Pazar, Mart 06, 2005

VADİNİN KURTLARI...

Rauf Denktaş isimli Milli Kahramanın Türkiye de en çok izlenen dizilerin başında gelen Kurtlar Vadisi dizisinde rol almasının yankıları sürüyor...
Rauf Denktaş, bu akıllı girişimiyle kahramanlığı nasıl hak ettiğini de kanıtlamış oldu...
Karen Fogg çocuklarının Rauf Denktaş'ı yaygın basında yeterince anlatmaları, zaten eşyanın tabiatına ters! Adamlar; karen Fogg'dan aldıkları parayla, Rauf Denktaş'ı yok etmek için görevliler!.. Rauf Denktaş'ı ancak aleyhinde bir şeyler yazacak veya söyleyeceklerse gazetelerine taşırlar!...
Rauf Denktaş, basında kendine yer veren yürekli gazetelerle ancak yüzlerce kişiye hadi bilemedin binlere ulaşabiliyordu. Ama dizide milyonlarca insana, söyleyebileceği her şeyi kafalarına yazarcasına söyledi...Rauf Denktaş, o gün Türkiye de ve Avrupadaki Türkler arasında bir anda gönüllerin zirvesine oturmayı başardı...
Dava adamı, Milli kahraman Denktaş; milyonların gözünün içine bakarak Türk Mukavemet teşkilatının andını içerken, tüyleri diken diken olmayan hatta ağlamayan bir Türk Evladını düşünemiyorum...Denktaş; milyonların gözünün içine bakarak and içerken; M.Ali Talat'ı evlerinde ve konutlarında ağırlayarak taraflılıklarını belli eden Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün ,dahası taifelerinin yanlarında olmak, suratlarını izlemek isterdim...
Rauf Denktaş o gün Kurtlar vadisi dizisinde rol almadı, VADİNİN KURTLARI'nın görev başında olduğunu hatırlatarak seven yüreklere su serperken, uzaktan kumandalıların, siyasi topaçların ödlerini de kopardı...
Rauf Denktaş o gün, bütün emperyalistlere ve emperyalist işbirlikçilerine çok net ve çok kuvvetli bir mesaj verdi...O verilen mesajın ilgilenen herkesçe alındığından da adım kadar eminim...
Rauf Denktaş'ın o gün yaptığı atılımla Anadolu Türkünün hafızası da tazelendi. Anadolu Türkünün unutmaya başladığı Rahmetli Dr.Fazıl Küçük ve Türk Mukavemet Teşkilatı hafızalardaki yerini pekiştirirken içilen yemini, milyonlarca Türk'ün tekrarladığını da sanırım Denktaş biliyordur...
"AB'ye girebilmek için bazı yerlerdeki egemenlik haklarımızdan vaz geçebiliriz." diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı yerlerden kastının birinin Kıbrıs olduğunu da Anadolu Türkü o gün anladı...
M.Ali Talat'ın; "Kıbrıslı bağımsızlık değil, euro istiyor!" anlamlı sözleriyle, bağımsızlıkları için yeniden ölmeğe ve öldürmeğe hazır Türk Mukavemet Teşkilatının Mücahitleri'ni, aynı karede bile görmeğe artık benim tahammülüm yok!...
Emperyalistler, memleketimizi masa başlarına monte ettikleri uzaktan kumandalı adamlarıyla kontrole aldıklarını biliyorlar!..Bunu masa başlarına monte edilenler de Rauf Denktaş'ta biliyordu ama Anadolu insanı bilmiyordu!...
Bu bilmemezlik yüzünden de birilerinin; "Çözümsüzlük çözüm olamaz.." şeklindeki söylemlerine kanarak belki de Rauf Denktaş'a ve Kıbrıslı kardeşlerimize kızıyorlardı!...
Artık Anadolu Türk'ünün kimlere kızdığını ben de, millet te, Rauf Denktaş'ta ve kendilerine kızılanlar da biliyorlar!...
Umudumuz bu kesin ve etkili uyarıyı dikkate almalarıdır...
Yaygın basın ve Karen Fogg çocukları; Kıbrıs meselesini doğru olarak duyurmadıkları gibi, Kıbrıs meselesini Milli Mesele sayan siyasilerimizi de duyurmuyorlar!...
Elbette onlara verilen görev, milli meselelerdeki duyarlılıkları saklamak!...
Öyle olmasaydı MHP Genel Başkanı Dr.Devlet Bahçeli'nin;"Sayın Başbakanı buradan bir kez daha uyarıyorum. Bu yol ihanet yoludur.İhanet yolcularının mukadder akıbetinden kurtulamayacaksınız.." şeklindeki uyarısından daha sert bir uyarı, düşünülebilir mi? Ve bu sert uyarı, haber olmazsa ne haber olabilir? Ve bu uzaktan kumandalı basın, bunu duyurmazsa neyi duyurur?...
Yaygın basından bazıları da; durup durup rahmetli Alparslan Türkeş'le ilgili çok önemli bilgiler vereceklerini, günlerce reklam ettikten sonra; 15 yaşındaki çocukların bile bildiği eski söylem ve tavırları yeniden sergiliyorlar!
Elbette parasal yönden düşündüklerini yapıyorlar.Alparslan Türkeş adı geçince Ülkücüler, hiç almadıkları gazeteleri büyük bir iştiyakla alıyorlar ve onlarda tiraj meselelerini halletmiş oluyorlar!...
Ben artık bu işin altında da bir şeylerin, bazı planların olabileceğinden kuşkulanmaya başladım!...
Artık bütün ülkücüler biliyoruz ki Başbuğumuz Alparslan Türkeş, ömrünü tamamlayarak dünyasını değişti...Artık Başbuğumuzun kendisi hakkında yazılanlara, çizilenlere müdahele etme imkanı ve şansı yok!...
MHP'nin; bütün partilerin ve şer güçlerinin inadına yakaladığı yükseliş trendini, ancak böyle gereksiz yazı ve söylemlerle frenleme düşüncesinden şüphelenmeye başladım!...Yanılıyorsam bana haklarını helal etsinler... Bu çalışmaların sahipleri, çalışmalarında ve niyetlerinde samimi iseler; neden Kıbrıs'ı, Denktaş'ı, Denktaş ve Kıbrıs'a destek veren MHP Genel Başkanı'nı gündeme taşımazlar?!...
Kendilerini dünyanın merkezi sananları, onlar olmazsa kıyamet kopacağını söyleyen ve buna inananları, kendilerini rüyalarında MHP genel başkanı olarak görenleri - Alparslan Türkeş'ten bahsedeceğiz maskesiyle- gündeme taşıyacaklarına; MHP'ye katılımlardan neden bahsetmezler?!...
Çok yakın bir tarihte MHP'ye katılan deneyimli siyaset adamı, Eski Devlet bakanlarından Gürcan Dağdaş'ın söylediklerini neden gündeme taşımazlar?!!..
Gürcan Dağdaş'ın nasıl zorlanarak kendinden bahsetmek için kullandığı köşesiyle; ne akıla hizmetle yayınlandığını anlayamadığım o andığım yazıyı aynı sayfada neşretmenin matığını, biri bana söyleyebilir mi?...
Kimler ne yaparlarsa yapsınlar!...Kurtlar, artık meselelerine sahip çıkmakta ve vadilerinde arzı endam etmektedirler...
İhanet yolcularının mukadder akıbetlerini çabuklaştırmak için Anadolu Türkü'nün üzerine düşeni fazlasıyla yapacağından da kimsenin endişesi olmamalıdır...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: