Pazartesi, Nisan 02, 2007

BAŞ BÜYÜDÜKÇE...

Kutadgu Bilig'i bir daha ve hazmederek okuyorum.
Duyarlı bütün Türk Milliyetçilerinin başucu kitabı olması gereğine inandığım bu kitabı, bir daha hatırlatarak söze girmek isterim.
"Baş büyüdükçe ağrısı artar." diyor Yusuf Hashacip, Kutadgu Bilig'inde...
İsteyen, istediği ortama, istediği işe uygulayabilir bu öğüdü...
Ben de elbette son dört-beş aydır mesaimin çoğunu sarfettiğim ortama uygulamaya ve becerebilirsem uygulatmaya gayret edeceğim.
Milliyetçiliğimi rahat yaşayabileceğim, Türk Milliyetçiliğinin açıkça siyaset sahnesine sokulabileceği tek adres gördüğüm için bir adresteyim. Bendenizin oluşum veya olamayışım o adres için ne ifade eder bilemem!... Merakım da değil. Hz. İbrahim'i yakacağını duyuran Nemrut'a karşı koyarak yangına su götürmeye çalışan karınca misali; "Safımı belli ederim ya!.." iman ve inancımla gittim o adrese ve orada kalacağım. Gerisi, merak edenlerin istedikleri gibi yorumlamalarına izin verdiğim bir teferruattır....
Siyaset; günümüzün ve devletimizin tek çaresidir. Demokrasilerin de olmazsa olmazıdır siyaset ve siyasi partiler. Siyasetle ilgilenen-ilgilenmeyen her kesin en azından 4-5 yılda bir uğrayacağı bir duraktır siyaset...
Yani siyaset, herkese lazım ve her kes siyasetin bir yerinde. Tabi ki bendeniz de...
Saflarına girmekle mutlu olduğum, kendimi rahat hissettiğim ve -inanın veya inanmayın- geldiğim günden beri güzel rüyalar görmeye başladığım bir siyasi adresteyim. Dilimin ve gücümün yettiği kadar da davet işiyle meşgulüm...
Birbirine benzeyen insanların, mutlaka bir sebeple bir araya geleceklerinden asla endişem yok. Benzer insanların bir araya gelmelerini ne kadar çabuklaştırabilirsek mesafeleri de o kadar kısa sürede alacağımıza da inanırım...
Gönüldaşlarıma, ülküdaşlarıma "Sen yoksan bir eksik." diye seslenerek devam ediyorum ve edeceğim.
Yıllarımı hatta ömrümü verdiğim ve asla -kısa bir dönemi hariç- nedamet duymadığım "Baba Ocağı"ndan koptum. Şimdi "Kardeş Ocağı"ndayım. Birbirinin fotokopisi denecek kadar birbirine benzeyen ve ortak tavırlı insanlarla bir aradayım. Dolayısıyla da ziyadesiyle huzurluyum.
"Varlığım Türk varlığına armağan olsun." diye hançeresini patlatırcasına kükreyen bir Anadolu Çocuğu'na destek vermeye çalışıyorum. Bu tavrımı; tenkit edenlere de, tasvip edenlere de müteşekkirim. Çünkü tenkit edenlerle de, tasvip edenlerle de yıllarımızı paylaşarak geldik ömür yolculuğunda...
Son terk edenlerden olduğum için daha önce terk edenlere ettiğim sitemlerimi de asla unutmadım. Bu yüzden de beni tenkit edenlere asla bir şey söylemeyeceğim. Biliyorum ki günü geldiğinde, beni ve ülküdaşlarımı rahatsız eden meseleleri onlar da fark ettiklerinde, hiç düşünmeden terk edecekler!...
Meselemiz elbette terk ettiğimiz adres değil. Örülü duvardan tuğlamı alarak terk ettiğim yerle meselemi kapattım. Şimdi meselem; tuğlasını benden önce ve sonra alan kardeşlerimle bir an önce buluşarak tuğlalarımızla yeni bir bina inşa etmek...
Arsamız, inşaata müsait.
"Varlığım Türk varlığına armağan olsun." diye kükreyen genel başkan Muhsin yazıcıoğlu'nu millete anlatmakta bir sıkıntımız yok. Müsbet tariflerle zaten yeterince tanınıyor Genel başkan. İşimiz sadece bu tanınan, bilinen ve tenkit edilecek bir şeyi olmayan bu insanın varlığından hareketle sevenlerinin sayılarını artırmak ve bu sevgileri oya tevil etmek...Anlatırken zorlanmadığıma göre demek ki bu işi yapmak ta pek zor olmasa gerek...
İnsan inanmadığı bir şeyi anlatmakta çok zorlanır. %18,5'tan %8,4' düşülen başarılı(!) seçim sürecinde bu inanmadığını anlatmanın zorluğunu, yaşayarak öğrendim.
Şimdi inanarak anlatıyorum. İnanarak anlattığım için anlattıklarımı iknada zorlanmıyorum. Benim yaptığımı yapmayı deneyen her kes, benim yakaladığım kolaylığı yakalayacaktır eminim...
Bunu da sadece her kese hatırlatmak, birilerine moral vermeye çalışırken kendimi toparlamak amacıyla yaptım.
Çünkü kimseye danışmadan, hayatımın 40 yılını verdiğim adresi terk ettim. Yine kimseye danışmadan şu an yer aldığım safta yer tuttum. Dolayısıyla ne kimseye küsmeye, ne kimseye sitem etmeye hakkımın olmadığının farkındayım...
Sadece siyaseten partimizin başı büyüdü şükürler olsun. tabii ki "Baş büyüdükçe ağrısı artar." öğüdü de tecelli ediyor sanki...
Umarım bizim başımız daha fazla büyümeğe ve büyüdükçe artacak ağrılara tahammüllüdür...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: