Çarşamba, Mart 08, 2006

REÇETE NEFRET !...

Sevgili Dostlar;
Ben fakıri çok duygulandıran bir yazıyı mutlaka sizlerle paylaşmak istedim.
Prof.Dr.Turan YAZGAN imzasıyla adresime gönderilmiş bir yazı bu...
Benim de çok katıldığım ve yıllardır millet olarak içine çekilmek istendiğimiz şiddet olaylarının arkasında kimlerin olabileceğini, ve bu şiddet olaylarından kimlerin faydalanabileceğine çok özenle dikkat çekilmiş...
Büyük Senarist'in gözünden kaçan veya artık kontrol edebilmesi mümkün görünmeyen bir gerçek var ki bu gerçeğin adı NEFRET!...
Sayın Yazgan Hoca'nın tesbitiyle; şu an Türkiye'de başlayan iç ve dış düşmanlardan nefret duygusu, başta ABD olmak kaydıyla bütün dünya senaristlerini korkutmaya başlamıştır..
Kendini güçlü zanneden korkağın neler yapabileceğini, Irak'ta izlemekteyiz!...
Kendinde güç vehmeden korkakları, korkularıyla başbaşa bırakma lüksümüz var mıdır bilemiyorum!...
Net duruşumuzla, güçlü görünen korkakları korkutmaya devam ederken; onların bizden korkmakta haklı olduklarını ispatlayacak bazı şeyler de yapmamız lazım diye düşünüyorum!...
Namık Kemal'in;
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini"
dizelerine nazire olarak Muhteşem Türk Atatürk'ün yazdığı;
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini" dizelerini hatırlatarak, her Türk Milliyetçisiyim diyeni teyakkuza, düşünmeye ve birlikte net duruşa bir daha davet edeceğim...
Ve Prof.Dr. Turan YAZGAN Hoca ile sizleri başbaşa bırakıyorum:

"Şiddet Türkiye’nin içinde yaygınlaştırılıyor. Liselerde, üniversitelerde ve stadyumlarda, özel seçilmiş bazı kasabalarda ve şehirlerde adeta planlanmış olaylar patlak veriyor ve kafalara bazı sorular yerleştiriliyor. Irak’ta ise insanlar ilkel mezhep savaşlarına sürükleniyor. Orada da bir iç savaşın rüzgarları esiyor.
Burada önemli olan,kanlı hadiselerin Türkiye’de ve çevresinde cereyan etmesi, yakında Filistin ve İran üzerinden daha da genişleyerek “demokratik(!) Ortadoğu”ya yayılmasıdır. Her halde Büyük Ortadoğu (!) projesi kanla yoğrula yoğrula gerçekleşecektir. Sonuç, Türkiye başta olmak üzere güçlü devletlerden arınmış ve esas itibariyle Türkiye’nin tesir sahasında olan bölgeler, tamamen Yahudi Amerikan sömürüsüne kazandırılmış olacaktır.
Bu sahanın genişletilmesi için daha önce atılmış olan adımları da buna göre değerlendirmek gerekir.
Azerbaycan ile Türkiye arasına sokuşturulmuş olan Ermenistan’ın, aradaki mesafeyi açacak şekilde genişletilmesi, kimin desteği ile gerçekleşirse gerçekleşsin, bu genişletme süresince yapılan katliamlara, evsiz, yersiz, yurtsuz bırakılan bir milyonu aşkın insanın sefaletine karşı Batı’nın yani ABD ve AB’nin kılını bile kıpırdatmaması bu projenin bir parçası oluşunun açık delilidir. Afganistan’a el koyularak oraya yapılan yerleşme de Türk dünyasının hazinelerine yaklaşmaktan başka bir mana ifade etmez.
Türk dünyasının iktisadi kaynakları da tam olarak kontrol altına alındığı zaman, Büyük Ortadoğu projesi gerçekleşmiş olur.
Proje, ABD tarafından yolunda gidiyor görünüyor. Kendi hesabına insan kaybı olsa da seçilen asker kaynakları sebebiyle pek kamuoyu yaratmıyor. Yatırım olarak iktisadi maliyetini kat kat karşılanacak çok önemli ve kanlı bir yatırımdır. Ancak Amerika’nın kaldırıp kaldıramayacağı ve gittikçe yükselecek bir başka maliyet vardır. Amerikan Düşmanlığı…
Öldürülen, evsiz, yurtsuz, yersiz bırakılan, milyonlarca insanın ahı ve bütün dünyada böylesine insanlık düşmanlığına, gaddarlığına karşı yükselecek ses, her türlü kârı silip süpürecek güce yükselebilir.
Şuanda Türkiye’de iç ve dış düşmanlara karşı oluşan nefret, şimdiden başta ABD olmak üzere herkesi korkutmaya başlamıştır.
Bu nefret İslamiyet’e karşı yürütülen savaş ve kışkırtmalar sebebiyle çığ gibi büyüyecektir. Atom bombasından daha güçlü silah bu nefrettir. Biz bugüne kadar Avrupa’nın bize karşı yarattığı suni ve haksız nefretin korkunç tesirinden hala kurtulamadık. Gözler önünde cereyan eden ve herkesin çağın gereği, anında haberdar olduğu alçakça saldırılardan, insanlık dışı tutum ve davranışlardan doğacak nefretin gücü binlerce atom bombasından daha tesirlidir. Üstelik batının kendi aydınları da insan olarak zamanla bu nefrete katılacaktır.
Batı, Prof. Dr. Neumark’ın söylediği gibi “Türkiye’de silahla yapamadıklarını, kendilerine benzeterek yapmaya çalışıyorlar…” Yani yetiştirdikleri Mankurt aydınlarımızla nefretlerimizi tazeleyip gayelerini gerçekleştiriyorlar. Bizim Batı’da Mankurt yetiştirmemize gerek yok. Onların aydınları, eninde sonunda, haktan yana, insanlıktan yana olmayı öğrenecektir.

Dünyanın kurtuluşu bu nefrete kaldı…


Tanrı Türk’ü korusun
Prof.Dr.Turan YAZGAN"


TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com


Hiç yorum yok: