Pazartesi, Eylül 04, 2006

CANIMIZ YANIYOR HÜKUMEEET !...

Kimi, kime şikayet edelim? Şaşırdık artık!...
Ne şikayetimizi kaale alan bir merci, ne de derdimizi dinleyen bir Marko Paşamız var!... Çok mu suskunuz? Bu kadar suskunluğu hak edecek kadar suçlu muyuz? Ne oluyor? Ne oluyoruz Allah aşkına?!...
Dünyanın en büyük terör örgütü İsrail adındaki eli kanlı devlet; iki askerinin kaçırılmasını bahane ederek Ortadoğu'yu kan gölüne çeviriyor. Dünya bunu izliyor. Hatta izlemekle kalmayıp Haçlı Dünyası bu teşekküllü terör devletine, yardımlarda bulunuyor.
Bu terörist devlet; ateşkes falan da tanımıyor! "Dediğim deik, çaldığım düdük." kararlılığıyla, istediği zaman istediği yere çoluk-çocuk demeden misket bombaları atıyor!...
İran'ın batıya açılım uzantısı olan Hizbullah adındaki örgütten başka bu kanlı saldırıya cevap veren, karşı duran yok...
Haçlı yani ABD ve AB, hemen Hizbullah'ı terörist ilan ediyor ve BM Barış Gücü adı altında Lübnan'a asker göndermeye karar veriyor. Ama aynı BM, İsraile ateşkes çağrısı bile yapamıyor. Yapsa da isarail adındaki zorba dinlemiyor...
Ve ABD'nin Ortadoğu Müfettişliğini de üstlenmiş olan İsrail adındaki zorba, terörist devletin korunması için Lübnan'a ilk asker gönderenlerden olacağız herhalde!...
Milletin ezici bir çoğunluğu, "hayıııır!" diye feryad ediyormuş! Kimin umurunda!...
Bu arada, Lübnan'a kahramanlaşmak için gönderilmek istenen mehmetçiğimiz; kendi sınırlarımız içinde, günde üçer-beşer şehid oluyor!...
Canımız yanıyor Devlet!...
İçimiz kan ağlıyor Hükumet!...
Artık dayanamıyoruz Ordu!...
Kendi kapımızın önünü sağlama alamadan, her gün üçerli-beşerli şehid vermemizi engellemeden; şimdiye kadar şehadete ermiş Mehmetçiklerimizin intikamını almadan Lübnan'da ne işimiz var!...
Dünya bize kıçıyla gülerken, Anadolu'nun kan ağladığının farkında değil misiniz?...
Yoksa gerçekten mi günümüz Ali kemallerinin yazıp çizdikleri gibi, AB veya ABD himayesine girmezsek yaşama hakkımız yok mu? Teslim olduk ta milletin mi haberi yok?!...
"Bağımsızlık karakterimdir." diye dünyaya haykıran Muhteşem Türk Atatürk'ün emekleri zay mı oluyor?
Her karışında yüzlerce şehit kanı olan bu Vatan, bu kadar çaresiz mi? Bu kadar sahipsiz mi?
Üç-beş baldırı çıplak bölücü teröriste dur demeyi başaramadan; kan ağlayan gözlerimizin yaşını durdurmadan, şehit evlatlarımızın intikamlarını almadan Lübnan'a askeri yardıma gidersek dünya bize kıçıyla gülmez mi?
Herşeye rağmen Ordusuna ve Generallerine sonsuz güvenen bu Milletin güveni sarsılmaz mı? Ordusuna olan güvenini kaybetmiş bir Millet, Devlet olarak devam edebilir mi?...
Yok mudur sesimizi duyacak bir yetkili kulak?...
Bizim akan kanımızı durdurun, bizim kanayan yaralarımızı sarın sonra dünya barışı için istediğiniz yere gideriz...
Aylardır şer güçlerinin, "Dolma kalemler"in ağız birliği ile saldırmasından Milli bir kimliği olduğuna inandığımız, yeni Genel Kurmay Başkanımız, verdiği beyanatlarla milleti yeniden heyecanlandıran ve gözlerini-kulaklarını haberlere kilitleyen Büyükanıt Paşamız; Millet adına, Milletin Çocukları dolayısıyla da sizin çocuklarınız olan Mehmetçiğe sahip çıkın...
Siz mehmetçiğe sahip çıkın ki bu Millet'te yine çocuğunun adını "paşa" koyarak sizi gönlündeki tahtında oturtmaya devam etsin...
Üç-beş milyon nüfusu ve bir avuç ordusuyla Ortadoğuyu kan gölüne çeviren israil'i kıskanmaya başladık. Nerdeyse zalimin zulmü, haklı görünmeye başlayacak!...
Tarihte de hep "Hak Kuvvetlinin." olmamış mıdır!...Bu yüzden haklıların, mazlumların, esir milletlerin, bu yanlış tarihi temüle kafa tutarak bu teamülü ters yüz eden Muhteşem Türk Atatürk'ün resimleri dünya duvarlarını süslemez mi?
Ezilmiş ve esir milletlerin duvarını süsleyen Atatürk resimlerinin meclis duvarından indirilmesini isteyen siyasilerimizden mi medet umalım?...
AB'nin ve Haçlı'nın Atatürk ve Kemalizm düşmanlığı, bu yüzden değil midir?...
Haçlı'nın bize olan kinini unutan feraset özürlü siyasilerimizin inadına, "Su uyur düşman uyumaz." diye milli düşünen bir Millet evladı kalmadı mı?...
Kimi, kime şikayet edelim? Vallahi şaşırdık!...
Böyle devam ederse, Millet kendi meselesine kendi el koyacaktır. Milletin sabrı, tükenmek üzeredir! Akan kanı, anaların feryatlarını Millet hem dinliyor hem de unutmamak üzere not alıyor. Farkında değil misiniz hala?...
Millet hesap sormaya başlarsa, ortalığın ne hale gelebileceğini hayalden mahrum musunuz?
Birileri, etkili ve yetkili kurumlarımızdan sorumlu olan birileri, Milletin sesini duyun artık...
Çünkü bu ses artık duyulmayacak gibi!... Artık Türk Annesi "vatan sağ olsun demeyeceğim." diye feryada başladı!...
Bu canhıraş ve korkunç feryadı, bu feryadın verdiği mesajı algılamıyor musunuz?...
Üç-beş baldırı çıplak teröriste, eşkiyaya gücümüz yetmez tarifliyken kime yardıma gidiyoruz Allah aşkına?!...
Canımız yanıyor Devlet!...
İçimiz kan ağlıyor Hükumet!...
Hala umudumuz sende ve Paşalarımızda Ordu!...
Akan kanı durdurun. Şehit evlatlarımızın intikamını alın. Başımıza geçirilmiş çuvalı çıkarın ki gözlerimiz görsün!... Sınırlarımızı emniyete alın ki yardıma gittiğimiz yerlerde yardımcı olabileceğimize inanç olsun...
Yoksa dünya nazarında olmasa bile Millet nazarında tarifiniz hiç te güzel değil bilesiniz!...
İnsanınızı yaşatmayı beceremezseniz -Allah(c.c.) korusun Devlet yaşamaz!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: