Perşembe, Ocak 04, 2007

BÜTÜN TÜRKLER BİR ORDU....

Egomuzu yenemeyince, nefsimizi kontrol edemeyince ve ne istediğimizi açıkça söyleme cesaretini gösteremeyince işte böyle her yapılan hareketin arkasında -yüzde yüz samimi de olsa- bir şeyler aranıyor!...
Yaygın Basın'dan para vererek aldığım bir gazetede yeniden "Türkeş-Atsız ilişkileri"ni anlatan veya anlatmaya çalışan yazılar yayınlanmaya başladı...
Niye yazılır, niye yapılır anlayabilmiş değilim!... Siyasette sınıfta kalmış insanların; "Ben olmazsam kıyamet!..." mantığıyla, artık cevap haklarını kaybetmiş ölüleri sermaye ederek yaptıklarını, anlamaya çalışırım. Hatta çoğunu anlarım da!...
Ama sadece yazmayı kendilerine görev edinmiş kişilerin, bu işlerden ne beklediğini, anlayamam!...
Acaba, bunlarda mı birilerinin isteği ile, siparişle yazı yazarak "Dolma Kalemler" kervanına katılmak ister diye düşünmekten kendimi alamam...
Rahmetli Alparslan Türkeş ile rahmetli Hüseyin Nihal Atsız'ın fikri ayrılıkları, bilinmeyen şey değil... Atsız rahmetlinin bir fikir savaşçısı hatta fikir savaşı kahramanı olduğu apaçık... Ama bu inandığını cesurca söylemesi, Atsız Hoca Rahmetli'nin yüzde yüz doğru söylediği anlamına gelmez!...
Atsız Hoca, bir Türkçüdür. Türkçülüğün siyaset üstü kalması gereğini ısrarla söyleyendir. Türkçülerin bütün partilerde yer alaması gereğini de söylemiştir defaatle... Ama Türkeş Rahmetli; Başbuğ edasıyla, bir siyasi Lider tavrıyla "Her Ülkücü, otomatikman MHP'lidir." diye buyurarak siyasi hedef koymuştur...
Atsız'sız, Arvasi'siz, Kısakürek'siz, galip Erdem'siz ve tarihe iz bırakarak dünyalarını değişmiş fikir adamlarından birinden birinin eksik olduğu Ülkücülük, -bana göre- eksik kalır. Ama bu isimlerden birinden biri üzerine -tek başına- insa edilmiş Ülkücülük ise tek kelimeyle sakat kalır ve yolda kalır...
Sağlığında her türlü yalakalığı yaparak Türkeş'in yakınında kalmayı başarmış Türkeş muhalifleri; ölümünden sonra açığa vurdukları Türkeş Düşmanlıklarının gereğini yaparak Türkeş'ten alamadıkları intikamlarını "Oğul Türkeş"ten aldılar!...
"Oğul Bey" ünvanını çok kızgın bir anımda verdiğim Oğul Türkeş'i, siyaset dışına attılar!... Diğer tehlikeli gördükleri fikir devleri zaten dünyalarını değiştirmiş oldukları için onlara göre bir tehlike olmaktan çıkmıştı!...
Ülkücü Hareket'in bir fikir hareketi olmasını sağlayan ve Hakk'ka yürümüş fikir devlerinden hiç birinin tasvip etmesi mümkün olmayan tavırlar sergileniyor bu günkü MHP'de...
Milliyetçi değil, Turancı değil, Türkçü değil, Ümmetçi değil, bağımsızlık taraftarı değil, AB ve ABD'ye yani emperyalizme karşı değil, üniter devletten yana söylemi yok aksine; "Farklılıkların farkında olarak ülkeyi yönetmeye talibiz." diyebilecek kadar federasyoncu veya onalarla aynı söylemlerde...
Bu eksikleri sayarak çoğaltmak mümkün ama; nedense bu günlerde mevcut MHP yöneticilerine şirin görünmek adına, Türkeş ve döneminin fikir adamlarına atıflar yapılarak bir şeyler yapılmak isteniyor!...
Allah aşkına, ne yapıyorsanız, ne yapacaksanız, nedüşünüyorsanız açıkça yapın!...
"Bahçeli MHP'nin Bahçevanı"nı sevenlere, kimsenin bir şey dediği yok... Tavrınızı açıkça koyun ortaya! Biz nasıl; "Ülkücüyüz, Turancıyız, Türkeşçiyiz." diyorsak sizler de "Bahçeliciyiz." deyiverin... Bu tavrınıza veya tarzınıza kimin ne demek hakkı olabilir?...
Millet adına siyaset yaptığını söyleyen kimlerin, kimlerci olduklarına itiraz etmemiş bu millet; sizin "Bahçelicilik" tavrınızın farkında olsa bile, tevazu ve vakarından size tepkisi olmaz!...
Bizim; "Ne mozaiği ulaaan!..." diye unutamadığımız sese; geçtiğimiz günlerde "Ne çiçek bahçesi ulan." diye nazire yapan seslere desteğimiz devam edecektir...
Allah(c.c.)'ta ne nasibetmişse o olacaktır elbette...
Çekeceklerimiz, göreceklerimiz varsa tevekkülle yaşayacağız ama asla mücadeleden vaz geçmeden!...
"Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin; herşey Türk'e göre, Türk tarafından, Türk için..."
BÜTÜN TÜRKLER BİR ORDU, KATILMYAN KAÇAKTIR...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: