Çarşamba, Mart 09, 2005

GELSİNLER BAKALIM!...

Erzurum'un çok hoşuma giden bir deyimi var; "Gelene yenge, gidene sağdıç olmak..."
Millet olarak son zamanlarda sanki bu durumdayız!...
Dünya Kadınlar Günü, 8 Mart olarak biliniyor. Art niyetli, bölücüler; 7 Mart'ta kanunsuz bir yürüyüş yaparak polisi tahrik edip kendilerini coplatıyorlar!..Basınımız uzaktan kumandalı olduğu için çarşaf çarşaf bu görüntüleri, AB'li ağabeylerine ulaştırıyor..
Hadi bunlara alıştık diyelim.
8 Mart günü ise; Türkiye'nin her yerinde Apo alçağının posterleriyle ve bebek katiline hürriyet diye bağırılarak Kadınlar Günü kutlanıyor!..
Eli kolu bağlanmış polisimiz ve bile bile elini kolunu bağlamış Hükümetimiz, bu bölücü mitingi izlemek zorunda kalıyor...
Artık aklımızı başımıza toplamanın zamanı geldi de geçiyor bile...
Biz millet olarak AB'yi istemiyoruz; zaten AB'de bizi istemiyor...Artık daha fazla kendimizi rencide ettirmenin anlamı yok!...
Elbette "Bu yol ihanet yoludur.İhanet yolcularının mukadder akıbetinden kaçamayacaksınız." ikazını duymazdan gelenlerden, milletin istediği tavrı beklemek abesle iştigal olacaktır...
Ama yine de inadına bir şeyler yapmamız gereğine inanıyorum...
İhanet yolcusu'nun Erzurum uzantıları; Hakikat gazetesi'ndeki tek mülkiyetim "Meydan" adlı köşemi kapattırdılar!...Bunu çok cesur olduğuna inandığım Necati çakır Ağabeyim'e yaptırdılar!
Böyle davranmakal sadece yüksek sesle düşünen benim nara atmama sebep oldular...
Ne Mustafa Ilıcalı ne de onun Genel başkanının beni susturmaya güçleri yetmez...
Başkasının şiirini okudum diyerek yaptığı bölücü söylemleri yüzünden, üç ay dinlenme kampı gibi bir cezaevinde ve Erbakan Hoca'nın müşfik bakımıyla kaldıktan sonra ezilmiş rolüne yatanlar; bizim yıllarca hücreleri hürriyet meydanlarına çevirdiğimizi her halde bilmiyorlar...
Bizim hürriyetimizi her yerde hele hele hücrelerde sınırsız kullandığımızı, bilmedikleri gibi anlatsakta anlayamazlar...
Ilıcalı ve o kafadakiler bilmelilerki Meydan'ımı kapatarak benim sesimi kesemediler...Aksine 300-500 kişiye ulaşabilen beni, binlerce kişiyle buluşarak daha çok ses duyurmaya mecbur ettiler!...
Vallahi sağ olsunlar! Billahi sağ olsunlar!...
Allah(c.c.)'ın şaşırttığı insan düğünde yellenirmiş!...
Bunlar beni susturayım derken benim önümü açtılar...
Şimdi beni susturmak için yapabilecekleri tek yol var, ya beni dinleyerek yanlışlarından vaz geçecekler ya da beni mahkemeye vererek adaletin önünde benimle hesaplaşacaklar...
Ben Mustafa Ilıcalı'yı da onun Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğanı da kamu vicdanına yani millete şikayete devam edeceğim...
Hainin, bölücünün önünü açacaklar!
Polisimin,askerimin elini kolunu bağlayacaklar!
AB'ye girebilmek için bazı yerlerdeki egemenlik haklarımızdan vaz geçmeye çalışacaklar!
Kahramanlarımıza karşı linç uygulayacaklar!
Bizler de bunların davet ettiklerini görmeyeceğiz öylemi?!...
Gelsinler bakalım!
Buyursunlar bakalım!..
Nasılsa geldikleri gibi gitmeye alıştırdık biz onları...
Davet edilenler, geldikleri gibi giderken bu "ihanet yolcuları" ne yapacaklar?
Çok merak ediyorum...
Ne yapacaklarını göreceğimiz günlerin de çok yakın olduğunu hissediyorum...
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam,sevgi,dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: