Salı, Eylül 06, 2005

SAĞ DUYU!...

Her başımız sıkıştığında, yaşadığımız; daha doğrusu önceden senaryosu yazılarak oynattırıldığımız her kargaşada, bir iki ekabirimiz(!) ekranlara, manşetlere çıkarak milleti sağ duyuya davet eder!...
Hz.Peygamberimiz(s.a.v.); "Bir toplumda iki zümre bozulmuşsa o toplum iflah olmaz, iki zümre düzgünse o toplum felaha erer. Bu iki zümre amirler ve alimlerdir." buyurmuşlardır...
Her kargaşada -ki biz her on senede bir bir kargaşa yaşamazsak canımız sıkılır- ortaya bir iki amirimiz ve bir iki alimimiz çıkar ve nereden öğrenmişlerse ve ne anlama geliyorsa milleti, sağ duyuya davet eder!...
Biz yıllardır, aklımız kesti keseli, amirlerimizle kavgalıyız!...
Çok gariptir kavgalı olduğumuz amirlerimizi de hep kendimiz seçeriz!...
Önce seçer; sonra boyunu, posunu; soyunu,sopunu; yaptıklarını ve yapacaklarını incelemeye alırız!...
Yanılan da biz oluruz, yanıltan da!...
Bundan 20 yıl önce de "netekim paşa"ya tepkimizden; ne ne yapacağını, ne aslını, ne neslini araştırmadan şimdi darmadağın olan bir Deprem Çadırı daha kurdurmuştuk!...
Deprem Çadırımızın direğinin adı Özal'dı...Allah(c.c.) rahmet eylesin...
Döviz adıyla piyasamızın dolarlarla kaynamasıydı, ekonomimizin İMF'ye teslim olmasıydı, işini bilen memurlarımızın ceplerini değil kasalarını doldurmasıydı, papatyaların-prenslerin devlet kasalarını hortumlamasıydı, AB sevdasının kara sevdaya dönmesiydi, ABD Başkanıyla enseye tokat samimiyetlerin kurulmasıydı, jaguarların kızlarımıza hediye edilmesiydi, davulcu damatlara cennet misali koyların peşkeş çekilmesiydi, PKK illetinin üç beş baldırı çıplak çapulcu olarak tarif edilerek milletin kandırılmasıydı, Türk Kimliğimizden rahatsız olunarak mozaik tariflerinin yapılmasıydı v.s. o tepkiyle kurdurduğumuz Deprem çadırı'nın icatları olarak günümüze miras kaldı!...
Deprem Çadırı Direğinden sonra da amirlerimizi yine biz seçtik!...
Seçtiğimiz hiç bir amirimiz; bizden olmayı, bizim gibi davranmayı denemedi bile!...
Aile fotoğraflarıyla, "Verdiysem ben verdim." lerle zamanımız törpülendi gitti...
Bacılarla, Hacılarla, AB sancaktarlığını vatanperverlik sayanlarla, Karaoğlanlarla zamanımızı hoyratça harcamaya, amirlerimizi seçerken ki yanlışlarımızda ısrara, devam ettik!...
Biz hatalar yaparken; amirlerimizin bozulmuşluklarını görmezden gelmeye devam ederken, müttefiklerimiz hatta dost(!)larımız PKK'yı beslediler de beslediler!...
Amirlerimizin bozulmuşluğuna bir de alimlerimizin daha Kimlik Birliğimizi sağlamlaştırmadan, daha memleketimizdeki din kardeşlerimiz arasındaki mezhep, tarikat, cemaat birlikteliğini sağlayamamışken Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü teraneleri ekleninceeee...
"Sen ne mutlu Türk'üm diyene dersen, birileri de ne mutlu bilmem neyim diyene derler.." diyen siyasi renksizlerimiz çıktı!...
Bu siyasi renksizlerimizin siyasi gömleklerinin adı da vardı; Milli Görüş!...
Zaman içinde bozulmuş amirlerimiz ve bozulmuş alimlerimiz sayesinde bu Milli Görüş Gömleği de giyinenleri sıktı ve çıkarıp attılar...
Hacılardan, bacılardan, netekimcilerden, vatanı sevenle dinamitleyene ayrı tavrı sergileyenlerden, mozaikçilerden, AB'cilerden,mandacılardan, avrupa garsonlarından bıkan bizler; direğinin adını Recep tayyip Erdoğan koyduğumuz bir deprem çadırı daha kurduk!...
Tek sermayemiz ve sloganımız da; " İnadına Tayyip!..."ti...
Adamın; ne ne dediğine, ne ne yapacağına, ne siyasi gömleğine, ne ekonomik görüşüne, ne de adaylarının kimliklerine bile bakmadan seçerek yetkiyi verdik!...
Her gün değiştiler, her gün takıyye yaptılar, bu gün dediklerini yarın inkar ettiler; ama ısrarla devletimizi zaafa düşürecek yasaları da çıkardılar!...
Öylesi bir hale getirildik ki Genel Kurmay Başkanımız;" Kısıtlanmış yetkilerimizle terörle mücadeleye devam ediyoruz!..." diyerek bu Deprem Çadırı'nı bize, millete şikayete mecbur oldu!...
AB kara sevdamız, sonunda bizi Mecnuna çevirdi!...
Başımıza yahudi kimlikli, misyoner kimlikli,ekümenik kimlikli göçmen leylekler yuva kurdular ama biz; Leyla saydığımız AB olmazsa hiç bir şeyin önemi yok dedik!...
Şimdiyse Leyla ile vuslat tarihi olarak deklare edilmiş 3 Ekim'e bir aydan kısa bir zaman kaldı!...
Leyla; yeniden bir başkasıyla nikahlanmak üzere!... Yani bize vuslat, yine yok!...
AB adındaki Leylamız; bizden yüz çevirmek için bahanelere muhtaç!...
3 Ekim'e kadar bu bahanelerin sayısını artıracaklar!...
Korkarım ülkemizin her yerinde şımartılmış AB uzantıları, karen Fogg çocuklarının da destekleriyle, PKK'lı bölücülüklerine devam edecekler!...
Yaptıkları, yapacakları her izinsiz nümayişte ayranı kabarmış Türk Milleti'nden tokatlar yiyecekler ama; Leylamız yaptığımız AB'ye insan haklarını ihlal tarifli epeyce de done vermiş olacağız!...
Hesap bu kadar basit!..
Oyun bu kadar açık!...
Bu provakasyonlar değil bu provalar 3 Ekim sabahına kadar sürecek!...
Bu sahnelenen oyunda zararın büyüğünü biliyorumki Kürt Kardeşlerimiz görecekler!...
Tarihin hiç bir döneminde, hiç bir isyanlarında Türk Milleti'ne güçleri yetmemiş olan bu bir kaç millet haininin yine bir şeye gücü yetmeyecektir...
Ama korkarım kurunun oduna yaş ta yanacaktır...
Bilecik'te olduğu gibi ekmeğini kazanmak için inşaat işçiliğine gelmiş kardeşlerimiz; sadece fiziken benzediği, dili benzediği için hainlerden zannedilerek tecrit edilecek hatta ezilecektir!...
İş artık çığırından çıkmıştır!...
HER GÜN SİYASİ GÖMLEK DEĞİŞTİREREK GELİŞENLERDEN BİR UMUDUMUZ KALMAMIŞTIR!...
Umudumuz; amirlerimizdedir, alimlerimizdedir...
Ama seçmediğimiz; dirsek çürüterek, göz nuru dökerek, cepheden cepheye kısıtlanmış yetkileriyle atılarak Paşalaşmış amirlerimizde;
Allah'ın buyruklarını, şahsi veya cemaatinin çıkarları uğruna çarpıtmayan Alimlerimiz'dedir...
Bu amirlerimizin de, bu alimlerimizin de var olduğunu biliyoruz...
Kontrolde zorlandığımız öfkemizi, sağ duyumuzu, birliğimizi-dirliğimizi bu amir ve alimlerimize teslim etmeye hazırız...
Biz; ne AB'ci, ne ABD'ci, ne dinci,ne cemaatçi değiliz!...
Bizler; bu Devletin asli unsurlarıyız!...
Alimlerimizle, Amirlerimizle doğruda sonsuza dek beraberiz...
Varsa sağ duy denilen şeyi biz, böyle algılıyoruz...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: