Pazar, Mart 27, 2005

İŞTE TÜRK, BU !...

İşte beklenen buydu!
Sonunda bütün Türkiye tek vücut...
"Ne mutlu Türk'üm diyene..." inancındaki Türkler, tek yumruk...
'Sözde vatandaşlar'ın pilot bölge seçtikleri, terörle korkutarak sindirdiklerini zannettikleri vatandaşlarımız, tek yürek...
Erzurum'da 15.000 kişinin iki saatte, eksi otuz derecelerdeki soğuğa rağmen sokaklarını Al Bayraklarla donatmasıyla, Türkiye ayağa kalktı...
Bir kaç kez; "İş Kürt kanaat önderlerine düşer.Hikmet Çetin ve onun gibi siyasetin, ticaretin zirvesine gelmiş elit Kürt vatandaşlarımızın; bölücü hainlere cevap vermeleri gerekir." demiştim...
Türkiye'nin yetiştirdiği, seçkin millet evladı, donanımlı ve kalifiye insan Kamran İnan Beyfendi haricinde kimseden ses çıkmayınca; "Ne mutlu Türk'üm diyene.." diyen yüz binler, Van'da 'sözde vatandaş'lara gereken cevabı, anlayacakları dille verdiler...
Bu vatanın sevdalıları olan bizler; işte bu, bayrağımızı yakanları lanetleyen yüzbinlere "Onlar ne kadar Kürtse biz de o kadar Kürdüz.." diyoruz...
Çünkü biliyoruz ki biz ne kadar Türksek Onlar da o kadar Türktürler...
Bayrağa Saygı adıyla bu başkaldırıyı; 'sözde vatandaşlar'ın ödleri koparak izlediklerini de biliyoruz...
Güneydoğu'da 30.000 Kürt Kardeşimizi, çoluk-çocuk, bebek-ihtiyar demeden katleden Apo köpeğine oradaki Kardeşlerimiz, asla 'Sayın Başkan' demezler!...
Apo alçağının Zana ve zağarları gibi,o alçağın ablalarının elini öpmek için kuyruğa girmezler!...
Bu yüzbinlerce Kürt Kardeşimiz; Apo'yu, Zanasını, zağarlarını lanetlemek için sokakları doldurdular...
Kimler, ne derse desin!
Dolma Kalemler, ne yazarsa yazsın!
Uzaktan kumandalı siyasiler, ne yaparlarsa yapsınlar!
Bizler; "Türkiye Cumhuriyetini kuran vatandaşlar Türk'tür.Ne mutlu Türk'üm diyene..." diyen millet olarak;
"Sağolasınız, varolasınız Genel Kurmayımız.." diye haykırıyoruz...
Şimdi Dilipak ve onun gibi 'Dolma Kalemler'; istedikleri kadar "Bildiri çok üst perdeden yazılmış.Tarihe bakacak ne var?" diye yazabilirler!...
Van'da yüz bin kişi olarak; bayrağa, vatana sahip çıkarak ordusu'nun yaptığı çıkışa destek veren Kürt kardeşlerimiz, bu 'sözde vatandaş'ları tükürükleriyle boğabileceklerinin işaretini verdiler...
Artık HADEP, toplantılarında Al Bayrağımızı taşımak zorunda kalacaktır!.
Bunların korkaklıkları gereği, yapacakları başka bir davranış yoktur!.
Bu korkakların kahraman(!) başkanları da uçakta gözü açılır açılmaz, Türkiyenin emrinde olduğunu ve Atatürkçü olduğunu söylememiş miydi?!...
Milletin bu şahlanışının önünü, ne PKK, ne HADEP ne de AKP kesebilir!...
Sabrı taşmak üzere olan millet; Genel Kurmay'dan aldığı işareti, çok güzel değerlendirmiştir...
Bu olaylar, Genel Kurmay'ın 'üst perdeden' yazılan bildirisiyle kuyruklarını paçaları arasına saklamak zorunda kalan Zana ve zağarlarının da akıllarını başlarına getirmiştir.
Financial Times Gazetesinde Vincent Boland; "Protesto gösterilerinin görüntüleri, 11 Eylül saldırıları ardından ABD'de yaşanan sahneleri anımsatıyor.Türk halkının en saygın kurum olarak gördüğü Ordu, olaya sert tepki gösterirken İnsan hakları Derneği ve Kürt liderlerin, olayın abartılmaması yönündeki çağrıları, milliyetçilik uğultusu arasında kaybolup gitti." diye yazıyor!...
V.Boland, gördüklerini yazıyor!. Ama yorumundaki iki hatasuı dikkatimi çekti:
Birincisi; 11 Eylül'de ABD Devlet başkanı Bush, korkusundan helikopteriyle havada sakalanarak yere inemezken, bizim Devlet Başkanımız, milletiyle aynı tepkiyi veriyordu ve ayakları yerdeydi...
İkincisi ise Boland, 'Kürt liderler' diye bir terim kullanmış. Türkiyede Kürt lider yoktur. Ancak 'sözde vatandaşlar' tanımlı, uzaktan kumandalı, satranç piyonu, bölücü hainler, kendi aralarında kendi kendilerini lider diye tanımlarlar!...
Geçtiğimiz Cuma günü Türkiye de 41 il ve 119 ilçede yaşlı-genç, kadın-erkek, çoluk-çocuk milyonlarca vatan evladı; kendi aralarında lidercilik oynayan bu hainlere, tokat gibi bir cevap vermiştir...
Türk mehmet Çavuş, cephade; Kürt mehmet Çavuş, nöbettedir..
Renkli bir mermerin farklı renkleri olan Türk-Kürt; el ele, gönül gönüle, omuz omuza 'sözde vatandaşlar'a hadlerini bildirmiştir...
" Ey şimdi süzgün rüzgarlarda dalgalanan
Barışın güvercini,savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim,
Senin altında doğdum
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim,şerefim,şiirim her şeyim
Yeryüzünde yer beğen
Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim.." diye yüzlerce yıldır seslendiğimizi;

" Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Sana selam vermeden uçan kuşun
Yuvasını bozacağım." diye yüzlerce yıldır Bayrağımıza verdiğimiz sözümüzü unutanların, umarımki tarihe bakmaya gerek kalmadan akılları, başlarına gelmiştir..
Aksi halde; "Allah'a, Kur'an'a, Bayrak'a and olsunki; akıllarını bir daha gelmemek üzere alırız.."
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam,sevgi,dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blospot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: