Cumartesi, Ekim 29, 2005

29 EKİM BAYRAMIM, KARAR GÜNÜM !...

Müslümanım demenin ayıp, Türk’üm demenin yasaklandığı günümüzde, hamasetim şahlandı!...
Türklüğümle gururlu; “Ne mutlu Türküm diyene.” Diyenlerin çokluğuyla onurluyum!...
Adlarına “Ulusal” denen ama asla ulusal olmayan “Yaygın basın ve Medya”nın köşelere ufacık ve emaneten koydukları Bayrak ve Atatürk resimlerine inat edercesine yayın yapan TRT ekranlarından, Cumhuriyet Bayramımız’ın naklen yayınını izliyorum…
İstiklal Harbimizin yaşayan kahramanlarıyla söyleşileri yayınlıyorlar…
Yaşları 90 ve üzerinde olmasına rağmen, savaş günlerini anlatırken yeniden gençleşen, yeniden yedi düvele kafa tutacak imanı yakalayan Gazilerimizi; göysüm kabararak, gözlerim yaşararak izliyorum…
Annesinin;” Oğlum, vatanı kurtarmadan dönme!..Beni ya şehit ya da gazi anası et!..” talimat ve duasıyla cepheye gönderdiği Gazimiz’i dinlerken hıçkırıyorum!...
Savaş boyunca ayağından çizmesini çıkaramayan, galibiyet sonrası çizmesini çıkardığında çorabının terden çürümüş olduğunu anlatan Gazimizi dinlerken de…
Elbiselerindeki bitleri, kızgın kumlarla temizleyip yeniden giydiklerini anlatan Gazimizi dinlerken; bu muhteşem emeklere saygı duruşu gösteriyorum…
Bize bu kadar pahalıya mal olan Cumhuriyetimizle, Bağımsızlığımızla oynamak isteyenlere öfkeleniyorum!...
Bize bu kadar pahalıya mal olan Vatanımızı; AB uğruna da olsa peşkeş çekenlere lanetler okuyorum!...
Ve karar veriyorum!...
Ayağında çorabını çürütme pahasına, bitlerini sıcak kumlarla ovarak temizleme pahasına; “Parmağını çıkarsan vurulursun!..Yağmur gibi mermi altında savaş..” mak pahasına; her karışında onlarca,yüzlerce şehit kanı pahasına bize emanet edilen bu vatana –yeniden- sahip çıkmaya karar veriyorum!...
Emanete sahip çıkmak için gerekirse bir daha, bir daha, bir daha ölmeğe karar veriyorum!...
Tek başıma kalsam da, sadece ve sadece ben kalsam da susmamaya karar veriyorum!...
Allah(c.c.)’ını seven, sesime ses versin!...
Vatanını seven, sesime ses versin!...
Şühedanın hatırını bilen, sesime ses versin!...
Herkesin sustuğu; kiminin korkudan, kiminin AB cenneti vaadiyle kandırılarak saklandığı günümüzde “Ben de varım!...” diyebilen, sesime ses versin!...
Farkında mıyız?... Bu Millet çok sustu!...
Milletin suskunluğunu, aptallık diye adlandıran en-tellek-tüellerimiz çıktı!...
Bu milletin; “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer.” Diyenlere kafa tutmak için; “Avrupa Garsonları”na kafa tutmak için; “İnadına Tayyip” sloganıyla, ezici bir çoğunlukla iş başına getirdiği “Avrupa Garsonu” değil, “AB Komisi” çıktı!...
Bu büyük milleti çaresiz bıraktıklarını zannedenler çıktı!...
Hadi artık!...
Gün, bu gündür!...
Çarenin bittiğinin sanıldığı yerde, milletin çare olarak kendine dönmesi gereke gündür!...
Gün, başkaldırma günüdür!...
Gün; herkesin inadına, her günü bayrammışçasına yaşamak ve yaşatmak için, hiç indirmemecesine Bayrak asma günüdür!...
Gün; milletin Türk Milleti gibi davranma günüdür!...
Gün; partisizleşerek Devlete, mezhepsizleşerek Dine, yeniden kahramanlaşarak bağımsızlığa, bağımsızlık adına Cumhuriyete sarılma günüdür!...
Elbette birlikten dirlik doğar…
Birlik içindeki Türk’ün eğilmezliğini, yenilmezliğini bütün dünyaya bir daha hatırlatmak günüdür!...
Susmayın Allah(c.c.) aşkına!...
Sesinizi kesmeyin şüheda aşkına!...
Saklanmayın vatan aşkına!...
Biz susarsak, biz saklanırsak, biz aymazlaşırsak Batı adındaki Haçlı; Irak’a da girer, Suriye’ye de…
Biz susarsak Haçlı; Filistinliye de zulüm uygular, Kerkük’te ki soydaşlarımıza da!...
Artık dik durun!...
Artık dik duralım!...
Artık Türk gibi duralım ki; duruşumuzun heybetini unutan korkalar, hatırlayarak sussunlar!...
Bize ne,sağcılıktan-solculuktan!...
Bize ne,sünnilikten-alevilikten!...
Bize ne, şu partililikten-bu partililikten BİZE NEEEE?!...
“Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.”

“Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakk’ın
Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.”

“Tarihi ben mi yazdım tarih mi beni öven
Ben miyim böyle tevekküle baş eğen.”

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır…”
Aklımız başımıza geldiği gün, aklımızı başımıza devşirdiğimiz gün; “Ne mutlu Türküm diyene..”
“Ne mutlu Türkiye Cumhuriyeti’ne…”
TEVEKKELTÜ TAALALLAH…
Selam,sevgi, dua…
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: