odakları veya Nobel Ödülü uğruna Milletini, tarihini satarak Pamuklaşanlar yüzünden; son günlerde yeniden üçer-beşer Mehmetçik Tabutu omuzlamaya başladık!...
Hani PKK bitmişti!...
Canımız acıyor!
Yüreğimiz yanıyor!
Ben de bir asker babasıyım. İki oğlumdan biri şu an Peygamber Ocağı'nda...
Vatana millete kurban olmak için nöbette ve sırada...
Oğlumu sakınmak gibi bir gafletim, asla olmadı ve asla olamazda...
Ama asker evlatlarımızı korurken Ordumuz'u;Ordumuz'u korurken de Devletimiz'i korumak gayretimiz, anlaşılmadı mı hala?!...
Birileri bize; vatan uğruna kurbanlık olarak yetiştirdiğimiz oğullarımızın öldürülme sebeplerini mutlaka söylemeli!...
Bizim oğullarımız şehit düşerek vatanın vatanlığını ispata devam ederken; çocuklarımızın katillerinin başı şerefsiz apo'nun siyasi uzantıları Zana ve zağarlarının milleti bölmek için yaptıkları siyaset manevralarına birileri mutlaka dur demeli!...
Son şehitlerimizden Piyade Çavuş Ender ALPER'in Annesi'nin Genel Kurmay Başkanımız Org.Hilmi Özkök'e; " Ben O'nu uçakla gönderdim.Bir helikopter yok muydu? Yavrum, kaç gündür yollarda!.." diye haykırışını duyduğumdan beri, aklımın dengesi, vücudumun kimyası bozuldu!...
Kocatepe camii'nde bu feryadı duyunca; aklım gitti!..
Canım yandı!...
Yüreğim dağlandı!...
Şehit Ender Alper, ana-babanın tek evladı!...
Alper ailesinin ocağı söndü...Buna rağmen yüreği dağlı anne; oğlunu taşıyan top arabasının arkasından "Ender <çavuşum!.." diye sayıklayarak gururla yürürken; "SÖNMEDEN YURDUMUN ÜSTÜNDE TÜTEN EN SON OCAK..." diye haykırıyordu...
Bu asil Milletin bu asil davranışı; kıyamete kadar böyle devam edecek. Bundan kimsenin endişesi olamaz.
Ama Devletimin adalet mekanizmaları veya Devletimin bir kurumu; apo şerefsizine, o alçağın alçak uzantıları zana ve zağarlarına hesap sormalı artık...
Hala yollar kesiliyor, onlarca araçta kimlik kontrolü yapılarak Trabzonlu Mehmetçiğim tesbit edilerek esir alınıp götürülüyorsa; ben millet olarak kime ne kadar güveneyim?...
Ben, millet olarak yetiştirdiğim oğlumu; kiminle, nerede,nasıl savaşmaya göndereyim?...
Artık canım yanıyor!...
Artık dayanamıyorum!...
Elliyi aşkın yaşımla; biri asker diğeri askerlik çağında oğullarıma rağmen ben savaşa hazırım!...
Devletimin bu şerefsiz çapulcuların dilinden anlama şansı, elbette zordur...
Bunlar düzensiz çapulcular güruhu...
Bunlar da şeref, namus, vicdan hak getire...
Bu şerefsizlerle asker babaları olarak, bizler savaşmak istiyoruz...
Bunlardan, bu namussuzların uzantıları zana ve zağarlarından; AB'ye rağmen, ABD'ye rağmen, bütün Haçlılar'a rağmen hesap sormak istiyoruz!...
Bizi millet olarak böyle atıl bırakmaya ne hükümetlerin, ne de devletimin kurumlarının hakkı olmamalı!...
Devletimizi yaşatabilmek için, Ordumuzu şer güçlerin iftiralarından korumak için, savaş izni istiyoruz...
İzin verilmezse, millet olarak atıl bırakılmamızda siyaset aranırsa, korkarım daha sabredemeyeceğiz!...
Oğullarımızın, el bebek-gül bebek büyüttüğümüz yavrularımızın yanında bizler de ölmek istiyoruz!...
Ölünceye kadar da şehitlerimizin intikamlarını almak ve şerefsizleri bir daha konuşamayacak,canlanamayacak şekilde susturmak istiyoruz!...
Devletimi Milletime; milletimi devletime şikayet etmek istiyorum!...
Oğullarımızı şehit edenler; ellerini kollarını sallayarak, bizlere inat dolaştıkça, güvenlik güçlerimize kızıyoruz!...
AB uğruna çıkardıkları yasalarla, güvenlik güçlerimizin elini-kolunu bağlayan siyasilerimizden nefret ediyoruz!...
Siyasilerimizin yaptıklarının yapacaklarına kefalet olduğu düşüncesiyle; tamamını milletimize şikayet ediyoruz!...
Bu gidişle bu memlekette; şehitsiz ev, yüreği yarasız ana kalmayacak!...
Allah aşkına, vatan aşkına, millet aşkına bu hayasız gidişata bir son verin veya son vermemize izin vererek bizlerin asi durumuna düşmemize engel olun!...
Artık kavga istiyorum!...
Ama Türk'ün muhteşem gazabının ve asaletinin gereğini ispat edebileceği bir kavga!...
Artık "YA DEVLET BAŞA YA KUZGUN LEŞE.." diye haykırıyoruz!...
Bu haykırışımızı, bu naramızı duymayan herkesle de kavgaya hazırız biline istiyorum!...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH
Selam,sevgi, dua..
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: