Cuma, Eylül 01, 2006

BUYURUN RİSK ALALIM !...

Hadi risk alalım!...
Ama risk almadan önce, risk alıp almayacağımıza karar verelim. Biz demokratik bir yönetim sahibi değil miyiz? Eğer demokratik bir cumhuriyetimiz varsa, demokrasinin gereğinin uygulanmasını beklemek hakkımız değil mi?
Demokrasinin; bütün dünyada kabul edilen tarifi: "Halkın kendi kendini yönetmesi, halk idaresi..." şeklindedir. Yani halk, belli bir süre yönetimi yapacakları seçer. Bizde böyle olmuş mudur bakalım.
3 Kasım 2002 Seçimlerinde; Yüksek Seçim Kurulu'nun resmi rakamlarına göre 41.407.027 seçmen var. Bu seçmenlerden 32.768.161'i sandığa gitmiş. 8.638.866 seçmen seçime katılmamış. Sandığa giren oyların,1.239.000'i geçersiz sayılmış. Yani yuvarlak rakamla; 41 milyon seçmenden 10 milyonu yani dörtte biri seçimlerde yok!...
Geçerli sayılan 32.768.027 oyun; %34'ünü AKP almış. Diğer %64 geçerli oy, AKP'ye karşı...
Bunları neden hatırlattık? Demokratik bir yönetimimiz var ya! Hani Millet ne derse o olur ya!
Şimdi millet ne derse o olsun ve "Risk alalım." istedik.
Dört kişiden birinin sandığa gitmediği; sandığa gidenlerden, üç kişiden ikisinin "hayır" dediği bir Hükumetimiz var.
Bendeniz de o "hayır" diyen, ezici çoğunluktanım!... Ve bütün demokratik haklarımı kullanarak, "Niye risk alıyoruz?" sorusunu soruyorum.
Dünya Jandarmalığına soyunmuş ukala ABD; hısım değil, akraba değil, komşu değil hatta hemşehri olmamasına rağmen elde etmeyi aklına koyduğu güzel kadını, kocası dövmesin diye, adamın bahçesinde dolaşıyor!.
Adam seyirci, akrabaları seyirci, komşuları hemşehrileri seyirci!... Ve hiç kimse bu ukala zamparaya karşı gelerek risk almamış. Bu komşulardan biri de biziz!...
Birinci Körfez Harekatı'nda; "Bir koyup üç almak" gibi bir riske heveslenmiştik. Ama bir koyamadan üç belki daha fazlasını kaybettik...Hala hesaplamadan risk almaktan, dersimiz almadık mı?...
"Bize necilik, milletimize ve tarihimize ihanettir." buyurdu Başbakanımız.
Altını-üstünü karıştırmadan evet doğru bir sözdür diyebiliriz. Ama 50 yıldır o kadar "Bize ne?" dedik ki!... 50 yılın hesabını da mevcut Başbakan'dan sormayalım tamam, insafsızlık olur.
Son dört yılda o kadar "Bize ne?" dedik ki!... "Çözümsüzlük çözüm olamaz." diye buyurarak bir "Milli Kahramanımız"ı, dünya zamparası karşısında yalnız bıraktık!... O zaman neden risk almadık?...
Telafer'de, Kerkük'te kardeşlerimize Türkmenlere soy kırım uygulandı nerdeyse. Neden risk almadık?
Ermeni, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri adındaki Haçlı'dan aldığı destekle Karabağ'da soy kırım yaptı. Neden risk almadık!...
Dünya Zamparası'nın işgal ettiği yerlerdeki cezaevlerinden; kadınların, genç kızların "Gelin bizi öldürün! Namusumuzu kurtarın!" diye canhıraş feryatları yükseldi. Neden risk almadık?...
Akıl almaz desteği ile iktidara taşıdığı teslimiyetçi Başbakanımız; birinci dereceden danışmanı Zapsu'nun tarifiyle "Foseptik deliğine süpürülme" tehlikesiyle karşı karşıya kalınca mı risk alacağız?...
Bedava ve gönüllü Kapı Kulluğuna soyunduğumuz, fedailiğini yaptığımız AB, ABD, BM adlarındaki Haçlı;zamparalığa girdiği bahçede zorlanınca mı risk alacağız?!...
Bize ne Lübnan'dan?...Bize ne, vatanını korumak için İsrailli'yi öldüren Hizbullah adlı örgütün silahından?!...
"Risk menfaattir." Doğrudur! ABD; iflas etmek üzere olan dev ekonomisini kurtarmak için risk almıştır. 21.yy'lın Haçlı Seferi'nin lokomotifliğine soyunmuştur. Ekonomisini kurtarabilmek için "Dünyanın Dibi"nin petrolüne ihtiyacı var. Bu yüzden risk almış ve güzel kadının bahçesine girmiştir!
Bu Haçlı Seferi'ne vereceğimiz destekle alacağımız riskten, bizim kazancımız nedir? Ne olması hesaplanmıştır?
Yeniden şekillendirilecek daha doğrusu paylaşılacak Ortadoğu'da; bizim sınırlarımız, nasıl şekillenecektir? Son Kurtuş Destanımız'la Ortadoğu'ya son şeklin verilmesini, biz sağlamadık mı? Muhteşem Türk Atatürk'ün Musul-Kerkük hayallerini unuttuk mu? Yoksa bu hayalin gerçekleşmesi için mi risk alacağız?
Daha kısacası ve açıkçası; demokraside referandum denen bir uygulama yok mudur? Bu riski alıp almamamız, millete sorulamaz mı? Hiç bir şey almayı hesaplamadan, neyimiz varsa pey olarak sürülen bu kumardan, bu riskten kimin çıkarı vardır?
Bu millete, bu davranışları nasıl reva görürsünüz?
Bu davranışınızla önümüze ilk gelecek sandıkta, sizi nasıl bir riskin beklediğinin farkında değil misiniz? Bunları göremeyenler tarafından mı, demokrasiyi inkar edenler tarafından mı, dünya zamparasına destek veren muhabbet tellalı görüntlüler tarafından mı idare ediliyoruz yoksa?
Buyurun risk alalım!...
Üç kişiden ikisinin destek vermediği bir hükumetle; millet adına, devlet adına buyurun risk alalım!...
Bu Millet, buna izin vermez ve bu milletin demokrasisi sizden bunların hesabını sorar beyler!...
Aldığınız risk budur!...
Göreceğimiz sonunuz da, yakındır!...
Şimdi de millet olarak biz; AKP'yi seçerek aldığımız riskin ceremesini çekiyoruz! Allah(c.c), encamımızı hayretsin.
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: