Cuma, Aralık 16, 2005

VALLAHİ DURMANIN ZAMANI DEĞİL !...

Bilenler bilirler, bilmeyenler için bir daha ikrardan da şeref duyarım: "Ben aklım kesti keseli Ülkücüyüm."
1967-1968 yıllarında "Türkeşçi" olarak çıktığım siyasi görüş yolculuğumda; nasıl, ne zaman ve kim tarafından yapıldığını anlayamadan Ülkücüleşenlerdenim...
Sonra bizleri, Türkeşçilik'ten Ülkücülüğe taşıyan güç ve iradenin de Başbuğumuz olduğunu anlayanlardanım...
Duruşumda, Ülkücü edamda hayatımın hiç bir döneminde tavizim olmadı...
Duruşumu bozmamak inadındayım!...
Nefesim kesilinceye kadar "İnadına MHP" diye haykıracaklardanım...
Bütün Ülküdaşlarımı da "Durmanın zamanı değil !" diye uyararak, tahrik ederek "İnadına MHP" diye propogandistliğe davet ettim. Edeceğim de...
Tabi soru cevaplarla bu "İnadına MHP" sloganımızı hafızalara kazımaya gayret ederek...
Kimlerin inadına? MHP'li olmayanların!...
Kimlerin inadına? MHP'yi sudan bahanelerle terk edenlerin!...
Kimlerin inadına? Ülkücülüğün banisi, siyaset sahnesine sokan tek ismi olan başbuğumuz'un; " Her Ülkücü otomatikman MHP'lidir." tarifini, buyruğunu, vasiyetini inkar edenlerin!...
Kimlerin inadına? MHP'yi niye terk ettiğinin kendileri de farkında olmayan ve gittikleri derme-çatma siyasi barakalara neden gittiklerinin de farkında olamayan ve MHP'li olmadıkları için asla "Ülkücüyüm." deme hakları olmayan, Ülkücülükten geçinenlerin inadına!...
Herkes, Miliyetçi olabilir!...
Herkes, Türkçü, Kürtçü, bilmem neci olabilir!...
Herkes; sağcı, solcu, ümmetçi, liberal, kapitalist, faşist olabilir!...
Herkes; sosyal demokrat, demokratik solcu, komünist, inançsız, renksiz, ateist olabilir!...
Herkes; değişerek gelişenlerden, dününü inkar edenlerden, dünkü yol arkadaşlarını terk edenlerden olabilir!...
Herkes; her istediği ortama girebilir ve girdiği ortam gereği istediği siyasi gömleği giyinebilir. İstediği siyasi kimliğe bürünebilir...
Amaaaa asla ve kat'a MHP'li olmayan hiç kimsenin "Ülkücüyüm." demeye hakkı yoktur!...
Ülkücülük, MHP'liliği; MHP'lilik Ülkücülüğü şart koşar. Bu olmazsa olmazdır!...
"Eski Ülkücü!" kavramına, uydurmasına, iftirasına da karşı çıkarım!...
Ülkücü ve Ülkücülük eskimeyen, asla eskitilemeyen ve eskitilememesi gereken bir direncin adıdır...
AKP içindeki MHP kökenliler için, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin; "...onlar da orada kalıp milletle hesaplaşsa daha iyi olur." şeklindeki yorum tavsiyesini; diğer sağcı-milliyetçi-ulusalcı partilerde olan ve "Eski Ülkücü" kimlikleriyle arz-ı endam edenler için de Ülkücü Camia söylemektedir.
MHP'de olmayan eskimiş MHP kökenliler de bulundukları yerde kalarak hem milletle hem de ülküdaşlarıyla yüzleşmek zorundadırlar!...
Tercih hakları yarı yarıyadır.
Ya sessiz sedasız terk ettikleri saftaki yerlerine döneceklerdir, ya da terk ederek gittikleri yerde kalarak milletle ve -eski- ülküdaşlarıyla yüzleşeceklerdir...
Son aylardaki "İnadına MHP." sloganım ve bu slogandaki ısrarcılığım yüzünden, -sanal ortamlarda- şahsımı hedefleyen sitayişlere, sitemlere ve taarruzlara muhatabım...
Buradan ve her yerden ısrarla diyorum ve diyeceğim ki:
Terk ettiğiniz safa dönmek hakkınız vardır.
Ama Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti'nin edep ve adabıyla!...
Serdengeçti'nin edep ve adabını, bir daha hatırlayarak kendini de bir daha rahmetle yad edelim...
Serdengeçti, Başbuğumuz'a küser ve MHP'yi terk eder. O zaman kendine yakın zannettiği Milli Selamet Partisi'ne gider. Bilmeme rağmen anlatmayacağım bir sebeple MSP'den tekrar MHP'ye döner. Gidişi ile dönüşü arasındaki zaman sadece kırk gündür.
O tarihlerde ben, İstanbul'da öğrenciydim. Bir iş dolayısıyla Ankara'ya gelmiştim. Bahçeli'deki MHP Genel Merkezine de uğramam lazımdı.
Serdengeçtiyi'de "Mabetsiz Şehir" adlı risalesinden biliyordum ama tanımıyordum.
Genel Merkez binasının bahçe kapısı önündeki bir sohbeti hatırlıyorum.
Bahçe kapısı önündeki ağaca yaslanarak, rind bir halde, boynu bükükçe bekleyen birine, Teşkilatın ileri gelenlerinden bir iki kişi;
- Serdengeçti!.. Neden burada bekliyorsun içeri girsene... dediler.
Ben Serdengeçti adını duyunca dikkat kesildim. Serdengeçti'yi de tanıyacaktım!...
- Ne kolay!.. Buradan uzak kırk günün kefaretini ödemeden ne kolay!... diye cevaplayan Serdengeçti, nazarımdaki adıyla müsemmalığını silinmeyecek şekilde pekiştirmişti...
Şimdi, herkes gelmeli.
Gelen her Ülküdaşımıza saflarımızda ve yüreklerimizde yer var!...
Hatta onlardan habersiz yuvalarını asla soğutmadık bile...
Ama edeple gelmeliler. gelip sadece safa girmeli ve Davalarına bıraktıkları yerden devam etmeliler...
Kendilerinden, teşkilatlarımızdan uzak geçirdikleri yılların kefaretini de istemeyiz!...
Herkese dediğimiz gibi onlara da durmanın değil "VALLAHİ DURMANIN ZAMANI DEĞİL !..." deriz...
Çünkü; " AKP tasfiye edilmezse, korkarım Türkiye tasfiye edilir." endişesini yürekten paylaşıyoruz...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali_53@hotmail.com
tokkali_53@yahoo.com
tokkali@mynet.com

Hiç yorum yok: