Çarşamba, Şubat 08, 2006

KAHRAMANLIKTA SANALLAŞTIK MI?...

"Kahramanı olmayan ve kahramanı ölmeyen topluluk, millet değildir." dedik!...
"Kahramanın kahramanlığı; kahramanca ölümüyle başlar." dedik!...
Hem dedik hem de inandık bunlara...
İnandığımız için; imanla, ihlasla söyledik ve söylemimizin gücüyle bu söylediklerimize inananlar da oldu!...
Bunları; müsbet şeyler, güzel şeyler diye olanlar listesine dahil etmeye çalışırken de; habire bir şeyler oldu!...
Yaklaşık yirmi yıldır belki yirmi yıldan da fazla, sinemalarda, televizyonlarda Amerikan kahramanlarını izleriz...
Mesela bir Rambo vardır...
Vietnam'da, Afganistan'da, hatta savaştan döndükten sonra memleketi Amerika'da yenilmezliğini ispatlayan mükemmel bir savaşçı, yenilmez bir Rambo!...
Yıllarca afişleriyle çocuklarımızın oda duvarları, süslendi durdu!...
Rambo; anlatılanlara göre ABD ordusunun Özel Kuvvetlerince seçilmiş ve yetiştirilmiş, yenilmez savaşçılardandır!...
Yine anlatılanlara göre; Rambo ve ramboların gittiği, müdahele ettiği savaşlarda yenilgi, asla söz konusu değildir!...
Ama bu savaşçıların savaştığı Vietnam'da ABD; boyunun ölçüsünü almıştır...
Afganistan'da da aynı olmuştur, adamlarını kurtarmak için tamamen rambolar(!)la yaptıkları İran operasyonunda da ABD ve Özel kuvvetleri yenilmişlerdir...
Bu yenilgileri ABD halkına unutturmak ve dünyanın hayal gücüne müdahele edebilmek için Büyük Senaristin hayalperestleri, hayali rambolar yarattılar!...
ABD'nin Haçlı'yı temsilen ve İngilizin de desteğiyle geldiği Irak'ta; daha bu rambolarını gören olmadı!...
Kahpece saldıran korkaklarını, camiye sığına yaralı Müslümanları Camide katleden zalimleri, korkularından kadınlara-kızlara tecavüz eden sapıkları gördük ama daha bir tane rambo çıkmadı!...
Belki Irak'ta görmediğimiz rambolarını, İran'a saklıyorlardır diyenlerimiz var!...
Beni asıl rahatsız eden; ABD'nin Vietnem'da, Afganistan'da; Irak'ta rambolarının olmayışı değil!...
Büyük Senaristin hayalperestlerinin ABD halkını kandırmak için icat ettikleri hayali kahramanların benzerlerini, bizim de icat etmeye başlamamız oldu!...
Yıllarca satır aralarında Türkiye'yi "Küçük Amerika", "Fırsatlar Ülkesi" diye yutturup durdular..
Bu Küçük Amerika, bu Fırsatlar Ülkesi; son 40 yılında defaatle tarihine, kimliğine, kişiliğine, devletçilik teamüllerine yakışmayan işler işledi!...
Dış Politikada bütün müttefiklerini, yüzyıllardır kader birliği etmiş olduğu halkları, -ki bunların büyük bir çoğunluğu en az 400 yıl tebaamız idiler- inciten Türkiye'de de son zamanlarda hayalperestler, milletin hoşuna gidecek hayali kahramanlar üretmeye başladılar!...
Biz; gerçek Kahramanlarımızı, cezaevlerinde çürütürken; kahraman gazilerimizi unutulmaya mahkum ederken, kahramanlarımıza AB'nin ve ABD'nin daha doğrusu Haçlı'nın hoşuna gitsin diye basın-yayın linci uygularken ABD, başımıza çuval geçirdi!...
Bu çuval meselesi; siyaseten eli-kolu bağlanan Silahlı Kuvvetlerimizin millet nazarındaki Kahraman tarifine halel getirdi!...
Başına çuval geçirilen Özel Kuvvetler mensubu askerlerimiz; millet vicdanında kahramanca ölerek kahramanlaşmadıkları için suçlu ilan edildi!...
Bunu fark eden Küçük Amerika'nın hayalperestleri; hayali intikamlar hayal ettiler!...
12 Eylül Kıyametini fiilen yaşayanlardan hemen her kesin kendinden bir kare bulduğu ama asla kimsenin senaryosunda olması mümkün olmayan bir hayali Kurtlar Vadisi izledik iki yıldan fazla!...
Çok dikkatle izleyenlerdendim!...
Son bölümünde rahmeti Alparslan Türkeş'in sıkıyönetim mahkemelerine verdiği ifadesinin aynen alınmasından başka, beni heyecanlandıran sahnesi, yok denecek kadar azdı!...
Dizi bitti!...
Millet; Kurtlar vadisi'nin hayali kahramanlarında, tarihi kahramanlarını hayal etme zevkini yaşadı sanal olarak!...
Bunu fark eden sanal kahraman üreticileri, Küçük Amerika'nın hayalperestleri; Kurtlar Vadisi Irak'ta adıyla bir sinema filmi çektiler...
Ve başımıza geçirilen çuvalın intikamını, hayali olarak aldırdılar!...
Bize neler oluyor Allah aşkına?!...
Sağımız-solumuz, önümüz-arkamız kahramanlarımızla, gazilerimizle doluyken; onları atlayarak hayali bir kahramanın peşine nasıl takılırız?...
İntikamımızı rüyamızda aldık diye, intikamımızı sanal dünyada aldık diye rahatlayabilir miyiz?...
Yoksa bütün bu sanal yaptırımlar; "Kinim dinimdir.." kültürüyle binlerce yıldır varolagelen Türk Milleti'nin, intikamını unutturmak için planlanmış sanal hayaller midir?...
Kahramanlık hikayelerine evet. Yaşayan gazilerimizin yaşadıklarının hikaye edilerek, seneryolaştırılarak millete sunulmasına evet ama hayali kahramanlarla milletin duygularının istismarına hayır...
Kimi ne kadar etkilerim bilemem ama ben "Kurtlar vadisi Irak" filmini izlemeyeceğim...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com
tokkali_53@hotmail.com

Hiç yorum yok: