Çarşamba, Mart 23, 2005

MİLLİ DURUŞ...

Genel Kurmay Başkanlığı; hainlere tokat gibi cevabı verince siyasiler, beyanat yarışına girdiler...
Bu da bir şeydir!
Elbette Bayrak sahipsiz değildir!
Elbette rengini şühedanın kanından alan Al Bayrağımızı korumak için milyonlarca kan, hiç göz kırpmadan dökülebilir...
Erzurum'un Bayrağımıza sahiplenmesiyle başlayan infial, devam ediyor...Coşmama, memnun olmama rağmen içimde bir de korku var!...
Mersindeki olaylara, her kesin dikkatini çekmek isterim.
Mersin; son yirmi yıldır en fazla göç alan illerimizden birisi. Bölücü hainlerin pilot bölgelerinden de birisi aynı zamanda...
Dağdan inen, itirafçılık yasasından yararlanan, pişmanlık yasasından yararlanan, affedilen ve yasaların gözünden kaçmayı başaran bir çok bölücünün, kümeleştiği bir kentimiz...
Bayrağımız'a hakarette bu kentimizde yapıldı!...
Erzurum'dan sonra Mersin'de de Ülkü Ocakları'nın önderliğinde Bayrağa Sahip Çıkma mitingi düzenlendi...
Buraya kadar her şey normal gibi görülebilir...
Mersin'de ki miting; bana yıllar öncesinin Kahraman Maraş ve Çorum olaylarını hatırlattı...
Sakın ne alakası var demeyesiniz!...
Yıllar öncesi; "Din elden gidiyor!" diye Cuma günleri milletin arasına katılan provakatörler, bu gün de Bayrağımıza yapılan hakareti bahane ederek milletin arasında...
Önce bu işlere alet edilerek kurban olarak seçilen Kürt kardeşlerimize seslenmek istiyorum:
Türkiye'de siyaseten milliyetçilik, Rahmetli Alparslan Türkeş'in özel gayretleriyle MHP'nin değiştirilemez bir özelliği olmuştur.
Ama sizler Rahmetli Alparslan Türkeş'in; "Onlar ne kadar Kürtse ben de o kadar Kürt'üm, ben ne kadar Türk'sem onlar da o kadar Türk'tür.."şeklindeki yüzyılın sözünü atlayarak, görmezden-duymazdan gelerek kendinizi dışlanmış hissederek bölücülere alet olursanız, inanın sizlere yazık olur!...
Size yazık olurken bizlere de yazık olur!...
İçinizden hiç kimse; Nevruz'da veya herhangi bir sivil insiyatif toplantısında Apo alçağının posterlerini açan veya açtıranlara " Kardeşim bu memlekette, içinde bebekler ve kadınlar da olmak kaydıyla 30.000 Kürt'ü öldüren bu alçak değil midir?" sorusunu sormayacak mıdır?
Alet olmaktan, oyuncak olmaktan, malzeme edilmekten nezaman vaz geçeceksiniz?
Avrupa'dan gelerek aynı dinden olmamasına, sizin dilinizi asla bilmemesine rağmen bir hristiyanın "Biji appo!" diye bağırmasından neden hiç huylanmazsınız?
Bin yıldır beraber yaşadığımız bu coğrafyada, rengini beraber akıttığımız kanlarımızdan almış Bayrağımız'a yapılan saygısızlığa her kesten önce neden siz müdahele etmezsiniz?
Mukaddeslerine yapılan saygısızlıkta Türk Milleti'nin ne kadar hassas olduğunu bimenize rağmen, provakatörleri neden aranızdan atmazsınız?
Avrupalının yeni bir soy kırım söylemine zemin hazırladığı(!)nın farkında değil misiniz?
Böyle devam ederse yarın çıkması muhtemel bir Türk-Kürt çatısmasında -Allah korusun- ne hale düşeceğinizi düşünemiyor musunuz?
Avrupadan gelerek sizlerle bölücü sloganlar atan Avrupa Parlementosu mensuplarının, sizi Avrupadan izleyerek aptallığınıza güleceklerini, anlamıyor musunuz?
Bin yıldır beraber yaşadığınız Türk Milleti'nin; Bayrağından, vatanından,Devletinden taviz veremeyeceğini hala anlayamadınız mı?
İzmir'den kovduğumuz, denize döktüğümüz Yunanlının bayrağını yerden kaldırtarak katlayıp yüksek bir yere koydurtan Muhteşem Türk Atatürk'ün bu davranışıyla, Bayrağa verdiğimiz kutsiyeti hala anlayamadınız mı?
Daha dün Kıbrıs'ta Bayrak direğine tırmanan rumun akıbetini hiç mi hatırlamazsınız?
Biz bu coğrafyayı bin yıldan fazladır beraber vatanlaştırdık.
Bayrağımızın rengini, beraber akıttığımız kanlarımızla verdik.
Bayrağı yerde sürükleme edepsizliğini gösteren cahilin, en yakın Çanakkalede kan akıtan dedelerinizin ruhunu incittiğini, bilmiyor musunuz?
Avrupadan gelerek sizlerle Nevruz kutlayan(!), sizlerle bağımsızlık sloganları atan(!) ajanların; sizlerin sonunuzu hazırladığını, ne zaman anlayacaksınız?..
Muhteşem Türk Atatürk'ün; "Türkiye Cumhuriyetini kuran vatandaşların tamamı Türk'tür. Ne mutlu Türk'üm diyene.." tarifinin ihtişamının farkında olabimeniz için daha ne yapabiliriz?,,
Biz Türkler olarak Kürt'leri asla kendimizden yabancı görmüyoruz...
Biz Anadoluya mozaik te demiyoruz. Çünkü mozaikin, farklı materyallerin bir başka farklı yapıştırcıyla tutturularak yapıldığı suni bir oluşum olduğunu biliyoruz. Bizler ancak renkli bir mermerin, farklı rekleri kadar birbirimizden farklı olabiliriz...
Bayrağımıza, vatanımıza, bölünmez bütünlüğümüze kastetmeye uğraşanları, Türk'ün muhteşem öfkesi beklemektedir...
Bu gerçeği, bütün dünyaya hatırlatmak bir insanlık görevidir...
Kızımızın gelinliği, şehidimizin son örtüsü, mavi göklerin kızıl süsü, Al Bayrağımızı; yedi düvele karşı nasıl korumuşsak, üç-beş baldırı çıplak bölücüden de koruyacağımızı bilmeniz gerek...
Şimdi iş; Kürt aydınlarımıza, Kürt iş adamlarımıza, Kürt teknotratlarmıza düşektedir...Ya bir an önce ortaya çıkarak "Aklımızı başımıza toplayalım, bu vatan, bu Bayrak hepimizin.." diyerek bölücülerin cevabını verecekler; ya da yakında kopması planlanan fırtınadan nasiplerine düşene katlanacaklar!...
Ve bu fırtına, metal fırtınaya asla benzemez!...
Bu fırtına Türk'ün muhteşem öfkesinin koparacağı fırtınadır ki tufanlarla benzeşir...
"Kürşadın narasıyla indik Tanrıdağından
Ruhumuzu kandırdık Orhun'un kaynağından
Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur
Türk'e kefen biçenin ölümü korkunç olur..."
TEVEKKELTÜ TAALALLAH...
Selam,sevgi,dua..
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: