Pazar, Şubat 05, 2006

KURBAĞANIN GÖLÜNE TAŞ...

Ya biz, korkaklığın tarifini bilemiyoruz ya da milleti anlamakta sıkıntımız var!...
Hep bir yerlere saldırmakla, hep birilerini yıpratmaya çalışmakla, bir şeyin sahibi olunmuyor biliriz!...
Bir yerleri yıpratmaya çalışmakla, yıpratabilmek te çok farklı şeyler, bunu da biliriz!...
Yıllarca kendim çalıp kendim oynadığımdan ve yıllarca sadece kendim, kendimi önemli saydığımdan; ne söylediğimi kimse duydu; ne duyanlar söylediklerimi kaale aldı; ne de değiştirmeye uğraştığımı sandığım olgularda bir değişim olmadı!...
Ama gözümüzün önünde değişenler oldu!...Gözümüzün önünde değişenler, gelişen adını aldı!...
Değişenlerin- gelişenlerin; değiştirmeye-geliştirmeye çalıştıkları Ülkeme,Bayrağım'a,Devletim'e sahip çıkmak ta ne hikmetse yine bize ve Ülkücülere düştü!...
Sebebi çok basit ve çok açık, anlatayım;
Balık üreticileri, veterinerler ve köy hayatını bilenler; bu dediğimi gözlemlemiş olacaklardır:balık larvaları ile kurbağa larvaları birbirine çok benzer. Hatta ayırt edilemez derecede benzerdirler...
Türkiye'de gençliğe yönelerek siyaset yapmak isteyen Memleketperverleri; balık larvalarıyla kurbağa larvalarını karıştırmaları, çok yanılttı... Bu yanılgı, sadece onlara zarar verseydi kabulümüz olabilirdi ama, maalesef milletimize de zarar verdi!...
Ülkücülük havuzuna balık larvası diye atılanların içinden, epeyce kurbağa larvası çıktı. Bu larvalar, belli bir süreden sonra karınları şişerek, kuyrukları düşerek balıklardan farklı görünmeye başladılar ama yine de aynı suda durdukları için sahiplerini rahatsız etmediler!... Ama bir müddet sonra düşen kuyruğun, şişen karnın yerine çıkan bacakların yardımıyla bu kurbağalar, zıplayıp gittiler!...
Garip midir bilinmez ama; bu kurbağa larvaları, bir yerlerde toplanarak bazan kurbağa topluluğuda meydana getiriyorlar...Çok gürültülü hatta kuvvetli sesler de çıkarabiliyorlar!...
Bu çıkardıkları gürültünün, sesin hükmü ise "Kurbağanın gölüne taş atılıncaya" kadardır!...Göle ufacık bir taş atılınca, bu etrafı yıkan vırraklamalar, anında kesilir!...Taaa ki artık taş atacak kimsenin yokluğuna inanılana kadar ses çıkmaz...
Bu kurbağa larvaları, Devrimcilerin içinden de çıktı!...Hem de epeyce...Dünün Amerikan düşmanları, dünün emperyalizm düşmanları; bu gün emperyalist ülkelere hatta ABD'ye açıkça servis veriyorlar!...
Bu kurbağa larvaları "Mücahid Erbakan"ın "Milli Görüşçüleri"nden de çıktı!...Hem havuzdan zıplayıp kaçtılar hem de Milli Görüş Gömleğini soyunarak değişip geliştiler!...
Ülkücülerin, Devrimcilerin ve Mücahid(!)lerin arasında yetişen ve sayıları bayağı bayağı olan bu kurbağaların sayılarını, şu anda mecliste izliyoruz!...
Bu kendi havuzlarında yetişmeyen, sahibini ilk anda balıkmış gibi aldatan kurbağa larvalarını; en fazla üreten havuz ise Mücahit Erbakan'ın havuzu oldu!...
Erbakan'ın; Ülkücülüğün, Devrimciliğin havuzlarında balık sanılan kurbağalar; kuyrukları düşüp, karınları şişip, bacakları çıkınca zıplaya zıplaya havuzları terk ettiler!...
Değiştiler!...
Geliştiler!...
Değişmekle, gelişmeyi öylesine güzel tarif ettiler ki ve öylesine kurbağaca zıplayarak yaptılar ki bu işi; döneklerin bir araya toplanmasıyla; kulakları sağır eden kurbağa vırraklamalarıyla, -nerdeyse- kulaklar sağır olacak!...
Kurbağanın sayısı, ne kadar çok olursa olsun; kurbağaların oluşturduğu kümenin sesi, ne kadar çok çıkarsa çıksın; hükümleri, birinin çıkarak kurbağa gölüne ufacık bir taş atmasına kadardır!...
Şimdi kaş yapayım derken göz çıkaran acemi kuaförlere de seslenmek isterim... "Dünyayı dize getirmek" çok güzel bir söylem, olması mümkün olmayan bir gerçek!...Yine de değişenlerin,gelişenlerin,dönenlerin başını; "Dünyayı Dize Getiren Başbakan" olarak isimlendirmek te kolay!...Dilin kemiği yok elbette!...
Ama bilinmeli ki; mutlaka dikkat edilerek izlenmeli ki Kurbağanın Gölüne taş atılmak üzere!...
Millet artık sadece taş atmakla kalmayacak. Kurbağaları sadece susturmayla yetinmeyecek...
Sanırım larvayken kendilerini aldatmak üzere yaratılmış bu kurbağalardan, külliyen kurtulmak hazırlığında Millet!...
Kurbağalar, uyarıdan anlarlar mı bilmem ama, ben yine de görevimi yapayım...
Yıllarca kendim çalıp kendim oynadığımdan; yine yıllarca hamamda sesimi güzel sanarak kendim söyleyip kendim dinlediğimden bu uyarımın neye yarayacağını da bilemiyorum!...
Ama ben değişenlerin, gelişenlerin, dönenlerin oluşturduğu ve ikindi sıcağındaki kulak patlatan vırraklamalarıyla, kendilerini bir şey zanneden, bir şeyler yaptıklarını sanan havuzlar kaçağı kurbağa larvalarını uyarmaya devam edeceğim... Gölünüze taş atılmak üzere!...
Bu milleti, kulak patlatan vırraklamalarla aldatmaktan vaz geçin!...
AB hayalimizin olmayacağını, olmasının mümkün olmadığını, sizler de biliyorsunuz...
Daha müzakereler başlar başlamaz Avrupa basınındaki manşetlerden, avrupalının niyetini anlayamayacak kadar izansız mıyız?...
Allah aşkına aklınızı başınıza toplayın!...
Millete acımıyorsanız, kendinize acıyın!...Allah'tan korkmuyorsanız bari kuldan utanın!...
Meclis Başkanımız'ın son söylemlerini; çok ciddi manada Menderes'in; "Siz isterseniz şeriatı da getirirsiniz." söylemlerine benzettim.
Meclisteki aslında çoğunluğu temsil etmeyen -hatalı seçim sistemi gereği- çoğunluğa güvenerek böyle iri laflar etmemek gerek!...
Bu devlet; teamülleri, refleksleri olan bir devlettir. Canını incitmeye niyetlenenin kıyameti olur!...Hiç mi tarih okumazsınız, hiç mi bu Milleti tanımazsınız?...
Türk Milleti Kimliğini redderek alt kimliklere sığınıp eski Haçlı'nın, yeni AB'nin sözde destekleriyle havuzlarını terk ederek bir araya gelen kaçak kurbağa larvalarını, bir daha uyarmayı görev saydım!...
Millet; artık kurbağanın gölüne taş atmaya değil teker teker kurbağaları avlamak üzere taş atmaya hazırlanıyor bilesiniz!...Bu taş sağanağından kaçmanın yolu da yok!... İster erken isterse dediğiniz gibi zamanında kurulacak bir seçim sandığında başınıza nelerin geleceğini, hep beraber izleyeceğiz!...
TEVEKKELTÜ A'ALALLAH
Selam ,sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com
tokkali@gmail.com
tokkali_53@hotmail.com

Hiç yorum yok: