Çarşamba, Eylül 07, 2005

DOĞRULARIN DOĞRU SAFI...

Sohbet ettiğimiz Dostlarım'a ısrarla; Allah(c.c.)'ın Hz.Ömer'i görk yani ibret yarattığına inandığımı söylerim...
Bu düşüncemi, bir daha paylaşalım:
Ömer ibn-i Hattab...
Yiyen, içen;naralar atan, putlara tapan ve putlar için herkesle kavgalar eden; kızını diri diri kuma gömen, celallendiği zaman bütün Kureyş'i susturabilen, aslan avcısı, savaşçı Ömer...
Ama bu ömerden çook var!...
Adı Ömer olmasa da bu özellikleri taşıyan bir sürü ömer var...
Amaaaa; ne zamanki şehadetini getirerek, doğru safa geçer; Ömer ibn-i Hattab, bir anda Ömer-ül Faruk diye isimlenir...
İnanan-inanmayan, müslim-müşrik her kes tarafından adalet temsilcisi olarak efsaneleşir...
Benim Hz.Ömer görkünden aldığım derse gelince; "Dünyanın en doğru insanı, doğru safta değilse yanlış tarifi alır..." iddiasındayım...
Her kesin, sür'atle doğru safta yerini alarak, yanlış tarifinden kurtulması zamanıdır...
Doğru safta yer almakta gecikenlerin, yarın çok pişman olacaklarını ama pişmanlıklarının da fayda etmeyeceğini bilirim...
Hani Hoca Merhum'un meşhur hırsız mes'elesi gibi...
Hoca'nın evine hırsız girer, evi siler-süpürür götürür!...
Hoca, çaresiz kadıya şikayete gider...
Kadı; " Kapını neden kilitlemedin? Hiç mi gürültü duymadın? Bu nasıl derin uyku, ölmüşmüydün adam?!.." gibisinden sualli azarlarla Hoca'ya yüklenince, dayanamayan Hoca; "Kadı Efendi, hırsızın hiç mi kabahati yok?!.." diye sitemlenir ya!...
Şimdi devlet erkanına değil, aklı selim insanlarımıza değil, bizimle beraber aynı endişelerle canı yanan Kürt kardeşlerime değil; akılları sıra Türk Bayrağı'nı Türkiye'de tahrik sebebi(!) sayan alçak yapılı, çukurlara sormak isterim;
" Bre adiler!...PKK'lının, bölücünün hiç mi kabahati yok?..."
Bu asil Milletin merhameti olmasaydı, Bu asil Devlet'in o kahraman Kaymakamı olmasaydı, Bozöyük'ten bir tane sağlam hain çıkabilir miydi?...
Devletim'in hala tebaadan sayarak koruması olmasa; Zana ve zağarları, bu memlekette böyle dolaşabilirler miydi?...
Yıllarca geriye gidelim...
Kongre yapacağız diyerek salon tutacak, tavandan asılı Bayrağımızı yere atacaksınız!...
Hiç bir toplantınızda İstiklal Marşımızı okumayacaksınız!...
Kurtarılmış bölgeler sandığınız yerlede, Bayrağımıza hakaret edeceksiniz!...
Muhteşem Türk Atatürk'ümüze dil uzatacaksınız!...
Köprü yapacağız, yıkacaksınız!...
Okul, hastane yapacağız, yakacaksınız!...
Öğretmenimizi, doktorumuzu, polisimizi yetmedi gibi Mehmetçiğimizi şehit edeceksiniz!..
Sonra da; 30.000 Kürt ailesinin canını yakan, 8.000 asker ve görevlimizi şehit eden; yaklaşık 40.000 insanımızın katiline, af isteyeceksiniz!...
Af ta isteseniz belki merhamete geliriz ama; zorla o şakiyi, o alçağı serbest bıraktırmayı deneyeceksiniz!...
Bu memleketi, bu kadar sahipsiz mi bellediniz?...
Bu kadar tahrik etmenin sonucunu tahmin etmez misiniz?...
Sadece Cumhuriyet tarihinde 29 kez isyan edip, 29 kez cezalandırıldığınızı ne çabuk unuttunuz?...
Aziz nesin'e ilk kez "haklıymış!" diyesim geliyor...
O da ilerlemiş yaşında yatakta ölmektense Madımak'ta yanarak kahraman olmayı denemişti ama olmamıştı!..
O bile; Türk Milleti diye, Anayasamızdaki tarifi kabullenerek ve büyük bir ihtimalle sizleri kast ederek bu milletin %60'ı aptal demiş miş!...
Bu kadar aptallık heveslisi olmanın mantığı var mı Allah aşkına?...
Hain başının, dışardaki tetikçisi, adıyla müsemma 'karayılan' ; " 20 Eylül'den sonra yaşanacaklardan sorumlu değiliz. 1990'lı yılları çok aşan bir sürecin yaşanacağını biliyoruz." diyerek aklıyla tehditler savuruyor!...
Hay senin aklına da, tehdidine de tüküreyim!...
Eceli gelen it misali, cami duvarına siğdiğinizin farkına varamadan geberirsiniz ulan!...
Şimdi size arka verdiklerini zannettiğiniz Haçlılar'ın; günümüzden 80 yıl önce yedi düvel adıyla analarını nasıl ağlattığımızı, siz unuttunuz ama onlar asla unutamazlar!...
Kendileri gelip boylarının ölçüsünü aldıkları için, dünü unutmadan yeniden gelmeye cesaret edemediklerinden; sizin gibi salakları, ölüme gönderiyorlar!...
Farkında deği misiniz?...
30.000 Kürt ailesinin, sizlerle kan davalarının olduğunu, ne çabuk unuttunuz?...
Devlet; sizin seviyenize elbette inmez ama, birden sizinle kan davaları olan 30.000 kürt vatandaşını silahlandırarak peşinize salarsa, haliniz nic'olur hiç düşündünüz mü?...
30.000 canı yanmış, yüreği kinle dolu Kürt ailesiyle birlikte bir de Şehit Aileleri, peşinize düşerse; sizi hangi delik saklayabilir?...Size hangi haçlı yardım edebilir?...
Akıllı olun!...
Oturun oturduğunuz yerde!...
Eğer Müslümansanız, Hz.Peygamberimiz (s.a.v.)'in; "Türklerle iyi geçinin.Çünkü onlar için çok uzun süreli hakimiyet vardır." Hadisine neden uymazsınız?...
Yedi düvel Haçlı'nın güç yetiremediği Türk Milletiyle siz başa çıkabilir misiniz?...
Bu asil millet öfkelenirse, sizleri tükrükle boğmaz mı?...
Millete, Devlete acımıyorsanız; kendinizede mi acımıyorsunuz?...
Türk'ün çağ açıp çağ kapatan öfkesinden korkmayacak kadar aptal mısınız?...
Şimdi biraz da bizi gözden geçirelim.
Yıllarca serseriliklerine, ihanetlerine, alçaklıklarına, cinayetlerine seyirci kaldığımız bu şerefsizlere Bozöyük'te saldıranları, alkışlamayalım mı?...
Öfke taşkınlığı içinde boğulmaktan son anda kurtarılan, Kürt kökenli inşaat işçimize acımayalım mı?...
Bin yıldır beraber yaşadığımız ve bizimle yaşamayı öğrettiğimiz kardeşlerimize; sizinle güdecekleri kan davalarında arka çıkmayalım mı?...
İçimden çok şeyler yazmak geliyor ama; kolum dirsekten kırık!...
Siz ve sizin gibi hainleri, diri diri yaksam bile öfkem dinmez ama; beraber büyüdüğüm, 35 yıldır bir saat bile bizden ayrılmamış, en az benim kadar devletsever, milletsever hatta en az benim kadar ülkücü Kürt Yoldaşlarım; Kars'ta sizler tarafından şehit edilmiş Medet Ali Beğ ve çocuklarının hatırına susacağım!...( Ama mevcuk Kars Belediye başkanı, bu saygımdan muaftır!.)
Biliyorum ki; sizin ürkerek, AB veya ABD'nin dolduruşuyla bekler gibi göründüğünüz o karışık günleri, bu kardeşlerimiz bıyıklarını burarak, ellerini sevinçten ovarak bekliyorlar!...
Allah korusun, o beklenen gün gelirse; hükmünüzün bir kaç saat olduğunu da çok iyi biliyorum!...
Hemen diz çökeceğinizi, başkanınız(!) apo alçağının uçakta yaptığı gibi hepimizden fazla Atatürkçü olacağınızı da biliyorum!...
Bu söylediklerimi, elbette sizler de biliyorsunuz!...
Bildiğinizden eminim!...
Ola ki AB veya ABD'nin uyutmalarıyla sarhoşsanız, yarın aydığınızda benim dediklerimi, anlayacak hatta hatırlayacaksınız!...
Gününden önce özür dileyin, gününden önce Millete ve Devlete teslim olun!...
Yoksa beklediğinizi sandığınız "o gün" sizlerin sonunuzdur bilesiniz!...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: