Salı, Ağustos 16, 2005

KÜRT SORUNU DEĞİL, PKK MES'ELESİ!...
Olanlar olmaya, kandırıcılar kandırmaya devam ediyorlar!
Bütün olumsuzluklara, iç ve dış hainlere ve işbirlikçilere rağmen, inatla Büyük Devlet'likte ısrarlı Devletim'in Başbakanı; komşu ve düşman bir ülkeyi ziyaret ediyormuşçasına, olağanüstü güvenlik önlemleri ve olağanüstü hazırlıklarla Diyarbakır'a gitti!
Her zaman yaptığı gibi, öküzün altında buzağı aramaktansa öküzün altına buzağı yerleştirerek ihbar etmeyi meslek edinmiş Yaygın Basın, konuşmaya başladı!...
Veya dev Türkiye’nin Cüce Başbakanı, onların konuşmalarını istedi!...
Başbakanımız; bir zamanlar AB Sancaktarlarının, AB’nin yolunu Diyarbakır’dan geçirdiklerine atıfta bulunurcasına, yollarını Diyarbakır’dan geçirdiler!
Veee… yaygın basın ağız birliği ile “ Madem kürt sorunu var, çözümü nedir? “ diye sormaya başladı!...
Bu, yaygın basının; önce ölümü gösterip sonra milleti bayılmaya razı etme operasyonudur!..
Bu Milletin Türküne de, Kürtüne de asla “ Kürt Sorunu” vardır dedirtemezsiniz!...
Bu milletin asla kürt sorunu olmamıştı, olmadı, olmayacaktır da…
Bu milletin 20 yıldan fazladır PKK sorunu vardı. Hala var olmaya devam ediyor…
Bu milletin PKK ile kan davası var!...
Kim vaz geçerse geçsin, bu millet, 40.000 insanının kanından asla vaz geçmez…
Tekrarlıyorum; bu memleketin, bu milletin PKK sorunu vardı, bu sorun devam ederken şimdi bir de AKP ve Recep tayip Erdoğan sorunu var!...
Dün söylediğini bu gün reddeden ve bu gün söylediğini de yarın reddedecek bir Recep Tayip Erdoğan sorunumuz var!...
Acaba bu reddedici Başbakanımız, bu sorunumuz; baskın bir seçim hayaliyle, kürt oylarını hedefleyerek mi yolunu Diyarbakır’dan geçirdi?!...
Daha birkaç gün önce; “ Erken seçim, vatana ihanettir!” deyip; şimdi bu sözünü hatırlamadan veya unutturmayı hedefleyerek Diyarbakır’dan bir mesaj mı vermiştir?
Güvenlik Güçlerimiz’ce çatışmada gebertilen teröristlerin cenazesine on binlerce insanı toplayabilen Diyarbakır’da; yarısından fazlası Ankara ve İstanbul’dan giden 500-600 kişiye yaptığı tarihi konuşmayla , Sayın Sorun, tatmin olmuş mudur?..
Aslında bu memleketin Kürt Sorunu olmadığını bilen Başbakan; dört ay önce Oslo’da bu gerçeği söylediği için PKK’lılarca yumurtalı saldırıya uğramış ve Türk Yüreklerimizi rencide ettirmişti!...
Şimdi ben; Millet adına bu insanı uyarma görevimi kullanmayayım mı?
Siyaset adamı; milletten aldığı yetkiyle, millet adına doğru işler yapmakla mükelleftir…
Siyaset adamı; millete rağmen bir şeyler yapmamalı ve yapamaz da…
Günümüzdeki gibi yapmaya niyetlenirse de asla yaptıkları, yanına bırakılmaz!...
Milletin öfkeyle izlediği haberleri; İstanbul’un göbeğinde Polislerimizi araçlarında diri diri yakmaya niyetlenen PKK’lıları, bu Başbakan ve Hükümet erkânı izlemez mi?...
Bu şerefsizlerin istekleri, daha fazla demokrasi midir?...
Bu hainlerin, bu şerefsizlerin istekleri yerine getirilirse; Devletine sadakatten başka bir davranış bilmeyen Yüce Türk Milleti’nin isteklerini kimlerin dinlemesi gerek?...
Bu bölücü şerefsizlerin -AB ve müttefik(!)imiz ABD’nin de destekleriyle- tek istekleri vardır. Şerefsiz bölücü başının, İmralı sakininin serbest bırakılarak hayal ettikleri devletlerinin başına geçirmekten başka hayalleri mi vardır? Ve artık bunu saklamadıkları için Başbakan’ın ve avânesinin bunlardan haberleri yok mudur?...
Tekrarlıyorum, hep tekrarlayacağım; bu memleketin ve bu Milletin asla “Kürt Sorunu” olmamıştı, olmayacaktır da…
Bu memleketin 20 yıldır PKK sorunu vardı, yaklaşık üç yıldır da AKP sorunu başladı!...
Bu iki sorun da Milletin sorunudur…
Bu iki sorunu da Millet halledecektir…
Milletin; önüne gelecek ilk seçim sandığı ile AKP sorununu kökünden halledeceğine inanıyorum…
Sandıktan çıkacak milli bir hükümet te PKK sorununu mutlaka halledecektir…
20 yıl, 40.000 insanının canına mal olmasına rağmen vakarla PKK’ya sabreden Millet; 1,5- 2 yıl daha AKP’ye sabredecektir…
Bu Millet; sabrın sonunun selamet olduğunu, binlerce yıllık tecrübeleriyle bilmektedir…
Günümüzden 80 yıl önce bütün dünyanın saldırılarını; yokluklara, imkânsızlıklara rağmen göğüsleyerek halletmeyi başaran bu millet; önündeki bu birkaç yılı, ıslık çalarak geçirebilecek metanettedir…
Toprağı vatan yapan, tarihin her dönem mimarı olan, devlet kuran bu millet; devletin asli unsurları olarak, içlerindeki ayrık otlarının hakkından kısa sürede mutlaka gelecektir…
Önce Erzurum’da, 2,5 saatte 15.000 kişiyi Bayrağa saygı mitinginde buluşturan, Genel Kurmay’a verdiği cesaretle “ Sözde vatandaşlar” dedirttiren, genel Kurmay’ın beyanatından sonra da 100.000 kişi olarak Van’da arz-ı endam eden bu Millet; son Erciyes Zafer Kurultayında da yaklaşık bir milyon kişi olarak tezahür edince; AB’nin de ABD’nin de ve yeni sorunumuz Recep Tayyip Erdoğan’ın da ödünü koparmıştır!...
Bu Yüce Millet’in -birlikte yaşamakta dâhil- artık öğreneceği bir şey yoktur…
Bu Devlet’in aslî unsurları olan Türk Milleti; Ay Yıldızlı bayrak altında Türk’le yaşamayı, herkese ama herkese öğretecektir…
Türk Milleti ve Türk Devleti’nin bu eğitimi vermeğe yaşı da, teamülleri de, töresi ve türesi de müsaittir ve bu öğretim süreci, Erciyes Zafer Kurultayı ile başlamıştır…
TEVEKKELTÜ TAALALLAH…
Selam ,sevgi, dua…
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: