Cuma, Eylül 09, 2005

HACI HACIYI MEKKE'DE...

Fırtına öncesinin sessizliğini yaşamıyoruzdur inşallah!...
İnternet sitelerinden; Türkiye'nin her yerindeki gerginliği anlatan yazılar okuyorum...
Ürküyorum, üzülüyorum ve Türk'ün muhteşem öfkesinin patlamasından korkuyorum...
"Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım" diye tarif etmişti Mehmet Akif...
"Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım." diye merak etmişti...
Yedi düvele; destanlar yazarak, destanlara katiplik yaptırarak geldiğimiz bu günlerimizde paçalarımız arasında dolaşan, ortalığı velveleye vermeye çalışan zağarlarımız var!...
Bu zağarlarımıza; AB mağazalarından getirttikleri ithal köpek mamalarıyla daha kuvvetli havlamayı öğretmeye çalışan Karen Fogg çocukları var...
Halbuki bu ithalatçı köpek bakıcıları; bu milleti çok iyi tanırlar...
Bu milletin ayranı kabardığında nelere muktedir olduğunu; hem bilirler hem de çok iyi bilenlerden dinleyerek fikir alışverişinde bulunurlar!...
Pamuklaşırlar, yamuklaşırlar, dönekleşirler, bir şeyler yaptıklarını; bu millete bir şeyler yapabileceklerini zannederler ama hiç bir şey yapamayacaklarını da çok iyi bilirler!...
Canları sıkıldı mı eskileri karıştırıyoruz diye rezaletlerini, rezilliklerini, ihanetlerini, unutulmasından rahatsız oluyorlarmış gibi bir daha bir daha hatırlatırlar...
Bilirler ki biz bunları; martta da biliriz avrilde de...
Dedeleri ne yaptıysa bunlar da onu yapmaya çalışıyorlar!..
Elbette sıçandan doğan dağarcık kesecek, biz bunu biliriz ama bu sıçanlara, kapan kurmaya bile tenezzül etmeyiz...
Çünkü dedelerine ne yaptıysak, bunlara da onu yapacağız!...
Bunu yapacak güçteyiz, bunların hakkından gelmeye her zaman muktediriz...
Gülsem mi ağlasam mı bilemeden bir haber okudum!...
Rumlar 1500 PKK'lıya sığınma hakkı tanıyıp kişi başına 2.400 dolar maaş bağlamış!...
Elbette hacı hacıyı Mekke'de; derviş dervişi tekkede; ..ne de ..neyi dakkada bulacaktır...
Birbirine benzeyenler, elbette bir yerde buluşacaklardır!...
Ama 1.500 PKK'lı üzerinden hesap yapan salak rumcuklara bir şeyler söyleme gereği duydum.
Biz; bunlara köprü yaptık, yıktılar!..
Okul, hastahane yaptık, yaktılar!...
Doktor, öğretmen gönderdik, öldürdüler!...
Her karışı için binlerce kez ölerek vatanlaştırdığımız topraklardan bunlara da hak verdik, haçlıya sattılar!...
Bunlar, bize 29 kez isyan ettiler, 29 kez cezalandırılması gerekenleri cezalandırıp geri kalanlarını 29 kez affettik!...
Bunlar, bizim vakarımızı anlayamadılar!...
Bunlar; sevsek te, dövsek te, para versek te hatta öldürsek te bizi tanımadılar!...
Bunların gözü, hep başkalarının elinde oldu!..
Şimdi siz; bunlara 2.400 dolar maaş verince bunların size sadakatini mi bekliyorsunuz?...
Siz de gerçi sadık değilsiniz ya, bunların gözünün nerelerde, kimlerin elinde olduğunu yakında anlarsınız!...
Başkan(!) dedikleri alçağı, aranıza almadığınız için bunlar biraz yerleştikten sonra görün bakın sizlere neler yapacaklar!...
Bunların olduğu yerde düzen olmaz!...
Bunların olduğu yerde dostluk kalmaz!...
Bunlar parayla; topraklarını da, arkadaşlarını da tebaası oldukları devletin haklarını da satarlar!...
Yarın hem de çok ucuza satıldınızda aklınız başınıza gelecek biliyorum!...
Ve bu aklınızın başınıza gelmesi çok sürmeyecek, çünkü bunların ekmekleri dizlerindedir!...
Bunlar, yemek yedikleri kaba hemen pisleyebilecek karakterdedir!...
Aslında; dağlarda perişan olmuş, gitar çalan çok entel 1.500 kişi daha varmış, onları da alsanıza...
Hem ihanette birbirinizle yarışırsınız, hem de arkadan nasıl vuruş yapılır diye birbirinizden eksikliklerinizi giderirsiniz...
Hadi topal atın kör alıcıları, dağdaki perişan olmuş en-tellek-tüel PKK'lıları da alarak, hainleri toplama işlevinizi tamamlayın!...
Sizler birbirinize çok yakışırsınız!...
Birbirinizin dilinden anlayacağınız için de dünyayı bir kaç pislikten arındırmış olursunuz!...
Onlara sığınma hakkı vereerek te bizim AB'ye girmemizi engelleyin lütfen!...
Zaten ne AB'nin bizi almak ne de milletin AB'ye girmek gibi bir isteğimiz yok!...
Bizim adımıza birileri, AB adına senaristler bir şeyler yazıp oynatıyorlar!...
Ama Türk Milleti, bu senaryoda rol almak istemiyor!...
Türk Milleti kendinin yazmayacağı senaryo ile ilgilenmez...
Büyük senaristin yazdığı Haçlı Seferi senaryosunda size ve sığınma hakkı verdiklerinize ne rol biçilmişse dersinizi çalışarak rolünüze hazırlanın...
Ama bilin ki "Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak" ne sizin, ne senaristlerin ne de hainlerin hevesleriniz, hep kursaklarınızda kalacaktır...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http.//maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: