Cuma, Eylül 30, 2005

ÖNCE TEBRİKLER...

Hayret bile etmedim!...
Sabah uykumdan, Dostlarımın telefonuyla uyandım.
2 Ekim Pazar günü; nerede, kimlerle, neler yapabileceğimizin hesabını yaparak başlamadığımız günü, zarar sayanlardanız çünkü!...
Her gün, Türkiye'nin her yerinden, onlarca yıldır beraber yola çıktığımız Ülküdaşlarımızla; " İnadına MHP " diyenlerle istişare halindeyiz...
Ne küskünümüz var, ne genel başkan arayanımız!...
2 Ekim 2005 Pazar gününe kadar, bütün siyasi endişelerimizi tatile çıkardık çünkü!...
Gününden evvel " İnadına MHP " dersek, MHP'ye mutlaka katkısı olacak ama Devletimize getirisi olacak mı diye ciddi manada münazara etmeye başladık!...
Sonuç; herkesin tahmin edebileceği gibi...
Tamamen siyaset üstü, tamamen Devletimizin ali çıkarları için partizanlığımızı askıya almak şeklinde...
2 Ekim 2005 Pazar günü; bütün ülkenin akacağı Tandoğan meydanında yapılacak mitingin adı belli: BAŞKENT ANKARA...
Yani; ne AB'nin ne de dünyanın hiç bir birliğinin yolu -eğer geçecekse- Ankara'dan başka bir yerden geçemez demek!...
Yani; onlarca yıldır Haçlılarca siyaseten kandırılanların; iç siyasette vatandaşlarımızı hala AB hayaliyle kandırmalarına izin vermemek için; "Ekmeğimi, işimi, aşımı paylaşırım ama Vatanım'ı, Bayrağım'ı, Devletim'i ASLA!.." diye Tandoğan'dan bütün dünyaya haykırarak Dış Politikadaki Türk insanının duruşunu belli etmek demek!...
Her coşkulu hareket öncesindeki provakatörlerin, uzaktan kumandalı ellerin, karıştırmak amaçlı, moral bozmak amaçlı çalışmalarını hissetmedik değil!...
Ama onlarca yıldır bunlara öylesine alışığız ve bunların ne zaman, nerede, ne yapacaklarını o kadar iyi biliyoruz ki Millet olarak, yapılanları -tedbir almak kaydıyla- görmezden geldik...
Ama bu sabah gazetelere göz atarken, aklım başımda kaldıysa; bu kadar yıldır gördüklerimizden, yaşadığımız ihanetlerden dolayı bağışıklık kazanmışlığımdandır!...
Aylardır; orada yazan, bir kaç yüreğine ve dününe şahitlik ve kefillik edeceğimiz kişileri muaf tutarak "Ülkücülükten Geçinen Lümpenler"in toplandığı tatil çadırı diye adlandırdığım Yeni Zaman -özür- Yeni Çağ gazetesinin manşetini görünce dilimi yutacak gibi oldum!...
MHP Genel Başkan Yardımcılarından birinin, Milliyet Gazetesi yazarlarından Fikret Bila ile yaptığı söyleşiden ve Fikret Bila'nın yorumundan hareketle; öyle bir manşet atılmış ki bu manşeti, başka yaygın basında görmek mümkün değil!...
Yaygın basından epeycesini satılmışlıkla, uzaktan kumandalılıkla suçlayabiliriz ama hiç biri böylesine ucuz satılmaz!...
O kadar açık RTP (Recep Tayyip Partisi) kokuyordu ki manşet; kuru sıkı tabancayla suikast senaryosundan da belirgindi, uyduruk Hizb-ut tahrir gösterisinden de!...
Gerçi Pazar günü Genel Başkanı'nın bütün dünyaya seslenmesine ik-üç gün kala, usta bir muharririrn deşiştirmesiyle, bir genel başkan yardımcısının konuşmasına ne gerek vardı diye düşünmedim de değil!...
Ama haberin içeriğinde, asla manşetle ilgili, manşeti doğrular bir şey yok!...
Fikret Bila'nın; Diyarbakır'da ki altarnatif AB'ye destek mitinginin adını 'Kürt Mitingi' ve Ankarada'ki'nin adını da ' Türk Mitingi' diye açıklamasına rağmen eğer olacaksa manşet olması gereken yorumu atlamış ve MHP'nin AKP'ye destek mitingi yaptığını manşete taşımışlar!...
Bunlar, bu kurt taklidine soyunmuş çakallar, belalarını mutlaka bulacaklardır hep beraber izleyeceğiz.
Ve belalarını da; kaç paraya yaptıklarını merak ettiğim, RTP (Recep Tayyip Partisi) yalakalığı karşılığı olarak AKP'den ve RTP'lilerden bulacaklar göreceksiniz!...
Oyununuz tutmadı lümpenler!...
Türk Milleti ve Ülkücüler, sizin bu ucuz ayak oyunlarınıza gelmezler ve geleyecekler de!...
Aylardır orada yazmalarını, bir türlü onlara yakıştıramadığım Bozkurt Kalemler Necdet Sevinç ve Özcan Yeniçeri Ustalar'ın, anılan gazeteden istifalarıyla, aklım da yerine geldi, midemin bulantısı da geçti!...
Sayın Yeniçeri'ye bizzatihi ulaşarak telefonla tebrik ettim...
Sayın Necdet Seviç'e, cep telefonu kullanmadığı için ulaşamadım. Bu güzel yüreği de buradan, huzurlarınızda tebrik ediyorum...
Her iki ustanın da telefonla tebriktense tarihe şerh düşülerek basın yoluyla tebrikten daha fazla mutlu olacaklarına eminim...
Bu yüzden; buradan, "MEYDAN"ımdan defaatle tebrik ediyorum her iki usta kalemi...
Aralarındaki bir kaç Bozkurt'un varlığını, kendilerine rahatlama sebebi sayan; kurt taklidi yapan çakalların, şimdiden sonra ne yapacakları ise artık merakım bile değildir...
Necdet sevinç Hoca'yı, Özcan Yeniçeri'yi ve istifa ettiklerinde adlarını zikredeceğim Bozkurtları; bu günden itibaren para vererek almak zorunda olduğum bir gazete bozuntusundan beni kurtardıkları için, bir kez daha tebrik ediyorum...
Gökkubbeyi kendilerine çadır saymış, Sonsuzluk Süvarileri'ne; Ülkücülükten geçinen lümpenlerin, tam lazım oldukları gibi gününde satın alınabilen ucuz adamların yanında durmak, yakışmıyordu...
Onlar, biliyorlar ki veya bilmeliler ki ellerini ağızlarına koyup gökkubbeye haykırsalar; seslerini daha fazla duyururlar ve inandırıcılıkları, hak ettikleri ölçüde olur!...
Duyarlı bir Türk olarak; olanlardan herkesin aksine, inadına memnunum!...
Milliyetçi Hareket Partisi, fincancıların katırlarını ürkütmüştür...
Alternatif miting de, bu ucuz basın oyunları da bunun ispatıdır!...
Şimdi Dr. Devlet Bahçeli'nin; şehadetinde çok ağladığını bildiğimiz, Ülkücü şehidimiz Yusuf İmamoğlu Rahmetli'nin;
"HAYDİ YİĞİT HAYDİ YENİ AKINA
ÜLKÜMÜZÜN CİHAN VARSIN FARKINA.."
dizeleriyle, gönülden gönüle seslendiğini, duyar gibiyim...
Necdet Sevinç'in de Özcan Yeniçeri'nin de Pazar günü, omuzlarını omuzlarımızda hissedeceğimizden de eminim...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: