Salı, Nisan 11, 2006

YETER CANIMIZN YANDIĞI !...

Canımız yandı yine...
Kanımızı akıttılar, canımızı acıttılar, beynimizi dondurdular!...
Seyredenlere inat, alt-üst kimlik tartışmalarıyla bölücülere cesaret verenlere inat, bir aslanımız daha katıldı Şüheda Kervanı'na!...
Alim'di adı. Soyadı Yılmaz'dı...
Soyadıyla müsemma yılmazdı Alim Yılmaz...
Kahramanlığın ne demek olduğunu bilen; "Kahramanı olmayan ve kahramanı ölmeyen topluluk millet olamaz." iddiamızı doğrularcasına katıldı kervana...
Öylesine yılmaz, öylesine yıldırılamazdı ki Alim YILMAZ; ölümüne sevinen düşmanlara inat, ölümüyle Şüheda Kervanı'na yeni adayları katarak katıldı kervana!...
Öylesine yıldırılamaz, öylesine yılmaz ki Alim Yılmaz; ölümüyle de Şehitleşerek ölmezleşti!...
Emrindeki, komutası ve himayesindeki Mehmetçiklere; "Şehitlerimizi takip edeceğiz." diye nasihatler ederken sözünü ispatlarcasına Mehmetçiklerden önce katıldı Şüheda Kervanı'na ve onlardan önce kazandı Mehmetçik ünvanını...
Nur içinde yat Yarbayım!...
Nur içinde yat Komutanım!...
Cennet mekan ol Alim Yılmaz adlı Kahramanım!...
Ne yaptığını biliyordun.
Neleri ve ne için kovaladığını biliyordun. Aldığın görevleri aslanca yaparken hangi kervana hazırlandığını, yakınlarına, eşine söyleyerek "Ardımdam ağlama." diye vasiyetini bile ediyordun...
Tamam ardından ağlamasınlar!...
Tamam kazandığın kutlu mertebeden dolayı yas ta bağlamasınlar!...
Bizler de ağlamayalım!...
Toprağın vatanlaşmasının ve Vatan kalmasının bedelinin can olduğunu, kan olduğunu, kahramanca topraklaşacak Kahraman olduğunu bilelim bir daha veya hatırlayalım Alim Yılmaz Yarbayım!...
Ama senin ve şühedanın izninizle; komutanlarınızdan bir söz isteyelim:
"Ne biz, ne de evlatlarımız, bu toprakların Vatan kalmasının bedeli olan canlarımızı esirgemeyelim. Ama Allah aşkına sizlerde kanımızı yerde koymayın!...
Çanakkale'de 253.000 kişimiz şehit olurken, en az üç misli kefereyi de denize gömmüş, Çanakkale'de topraklaşmaya mecbur etmişti.
Şimdi de bizler, her gün toprağı Vatanlaştırabilmek için "Bir gül bahçesine girercesine" toprağa düşerken, alçakların kanlarıyla da bu gül bahçemizin sulanmasını isteyelim sizlerden!...
Bu da bizim hakkımız olsun...
Komutanıyla birlikte Kervana koşarak giden Sinan Gümüştaş evladımızın,yanık yürekli anasının feryadı boşlukta kalmasın...
Şehadetinden bir kaç saat önce sıcak çatışmadan silah seslerini ailesine dinletebilecek kadar şen-şakrak olan Sinanımızın kanını alın Allah aşkına!...
Ana-babanın tek erkek evladı olan Sinan'ın Annesi'nin; "Düğünü var oğlumun!..Herkes gelsin oğlumun düğününe!..." davetini boş çıkarmayın...Vatanın Vatan kalması için kahramanlar kervanından Şüheda Kervanı'na terfi eden şehitlerimizin, arkalarından koşanlara, intikam görevini de verin!...
Devletlilik geleneğimizden kaynaklanan suskunluğumuzu, yorumlama fersetinden yoksun bu aptal hainlere artık günlerini gösterin Allah aşkına!...
"Silahı bırakıp gelin sonra konuşalım." derken akıllara, şuur altlarına bu şerefsizlerle masaya oturma seçeneğinin de olabileceğini sokmaya çalışanlara inat, bu alçaklara hadlerini bildirin artık!..."
Millet olamadan devlet olunmaz. Vatan korunmadan Devlet kalınmaz. Ve Vatanını koruyamayan da Devlet kalamaz!...
Binlerce yıldır, millet olabilmenin gereği kahramanlarımız ölmekteler, şehitleşmekteler.
Binlerce yıldır milletleşmenin gereği Devletliyiz. Devlet olarak kalabilmemiz için Vatanımızın korunması gerek.
Vatanımızı koruyamazsak; Bayrağımızı da, semalarımızda inleyen Ezanımızı da, yüzlerce yıldır defaatle harap ettiğimiz haçlı'ya karşı gururumuzu da kaybederiz...
Vatanımızla beraber, Dinimizi de yok ederler. Allah(c.c.) korusun vatanımızda namusumuza tasallut ederler!...
En bitik zamanımızda buna izin vermemiş olan Türk Milleti olarak bizler, üzerimize ne düşerse yapmaya hazırız!...
Siyasetten umudumuz kalmadı!...
Artık sağcılığımızı da, solculuğumuzu da rafa kaldırdık!...
Günün namus günü olduğunun farkındayız!...
Askerimiz, Güvenlik Güçlerimiz, size sesleniyoruz; Türk Milleti'nin sinesi gibi bir lojistik desteğiniz her zamankinden çok daha fazla olarak var...
Siyaseten size zulmedenlere inat, sine-i millete sığının!... Bu Millet sizi, uzaktan kumandalı siyasilere yem etmez!...
Bu asil Millet, silahını asla düşmana teslim etmez!...
Artık hamaset günüdür!...
Artık birlik-beraberlik günüdür!...
Asker milletiz biz. Askerimizi de, Polisimizi de dar gününde düşman karşısında desteksiz bırakmayız, bırakmayacağız!...
Olan bu vahim işlere sadece seyirci kalırsak, yarın suçlu arayamayacağımız, suçlunun Millet olarak biz olacağımızın farkındayız!...
Artık sizler de bizim farkımızda olun!...
Canımızı yakanların canlarını alalım, yan gözle bakanların göz bebeklerini oyalım!...
Bunu bizden daha iyi yapacak ta sadece biziz... Biz biliyoruz, unutanlara da ders olsun diye hatırlatalım...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali_53@yahoo.com
tokkali@mynet.com

Hiç yorum yok: