Pazar, Mart 27, 2011

KIYASLAMAYI MİLLET YAPACAK...

İstiklâl Harbimiz'in ve Millî Mücâdelemiz'in yeniden millî vicdan ve akla sunulması gereken, meşhûr olmayan kahramanları var. Özbekler Dergâhı Şeyhi Ataullah Efendi ve Şeyh Sunûsi bu kahramanlardan sadece ikisi...
Dünya gündemi Libya olunca biz de önce Şeyh Sunûsi'yi kısaca hatırlatalım istedik. Şey Sunûsi; Afrika'da özellikle Sahra ve Sudan'da geniş bir etki alanı olan Sunûsilerin önderidir. İstiklâl Harbi sırasında Anadolu'ya gelip bir çok yeri yayan dolaşarak vaazlarıyla Kuva-y-ı Millîye'ye destek vermiştir. Sunûsî Efendi; ırkı, rengi ve dili farklı olmasına rağmen hayatında hiç görmediği Anadolu'ya gelip Türklere destek vermesinin sebebini; "Bugün İslâm milletleri arasında en kuvvetlisi ve haşmetlisi ve dîn-i vahdet ve idâre yönünden en ümit vericisi Türk Milletidir. Binaenaleyh bütün İslâmi hareket ve dayanışmanın kuvvet merkezi, Türkiye olmalıdır. Kahraman Türk Milletini bu yakın alâka ve yardıma, dayanışmaya ve bu çok mühîm vazifeye ehîl kılan birçok tarihî ve sıtratejik imtiyâzları vardır. İslâm Âlemini, Türkler kurtarır." diye açıklar.
Şeyh Sunûsi; hiç bilmediği yerlerde Allah rızâsı için Millî Mücâdeleye canı pahasına katkı verirken Mustafa Kemal'e "Burjuva Kemal" diyen, "Ben Sovyetlerin çocuğuyum. Beni Stalin yarattı." diyen solcu en-tellek-tüellerin kahramanı Nâzım, Moskova'ya kaçmış; dinci dolma kalemlerin Bediüzzamanı Said-i Kürdî ise Boğaz'da Çamlıca'da oturuyormuş! (Sinan Meydan- "Hür Adam Hürriyet Savaşı'nda neredeydi?" yazısı)
Şeyh Sunûsi hakkında Tarih Profesörü Cahit Tanyol'un anlattıkları ise millî akılla dîni vicdânı herc ü merc edecek nitelikte! Tanık olduğu bir olayı, şöyle anlatır; "Hafız Halil Efendi kürsüye çıktı. Titrek ve fakat heyecanlı bir sesle: 'Din kardeşlerim, sizi Şeyh Sunûsi Hazretlerinin bir müjdesi için buraya topladım.' dedi ve şu olayı anlattı. 'Şeyh Sunûsi Hazretleri bir gece Peygamberimizi rüyasında görmüş ve koşup elini öpmek istemiş. Peygamber(s.a.v.) kendisine sol elini uzatmış, buna şaşıran ve mahzûn olan Şeyh; 'Ya Resulullah niçin sağ elinizi vermediniz?' diye sual edince şu cevabı almış: 'Sağ elimi Ankara’da Mustafa Kemal’e uzattım.' Bu rüyayı anlatan Hafız Halil Efendi’nin elleri, çenesi ve dili titriyordu. Gözleri dolu doluydu, konuşması kalabalığı elektriklemişti. Birden gür ve imanlı bir sesle: 'Ey ahali! Mustafa Kemal muzaffer olacak, Peygamber Efendimizin sağ eli onun elindedir. Buna iman edin.' diye haykırdı ve kürsüden indi." (Cezmi Eraslan-Yakın Dönem Halkçılık ve Atatürk- s. 161)
Dostlar; günlerdir akılla zekânın, akıllı ile delinin ve aptalın farkını irdeliyorum! Kimsenin îmanını sorgulamak gibi bir dindışılığım hâşâ olamaz ama onlarca yıldır; "Bize ihânet ettiler!" diye fısıltıyla zerk edilen yanlış bilgilerle Filistin ve Suûdilerin haricinde diğer Arapların Türk zabitlerle, kanlarının son damlasına kadar savaştıklarını unutturmaya çalıştılar!
İstiklâl Harbimiz'de din adamlarının etkisini, İngiliz ajan Harron Amstrong, Şeyh Sunûsi ve diğer şeyhleri; "Karşılaştığımız hakikatler bizleri hayrete düşürdü! Bu din adamları münhasıran telkînlerle ve maneviyâtı yükseltmekle iktifâ etmemişler, fiîli olarak ta mukavemet teşkilâtı içinde vazife almışlardı." diye anlatır. Mağrib'de Sunûsîlerle başa çıkmakta zorlanan İngilizler, Şeyh Sunûsî'ye tarafsız kalırsa Libya'nın yönetimini ayrıca Mısır'ın Batı Çölü'ndeki bazı vahaları teklif ederler. Bu cazip teklifler, el tersiyle itilir ve sonuna kadar savaş tercîh edilir.
Dînin, din adamlarının Türk Milleti üzerindeki etkisini, İstiklâl Harbimiz'de öğrenen İngiliz akıllı Haçlı, şimdi benzer bir metodla Türk milletini din silahı ve din adamı maskeli "Haçlı Müslümanlar"la bölüp parçalayarak, yutmaya çalışıyor!
"NATO'nun Libyada ne işi ver? Böyle saçmalık olabilir mi?" diye kükreyip sonra Haçlı ile birlikte; "Libya'nın Libyalıların olduğunu tesbît ve tescîl"e gidenleri; Şeyh Sunûsi Efendi ve Şeyh Ataullah Efendi ile mi yoksa Said-i Kürdî ve Nazım'la mı kıyaslayacağız?
Çünkü ahvâl ve şerâit, yüz yıl öncesiyle harfiyyen aynı!...
TÜRK TÜRK'Ü KORUMAZSA TANRI TÜRK'Ü KORUMAZ.
Selâm, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: