Pazar, Aralık 11, 2005

BIKTIĞIMIZ SORUNUMUZ !...

Bayrağımızı yaktılar, seyredildi !...
Atatürkümüz'e diller uzatıldı, bigane kalındı !...
Hakkari'de isyan ettiler, seyirci kalındı !...
Özür dilerim !... Sadece seyircilikle, sessizlikle yetinmediler!... Kendilerinden önceki AB sancaktarlarının; "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer.." diye başladıkları uygulamaya, kaldığı yerden devam ettiler!...
Aydın maskesi takmış karanlıkları, Başbakanlıkta kabul ettiler!...
Bölücü terörist başının yakalanıp kedileştiği ve hepimizden fazla Türkleştiği günlerden sonra, savunmasında dediği; "Sorun, demokratik cumhuriyet içinde çözülmelidir." söylemini aynen alarak; "Sorunlar demokratik cumhuriyet prensipleri içinde ele alınmalıdır." dediler !...
Yetmedi !...
"Alt kimlik, Üst Kimlik" gibi afaki, en az bölücülerin söylemleri kadar tehlikeli söylemlerle çıktılar karşımıza !...
Türk kimliğinden rahatsız olanlar veya Türk Kimliğinden rahatsız olanlara şirin görünmek isteyenler; bir mozaiktir tutturdular!... Bir "Türkiyeli"liktir tutturdular!...
AB'den kulağa fısıldananı duydular, İmralı'dan gönderilen tehdit yüklü söylemleri duydular ama; ömrünü Türk devletine hasretmiş, Kürt kökenli olmasına rağmen "Türk oğlu Türk", ehil devlet ve siyaset adamı Kamran İnan Beyfendi'nin; "Bu memleketin evladı olmakta sıkıntısı olan varsa, kolundan tutan yok !..." narasını duymadılar !...
Yine kamran İnan Beyfendi'nin; mozaik kavramını KGB'nin çıkardığını, kimlik tartışmalarının "Türkiye'ye ihanet etmek" olduğunu vurgulamasını, "Bir Başbakan bunu nasıl söyleyebilir?.." sorusunu, duymadılar !...
Bu da yetmedi !...
Bu sefer de dünyanın öbür ucundan; "Alt kimlik vardır. Türk'te, çerkez de, kürt te, rum da benim vatandaşımdır ve bana eşit mesafededir. Bizim üst kimliğimiz dindir !..." dediler !...
Milletin feveranını duyunca da meşhur takıyyeciliklerine sığınarak; " Din üst kimliktir demedim. Din bir çimentodur ve şu anda en önemli birleştirici unsurumuzdur. % 99'u Müslüman bir ülke Türkiye'de din bir çimentodur..." dediler !...
Özür kabahatten büyük oldu !...
Keşke Dinin üst kimlik olduğunu söylemekte ısrar etselerdi!... Din adına, dine itiraz etmiş olmamak adına belki sessiz kalabilirdim !...
Ama dine; bir araç hem de meşhur mozaiği birbirine bağlayan bir araç olarak bakılınca sessiz kalamazdım. Buna millet te sessiz kalmayacaktır!...
Din; inanan için yaşama biçimidir. Dindarlıkta; yokluğa, sıkıntıya, ezaya, dünya malından ve dünya lüksünden sakınma söz konusudur... Bu semavi bütün dinlerde benzer bir özelliktir... Yoksa Sayın Başbakan'ın söylediği gibi bir dünyevi huzur aracı değildir...
Velev ki öyle saysak, dini; %99'u Müslüman olan bir ülkede bir çimento olarak saysak ve dinin yapıştırıcılığında Türkiye'yi bir mozaik saysak o zaman "Bu memlekette müslümanım diyen ve müslüman olan -dedesi vatana ihanet suçu sabit görülerek idam edilmiş olan- A.Melik Fırat ta müslümandır !... Hain başı Apo'da,Sırrı Sakık ta, Zana ve zağarları da müslümandır demezler mi adama?!...
Yeni basılan ve piyasaya iner inmez ses getiren, Eski başbakan Müşavirlerinden, Araştırmacı-Yazar Yasin Aslan'ın "Baltanın Sapı Bizden" isimli kitabını, hayretlerle okuyorum... Bitirdiğimde tanıtmak amacıyla anılan kitap hakkında bir şeyler yazmaya niyetliyim ama yeri gelmişken bir kaç cümle de olsa "Baltanın Sapı Bizden"den bahsederek; her gün yeni ve tehlikeli bir söz icad eden Başbakan'ın dikkatlerini de bu kitaba çekmek isterim...
Kitabı okudukça, Ortadoğu, İran,Irak, Suriye, Arabistan ve İsraille ilgili gizli belgeleri gördükçe, bizden olan balta saplarını çok açık seçik fark edebildim !...
Yürekli bir araştırmacı olan Yasin ASLAN'ın; çok yakında bu balta saplarımızı deşifre edeceğinden de endişem yok !...
Çok merak, heyecan ve sabırsızlıkla beklediğimi de buradan bildiririm...
"Baltanın Sapı Bizden" kitabını; duyarlı her kesin, siyaset bilimcilerinin, siyasetle ilgilenenlerin mutlaka okuması gereğine inanıyorum...
1950'de ABD'ye; İran'a yönelik kürtçe radyo yayınları hakkında nota verecek kadar kimlikli ve net duruşlu Türkiye ile bu günkü yönetimi kıyaslamak için bile olsa, bu kitap okunmalıdır...
Neyse!...
Başbakan'a da bu kitabı hatırlattıktan sonra; MHP Genel Başkanı Dr.Devlet Bahçeli'nin Başbakan'a sorduğu sorunun cevabını da sabırsızlıkla bekleyeceğim... İmralı'da resmi görevli birilerinin Apo alçağıyla neler konuştuğunu, millet olarak bilmek istiyoruz. Yoksa bu görüşmeler sonrasında mı; "İstediklerini yerine getirmezsek isyan ederler!..." korkusuna kapıldık?!...
Artık takıyyeden de bıktık, AKP'den de !...
Sayın Kamran İnan Beyfendi'nin muhteşem üslubuyla bir de ben seslenmek isterim: "Bu memleketin evladı olmakta sıkıntısı olan varsa kolundan tutan yok !..."
Dededen vatana, millete, devlete ihaneti miras almış birilerinin söylemesiyle, İmralı'dan alınan direktifle parti diye ortaya salınmışların demesiyle, el kapılarından yal yiyen kuduzların söylemesiyle, bizim aramıza kimsenin girmesi mümkün değildir...
Başta Başbakan olmak kaydıyla, bütün alt kimlik sendromu yaşayanlara; televizyoncuların habersizce gittiği Hakkari'de vatandaşlarla yaptıkları konuşmaları; bir daha, bir daha taaaa ki "Renkli Mermer"in ayrıştırılması mümkün olmayan renklerinin ne dediklerini anlayıncaya kadar dinlemelerini öneririm...
Bizim ne kürt meselemiz, ne de kimlik sorunumuz yoktur !...
Bizim; hain sorunumuz vardır !... Bizim, bölücü sorunumuz vardır !... Bizim, kürt kimliğini maske ederek uzaktan kumandalı işbirlikçilerle sorunumuz vardır !...Bizim; dindar çevrelerde yetişip, yıllarca din adıyla siyaset yaparak seçimi kazandıktan sonra dine "çimento" diyerek harç tarifi yapanlarla meselemiz vardır !...
Bizim; Recep Tayyip Erdoğan sorunumuz vardır !...
Bu sorunu da "İnadına tayyip" diyerek nasıl başımıza musallat ettiysek; şimdi de "İnadına MHP" diyerek sandıklara -çıkmamak üzere- gömmek sorunumuz vardır...
Ve bu sorunumuzdan da bıktık !...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam,sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: