Perşembe, Mart 24, 2005

DOLMA KALEMLER'E...

Genellikle yazı yazarken kendime yasak koymam...
Kalemim; gönlümün hissiyatını, hamasetimin tezahürünü kağıda aktarır...
Ama mantığım, hep iş başındadır...
Dün; Mersin'deki mitingin çok asil duygularla başlamasına rağmen bana 12 Eylül öncesinin Maraş ve Çorum olaylarını hatırlattığını söyleyerek Türk Milletini sağ duyuya davet etmiştim...
Genel Kurmay Başkanlığımız'ın Türk Milleti adına seslenmesinden; hainlere ve onların kumandacılarına yaptığı sert uyarıdan sonra siyasilerin beyanat yarışına girdiklerini de hatırlatmıştım.
Genel Kurmayımız'ın seslenmesinden sonra Yaygın basın da, boy-boy Türk Bayraklarıyla süslendi. Bu menfur olay, bu alçakça olay çarşaf çarşaf tenkit edildi...
Türkiye, baştanbaşa bayraklarla süslendi...
Türk Milleti Bayrağına sahip çıktı...
Ve tabiiki Türk'ün muhteşem öfkesini, 'tarihe bakarak' bilen hainler, inlerine çekilerek sustular!...
Şimdi de görev, uzaktan kumandalı Dolma Kalemler'e düştü!..
Din ve iman tacirlerinden A.Dilipak'ın 24 Mart 2005 Perşembe günlü yazısını; satır aralarına saklamaya çalıştıklarını irdeleyerek, bir daha beraber okuyalım...
" Türkiye böyle...Bakarsınız biri birgün bir bayrak yakar, bayrağı yerde sürükler, sonra bakarsınız herşey sil baştan...Tanklar yürümektedir...Milli bir galeyan halinde birileri sokağa çıkmıştır. Olan olmuştur.........
Tamam kabul edilemez bir durum ama bundan rejim sorunu icat etmek daha büyük bir yanlış olmaz mı? Genel Kurmay bildirisi en üst dilden kaleme alınmış...Sanki Türkiye'ye dışardan bir tehdit var da, savaş ilan eder gibi. Tarihe bakacak ne var? Ne oluyoruz?
..........Tam da şu günlerde, AİHM'den Apo'nun yeniden yargılanması ile ilgili yeni bir kararın gelmesi arifesinde ortaya çıkan Zana'nın, DEHAP Genel Başkanı Tuncay Bakırhan'ın 'Türk Bayrağı, bizim de bayrağımızdır.' şeklinde tepkisini çeken bu olayı ben başka türlü okudum.
..........'Suçun şahsiliği prensibi' yok mu?
..........Neden birileri bu tür olayları vesile kılarak toplumu geriyor ve üst perdeden mesajlar veriyorlarki!..
..........Bu mesajlar o işi yapanları değil, toplumu korkutur, yıldırır, provoke eder...
..........Toplum bu olayları kanıksadı artık. Tek bir olaysa bu öfke niye, bu iş bardağı taşıran son damla ise bu güne kadar neredeydiniz ve hedefteki kim? "
Dilipak'ın satırlarından seçtiklerim bunlar...
Dilipak ve onun gibiler aslında biliyorlarki Millet; onları dolduranları ve doldurdukları mürekkebin rengini bile artık biliyor.
Ama onlar; birileri adıyla saklamaya çalıştıklarının, bir yerlere mal etmeye çalıştıklarının; sağcı-solcu, sünni-alevi, devrimci-ülkücü kimliklerini unutarak Al Bayrakla allanan Türk Milleti olduğunu ya bilmiyorlar(!), ya da haznelerini dolduranlardan bu kimliği saklama talimatı aldılar...
Dilipak Efendi ve Dolma Kalemler! Bu memlekette bu infiallere sebep hep sizler oldunuz. Tankların Sincan'da yürümesine zemini sizler hazırladınız...
Elbette üst seviyeden bildiri yayınlanacak.
Elbette tarihe bakılacak.
Elbette savaş ilan edilecek!
Elbette dış tehdit var! Avrupa parlementosu mensubu ajanların, Nevruz Kutlamalarında işi ne?
Hadi geldiler diyelim Diyarbakır'da, Mersin'de ne ararlar? Ankara'da Nevruz'u kutlayamazlar mı?
Ne Türkçe, ne de Kürtçe bilmemelerine rağmen ezberletilen " biji appo!" sloganını niye atarlar?
'Tam da bu günlerde aponun yeniden yargılanması ile ilgili yeni bir kararın gelmesi arifesinde..."
Vayy Dolma Kalem vayy!...
AİHM'den gelecek haberin gününü, arifesini bilecek kadar mı AP parlementerlerinden bilgiler alıyorsunuz? Onun için mi bu suç şebekeleri alçaklar bu kadar cesurlar ve sizler de onları savunmaya soyunuyorsunuz?
Verilecek kararın gününden önce gününü, arifesini bilecek kadar olaya vakıfsanız ben size "DOLMA KALEM" dersem kim bana mani olur?
Zana ve zağarlarının 'Türk bayrağı bizim de bayrağımızdır.' tepkisini, bu millet çok iyi bilir. Onların Sayın Başkanları(!) da uçakta gözleri açılır açılmaz Atatürkçü olduğunu, Türkiye'nin emrinde olduğunu söylememiş miydi?
Biz bu tepkiyi, kuyruklarını paçaları arasına saklamak olarak algılarız ki çok zağarca bir davranıştır ve onlara yakışır!...Hep te yaparlar, tarihe bakarsanız görürsünüz...
Bunlar, on yıl önce de kongre diye toplandıkları salonda Bayrağımızı yerlere atmamışlar mıydı?
Bunlar 30.000 kürt vatandaşımızın katilinden hep 'Sayın Başkan' diye bahsetmezler mi?
Her Bayrağımızı indirdiklerinde yerine Apo alçağının paçavlarını ve resimlerini asmazlar mı?
Bunlar daha dün 30.000 insanımızın katili Sayın başkanları(!)nın ablalarının elini öpmek için kuyruğa girmediler mi?
Ve bizler Türk Milleti olarak bunları görmüyor muyuz sanıyorsunuz!...
Bütün bunları hatırlayarak 'Suçun Şahsiliği Prensibi'ni ağzınıza alıyorsanız sana ve senin gibilere 'aferin' dememizi mi bekliyorsunuz?
Birileri toplumu germek için üst perdeden mesajlar veriyor öyle mi?!..
Vay Dolma Kalemler vayyyy!
Aklınızı başınıza toplayın!
O birileri dedikleriniz, Asil Türk Milletinin bağrından yetişmiş Asil generallerimizdir. Türk Milleti, o Paşalarını, bağımsızlığını, bayrağını, mukaddeslerini korumakla görevlendirmiştir. Onlar da görevlerini -biraz gecikmeli de olsa- layıkıyla yaparak zağarların kuyruklarını paçaları arasına saklamalarını sağlamışlardır.
Bu asil çıkışa ve kuyruk saklamaya şükredin!..Yoksa Türk Milleti o zağarların kuyruklarını, kulaklarını kökünden keserek başka yerlerine tıkacaktı!...
Dilipak Efendi! Toplum bu olayları kanıksamadı!...
Kongre diye toplantılarda Bayrağımız ayaklar altına atıldı!
Hiç bir toplantı ve kongrelerinde İstiklal Marşımız okunmadı!
Cumartesi, bilmem ne anneleri dendi, terörist alçakların annelerine sokaklarda Atatürkümüz'e, Devletimiz'e, Bayrağımız'a hakaretler ettirildi!
Dünya kadınlar Gününden iki gün önce sokaklara dökülüp tahrik ettikleri 8-10 polisimizin başını yedikten sonra Dünya Kadınlar Gününü Apo köpeğine destek toplantısı şekline dönüştürdüler!
Ve son olarak ta pilot bölge seçtikleri Mersin'de Bayrağımız'a bir daha hakaret ederek bardağı taşırdılar!...
"Hedef kim?" diye sorarken aslında sizler hedefin kimler olduğunu da biliyor ve aklınızca Türk Milletini patronlarınıza şikayet ediyorsunuz!
Mademki sormuş bulundunuz, işte size hedefler:
Türk'ü sevmeyen,
Atatürk'ü sevmeyen,
Ordumuzu sevmeyen, Güvenlik Güçlerimizi sevmeyen ve sevmedikleri gibi de ellerini kollarını bağlayan,
Bağımsızlığımızı, bayrağımızı, bölünmez bütünlüğümüzü hedef alan hainlerin tamamı hedefimizdir!...
Artık yeter!
Ya susun! Ya da yemin olsun bu Millet, sizi bir daha sesiniz çıkmamacasına susturur...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: