Çarşamba, Nisan 18, 2007

MİLLETİME ARZ-I HALİMDİR...

Çok değerli Dostlarım;
Bu memleketteki iki kişiyi huzurlarınızda yarıştırmak; iki kişiyi sizlerin yargılarınıza havale etmek istiyorum. Lütfen el atın. Çünkü çaresizim!
Bu iki kişiden biri, bendenizim. Diğeri de Başbakanımız!...
İkimizden biri, yalan söylüyor. İkimizden biri milletle yabancı. İkimizden biri, bu memleketin gerçeklerinden kor-ku-yooooor!...
Ben; "Açıııım!" diye haykırıyorum. Başbakanım; "Büyüme rekorları kırıyoruz!" diyor...
Ben; " Ne mutlu Türk'üm diyene. Varlığım Türk varlığına armağan olsun." diyorum. Başbakanım; "Birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Türkiyeliyim." diyor...
Ben; "Başbakanım, yokluktan anam ağladı." diyorum. Başbakanım; "Ananı da al giiit!" diyor...
Ben; "Başbakanım çiftçi olarak kotalar yüzünden, mazot fiyatları, gübre fiyatları yüzünden perişanım!" diyorum. Başbakanım; "Gözünüzü toprak doyursun." diyor...
Ben; "Başbakanım, sendikacıyım.Üyelerimiz işçiler perişanlar!" diyorum. Başbakanım; "Bu memlekette sadece siz mi varsınız? Siyaseti size mi danışacağım?" diyor...
Ben; "Başbakanım, devletimin bekası, vatanımın bütünlüğü için verilecek bedelin can olduğunu biliyorum.Bin yıldır bu bedeli ödeyerek geldim. Yine de oğullarımı vatan sağ olsun diye göreve ve şehadete gönderirim!" diyorum. Başbakanım; "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir." diyor...
Ben; "Başbakanım; sana ve arkadaşlarına yıllarca Avrupaya, batı'ya, haçlıya söylediğiniz sözler ve gösterdiğiniz tavırlar yüzünden size oy verdik. Bizi AB kapılarında beklemekten artık kurtarın." diyorum. Başbakanım; "Yabancı sermayenin girişiyle cebimiz para gördü. Büyüme rekorları kırıyoruz. AB bize 50 senecik bir ucu açık süre tanıdı. AB yolunu kapamayalım!" diyor...
Ben; "Başbakanım, milletle devlet; orduyla din nerdeyse karşı karşıya gelecekler. Buna müdahele edin." diyorum. Başbakanım; "Bende, bu meclis çoğunluğu varken ne milleti, ne de hiç bir kurumu dinlemem. Her kes bize uyacak!" diyor...
Ben; bir buçuk milyon sayı ile, millet olarak Tandoğan'a koşuyor ve "Başbakanım, senden başbakan olarak ta hiç razı değilim. Lütfen Çankaya hayallerinden vaz geç." diyorum. Başbakanım; önce İstanbul sokaklarına bir gecede, parasını kimin verdiği, kimlerin astığı belli olmayan pankartlarla millete kafa tutuyor ve "Çankaya'ya imanlı bir Cumhurbaşkanı çıkacak!" dedirttiriyor...
Ben; "Şimdi sizin seçeceğiniz Cumhurbaşkanı'ndan önceki cumhurbaşkanları imansız mıydı?" diyorum. "Sizi veya sizin seçeceğiniz birini cumhurbaşkanı olarak görmek istemiyorum." diyorum. Başbakanım; "Ben, sizin başbakanınızım, ben ne dersem o oluuuur!.." diyor...
Ben de şimdi Başbakanımla söz yarıştırmaktan vaz geçerek sizlere sormak istiyorum: "Allah aşkına siz söyleyin! Bu iki kişiden hangisi, bu memlekete ve millete yabancı?
Bu iki kişiden hangisi yalancı?
Eğer Başbakan yalancıysa, yalancıdan Cumhurbaşkanı olur mu?"
Milletime arz-ı halimdir...
Ya Rabbi!.. Senin her şeye gücün yeter. Aklımıza mukayyet ol Ya Rabbi...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: