Pazartesi, Eylül 19, 2005

AKILLA VİCDAN MUHASEBESİ...

Dünümüzle bu günümüzü, elbette kıyaslamak gerek...
Ama bu dününü inkar edenlerin, "Değiştim, Geliştim, Döndüm" şeklindeki haline girmemeli...
Dünümüz nasıl bizimse; nasıl bu günümüzü dünümüzün desteği ile yaşıyorsak, yarınımızı da bu günümüzün üzerine kurmak durumundayız!...
Değerlerimize; yetişmiş kardeşlerimize; yıllar-yıllar yoldaşlık ettiğimiz, Ülküdaşlık ettiğimiz Gönül Dostlarımıza, görevleri bittiğinde verdiğimiz kıymeti vermeye devam etmezsek; görevde oldukları zamandan daha fazla ihtirama ihtiyaçları olan Ülküdaşlarımıza gereken ihtiramı göstermezsek; korkarım yarın hepimiz yalnızlığa mahkum oluruz!...
Hiç bir ortamda, hiç bir kulvarda siyasi kimliğimi saklamaya tevessül etmemiş birisi olarak; yaşadığım bu günlerde Türkiye'nin neresinde olursa olsun, kendi evim gibi girebileceğim adresler oluşmuşsa, bunu aklım kesti keseli sergilediğim siyasi duruşuma borçluyum...
Ezildiğimiz, üzüldüğümüz, sıkıntılar çektiğimiz dönemler elbette oldu!...
Bu çektiklerimizin karşılığı olarak Yüce Rabb'im bize; sarsılmaz temeller üzerine oturmuş bir "Dost Dünyası" bahşetti...
Bunu reddetmenin adı; en hafifi ile inkarcılıktır!...
İnkarcının ise maşeri vicdanlardaki yeri malum!...
Bizler; değişemeyiz!..
Bizler; dönemeyiz!...
Bizler; ancak ve ancak çağa uyum sağlamak adıyla -daha doğrusu çağı yorumlamak adıyla- tekamül edebiliriz!...
Tekamül etmeliyiz...
Tekamül ettikçe, tekamülle düz orantılı büyüdükçe tevazumuzu da daha netleştirmeliyiz!...
Kimse elbette bulunmaz değildir!...
Elbette her işin erbabının daha iyisi her zaman bulunur!...
Ama Ülkücü'nün alternatifi yoktur...OLMAMALIDIR!...
Ülkücü; Müslüman Türk Milleti'nin, 21.yüzyıl temsilcisidir...
Teknoloji ile barışıktır, kopyalayan değil icat edendir...
Düşünürlerin ithal fikirlerini ezberleyerek satan değil; 21.yüzyılın Türk'ü olarak düşünendir...
Sadece düşünmekle kalmayıp, düşündüğünü de uygulayandır!...
Elbette bu günümüz dünümüzün aynısı olmayacaktır!...
Bu günümüz, dünümüzün aynısı ise bilinmelidir ki zarardayız...
Bu gün dünümüzü, yarın bu günümüzü geçmekle mükellefiz!...
Tarihteki kahramanlarımızı nasıl hürmet ve rahmetlerle, minnetlerle anıyorsak; bilinmelidir ki hedefimiz; yarın aynı kahramanlar kategorisinde hatırlanmak olmalıdır!...
Bu işler tabiiki kolay değil ama zor da değil!...
Hatırlanmanın bir tek yolu vardır: Hatırlamak, unutmamak...
Hatırlayanı, unutmayanı unutanın adıdır dönek!...
Dününden utananın adıdır dönek!...
Döneklik; Türk Töresinde de, İslami ahlakta da hor görülen, dışlanan bir davranıştır...
Dönenin, terk edenin başarılı olması münkün değildir. Mümkün olmamıştır...
Her kulvara, her ortama, her platforma hatırlatırım ki; tek eden terk edilir, unutan unutulur!...
Mahkeme kadıya hiç mülk olmamıştır...
Görevde olan her Ülkücü bilmelidir ki; bu bir kutsal nöbettir...
Bu nöbette; toplum yararına hizmetler yapılmaktadır ve bu hizmetler huşu ile yapıldığında ibadettir. Hem de münferiden yapılan ibadetlerden daha makbul ibadettir. Münferiden yapılan ibadetin faydası, ibadet sahibinedir. Oysa toplumun yararına yapılan hizmetler, millete şamil olduğu için daha makbul olması gerekir. Bu hizmetlerin tek mükafatı da Allah(c.c.)'ın rızasıdır...
Allah rızası için hizmet vermiş Ülküdaşlarımızı; dışlamak, unutmak gibi bir ukalaca lüksümüz, asla olmamalıdır...
Dünyanın en zor olan materyali, insandır!...
Hele insanın Ülkücüsü, çok zor ve nadir yetişir...
Yetişmiş Ülkücü gibi Ülkücülere sahip çıkmak ta yine Ülkücünün görevidir, mukaddes davranışıdır...
Ülkücü hareketin her döneminde görev yapmış Ülküdaşlarıma; bütün yüreğimle bağlıyım. Bu ben fakırin hayat tarzımdır...
Ama gidenler, bu tavrımdan muaftır. Karşılaştığımızda geçmişimizin hatırına selamlaşırız ama aramaz sormayız...
Giden gitsin kalan iradeliler bizimdir...
Gidip gelenlere de elbette eyvallah ama onlar; gidip gelenlerdir... Yerlerinde sabit duran Ülkü Devleri ile onlar arasında elbette fark olacaktır...
Ama bu fark sadece kendi aramızda ve gönüllerimizde saklı kalmalıdır...
Şahıslar görevleri gereği eski ünvanı alabilirler ama Teşkilat -teşkilat gibi teşkilatsa- asla eskimeyendir...
Teşkilatlarda her görev yapan, günü geldiğinde görev anlamında eski ünvanı alacaktır; ama Ülkücü asla eskimeyendir...
Asla eskimeyenlere selamlar olsun!...
Eskimekten korkanlara, selamlar olsun!...
Asla unutmayanlara ve bu yüzden de unutulmayanlara; selamlar olsun!...
Bu kopmaz, bu yıpranmaz gönül bağını bizlere miras bırakan Başbuğum'a da rahmetler, rahmetler, rahmetler olsun...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: