Pazartesi, Nisan 30, 2007

BİR ÇAĞLAYAN NARASI DA BİZDEN OLSUN!...

Herkes, yine bir yerlerde, birilerine bir şeyler söylemeye başladı...
Demokrasinin gereği bu! Demokratik haklarımızı kullanıyoruz! "Susma sustukça sıra sana gelecek." diye demokratlık yarışlarına girdiler...
Girsinler, itiraz etmem!.. Hatta memnun bile olurum ama bizim de, bu memleketi karşılıksız seven, canları-kanları pahasına seven Ülkücülerin de demokratik haklarının olabileceğini de unutmasınlar lütfen!...
Tandoğan'da yüzbinlerin arasında, bütün Ülkücülüğümle ben de vardım!...
Hançeremi yırtarak okudum İstiklal Marşımı... Sosyal demokrat şarkılara karışmama hakkımı ve "Aldırma Gönül" türküsünü ise kendimce değiştirerek okuma hakkımı kullanarak!...
Tandoğan'a yüreklerini getiren Anadolu Türkü ile yüreğimi katark oradaydım...
Çağlayan'da olamadığım için de çok üzgünüm hala...
Ama yüreğim ve dualarım, oradaydı...
Çağlayan'da ki yüzbinler; iki grup partinin birleşmesi için sloganlar attılar. Bu dileğe katılmıyorum diyemem. Ama sadece CHP-DSP ile DYP-ANAP birlikteliğinin sağlanmasıyla, memleketteki demokratlık görev ve gösterisi bitecek mi?...
Bu memlekette; "Solun ihanete varan davranışları yüzünden sağla hesaplaşmamızı erteledim." diyen ve sağla hesaplaşamadan Hakk'ka yürüyen bir siyaset devi daha yok mu? Devletle millet arasında muhteşem bir köprülük yaptığı, ölümüyle anlaşılan Başbuğ Alparslan Türkeş'in emekleri ve bu emekler sonucu buluşmuş milyonlarca oyun perakendeliği de demokratların ilgisini çekmez mi?..
Tandoğan mitinginden hemen sonra; Başbuğ'un sözünü günümüze uyarlayarak; "Sağın ihanete varan davranışları yüzünden sol'la olan mücadelemi erteledim." diye kişisel tavrımı ve demokratlık hakkımı deklere etmiştim...
Bendenizin; solu, sosyal demokratları, demokratik solcuları ciddiye aldığımın yüzde biri kadar da ben ciddiye alınmayı beklediysem, çok mu demokratlık dışına çıktım acaba?!...
Alparslan Türkeş rahmetli'nin kişisel çabalarıyla oluşmuş ve sayıları 3,5-4 milyonu aşmış bir ülkücü oy potansiyeli de var bu memlekette...
Tandoğan ve Çağlayan'da unutulduğunu zannettiğim bu potansiyele de ben seslenmek istiyorum izninizle ve bu seslenişime destek istiyorum!...
MHP- BBP- ATP adındaki üç partiyi ve Yaşar OKUYAN adındaki eski ülkücüyü de ben bir arada görmek istiyorum...
Bu üç partinin birleşebilmeleri için yapılan görüşmelerin ve sonuçlarının tamamından haberdarım...
Birileri, birilerini nefs yapmakla itham edip durdular ve itham edenlerden başka nefs ve şahsi çıkar hırsı yapan olmadı!...
Ve uzatmadan, birleşme sağlanamadı!...
Şimdi başka bir şey teklif etsem, Çağlayan'da ben de bunu haykırmış sayılsam diyorum...
Bu üç Ülkücü parti ve Prof.Dr.Ümit Özdağ, Yaşar Okuyan, Sadi Somuncuoğlu, Ramiz Ongun, Ali Güngör, Muharrem Şemsek, Nevzat Kösoğlu, Yılma Durak, Mehmet Gül ve adlarını saymakla bitiremeyeceğim ülkücü kanat önderleri; sür'atle bir araya gelerek bir seçim ittifaskı yapsınlar diye haykırıyorum!...
Bu memleketin yurtsever solcuları ve ülkücü vatanperverleri siyasete gerçekten sahiplenerek yerli işbirlikçilerin işlerine son verseler diye haykırıyorum...
AB ve ABD adındaki Haçlı; memleketimizdeki bu duyarlı milliyetçilikten ve ulusalcılıktan elbette ciddi manda rahatsız oldular, olmalılar!...
Yerli işbirlikçilerin işlerine son verebilmek için bir seçim ittifakı -ki kalıcı bir ittifak en akılcısıdır-yapsalar ve milleti perakende görüntüden kurtararak tarihe altın harflerle yazılsalar diye haykırıyorum!...
Bu 56 yaşında, 12 yaşında torun sahibi bir ülkücünün; bu yaşına rağmen vaz geçemediği ağabeylerinden son isteğidir!...
Ve bu istek; sanırım milyonlarca Ülkücünün de ilk ve son istekleridir!...
Bu birlikteliği sağlayabilecek olan ağabeyler, gönüllerdeki tahtlarda terfi ederken; aksine davrananlardan sonsuza kadar "Ağabey"lik ünvanı geri alınacaktır!...
Bu son cümlemin de ağabeylerime karşı son uyarım ve tek tehdidim olarak kabul edilmesini, herkesten özür dileyerek beyan ediyorum!...
Biz bölündükçe, biz perakende durdukça; yerli işbirlikçilerin ekmeğine yağ sürmeye devam edeceğiz!...
Allah aşkına feryadımı duyun ve feryadımı ciddiye alın. Yoksa vallahi sizler ciddiyetlerinizi kaybedeksiniz!... Hiç kimse dünyanın merkezi değil ama perakendelikte herkes eşit derecede veballi!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua
Mustaf ASLAN

Hiç yorum yok: