Perşembe, Nisan 13, 2006

HAİN !...

İnsan.
İnsanım, insansın, insan...
Neresinden bakarlarsa baksınlar; neresinden bakarsak bakalım insanız!...
İyi-kötü, zalim-mazlum, güzel-çirkin, doğru-yanlış, tembel-çalışkan, haramzade-helalzade, temiz aile çocuğu-o.... çocuğu, müspet-menfi tarifli insanlar var ve bunların hepsi de insan!...
Bu sıfatların tamamını, aklımıza gelmeyen daha bir sürü sıfatlı insanı da insan diye kabulleniriz, kabullenirler!...
Kabullenecek olanlar da insan, eğer kabulleneceksek ki başka yolu yok biz de insanız!...
İnsan sıfatlarından hain-sadık tariflisini çok ciddiye alıyorum.
Sadık insanı, sadakat gösterdiği yer veya makam ödüllendirmeye bile gerek duymaz çünkü sadakatin, sadıklığın, sıddıklığın tek ödülü Allah rızası...
Elbette sadıkların, toplumdaki itibarları da kendileriyle, sadakatleriyle düz orantılı..
Hain!...
Hain insan!...
Hem insan, hem de hain!...
İhanetin saklı kalması mümkün değil. Ve hain, kim için kime ihanet ederse etsin; ihanet ettiği tarafça da, ihaneti göze alarak hizmet verdiği yerce de güvenilirliği olmayan biri!... Dışlanan, toplumdan tecrit edilen, hiç kimse ve hiç bir yerden iltifat göremeyen bir halde!... Veeee bu kadar yalnızlığına, bu kadar dışlanmışlığına rağmen hala insan!...
Kafamı patlatıyorum bu sadakat ve ihanete!...
Beynimi çatlatıyorum sadık insanın karşıtı olan hain insanı anlayabilmeye çalışarak!...
Bir insan olarak düşünmeye çalışıyorum: bu nasıl bir iradedir veya bu nasıl bir iradesizliktir ki insanı insanlığından çıkarmasa da öyle bir sıfat kazandırıyor ki; -ama herşeye rağmen- hain sıfatlı insan, bütün hainliğine, hainliğinden dolayı mahkum olduğu bütün yalnızlığına rağmen hala insan kalabiliyor!...
Acaba diyorum!...
Yoksa, hain insan değil midir?...
Elbette ihanet te şeytana uyularak edilir!... Şeytanın icazetli, yani kıyamete kadar inananları saptırmak için mücadele etmeye izinli olduğunu biliyoruz!...
Sadık ünvanına sahip kalabilmenin, olmazsa olmaz yolu şeytana direnebilmek.
Elbette her babayiğit, şeytana dayanamıyor!...
Ama şeytana uymanın da bazan, hatta ekseriyetle mazur görülebilecek halleri var!...
Şeytana uyarak günahkar olunabilinir mesela...
Ama günahkar insanı toplum, tecrit etmez... Günahkar insanın tövbe etme ve günahının misli kadar sevap kazanabilme şansı, Tevbe Müjdesi var!...
Peki ya hainin?!...
Hainin tevbesi var mıdır?
Tevbenin kabul edilip edilmeyeceğini elbette Allah(c.c.) bilir. Hatta edilen tevbenin kabul edileceğine de iman ederiz.
Ama hain; tevbe de etse, toplumdaki hainliğinin verdiği, saklanılması mümkün olmayan sıfatıyla, kapkara dolaşmaz mı?...
Bu nasıl cesarettir veya bu nasıl bir korkudur?...
Bir insanı, bu kadar taşınmaz, ve asla aklanmaz bir lekeye mecbur eden kuvvetin adı nedir?...
Bu kuvvetin, bu imkansız görüneni yaptıran kudretin adını bilen var mı?...
Saptıranın, şaşırtanın, insanı yoldan çıkaranın şeytan olduğunu; şeytana yenik düşen iradenin nefs olduğunu bilmemize rağmen, ihanete götüren, ihanet ettirecek kadar şaşırtan şeytandan bir daha, bir daha, bir daha korkmayalım mı?!...
Bu kadar korkunç bir sıfat olmasına rağmen, gönüllüsünün çok zor bulunacağını bilmemize rağmen ne kadar çok ta hain var insandan değil mi?!!!...
Dosta ihanet eden, insan!...
İnanca ihanet eden, insan!...
Eşe ihanet eden, insan!...
Millete ihanet eden, insan!...
Devlet'e ihanet eden, insan!...
Vatan'a, bayrağa, mukaddeslere ihanet eden de insan!...
Ya Rabbi! Ne menem şeydir bu insan?...
Bütün sıfatları hak eden ve bütün sıfatların yakıştığı insana, hain sıfatı yakışmıyor!...
Veya hainin de insandan olmasından dolayı, insanlığımdan hicap ediyorum Ya Rabbi!...
Hasımlarımızı, düşmanlarımızı, bizi inciten komşularımızı affedebiliyor, mazur görebiliyorum!...
Haini affedemiyorum Ya Rabbi!...
Haindeki insan adından hicap ediyorum!...
Hainlerin şerrinden ve milletimden hainler çıkmasından sana sığınıyorum Ya Rabbi!...
Sadık kullarına inat, ihanet edenlerin cezalarını Sen ver!...
Hainin cezasını Sen ver ki; Sen'in azabın, Sen'in gazabın bilinsin.
Bilinsin ki belki ihanetten kıyamete kadar -insan olarak- vaz geçilsin!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: