Cumartesi, Haziran 17, 2006

HAYDİ KALEMLER SAVAŞINA!...

İşte basınımız!...
Yıllarca onlar kendilerine "Ulusal" dedi, biz ısrarla "Yaygın Basın" dedik...
Yıllarca bizim "Yerel Yürekler" olarak bu karşı koyuşumuzu kabul edenler oldu, karşı çıkanlar oldu ama, sonunda "Yaygın Basın" isimlendirmemizi hafızalara kaydettik...
Şimdi basınımızın; "Yaygın" mı, yoksa "Ulusal" mı olduğunu yargılayarak mantık süzgecimizden süzerek tesbit şansını yakaladık!...
Sadece "Hayal etmeleri istenenler"ce, bir cennet olarak sunulan ve "Yaygın Basın"da çarşaf çarşaf reklamı yapılan ve yaklaşık 50 yıldır kapısında "Gönüllü Kapıcılık" yaptığımız AB ile, müzakerelerimizin, kesilme riski doğdu!...
Keşke kesilse!...
Keşke, -ilk kez de olsa AB'ye karşı kükreyen- Başbakanımız bu tavrında ısrarcı olsa.
Bu işin bir başka tarafı, biz AB ile müzakerelerin kesilmesi gibi hayati(!) bir konuda basınımızın tavrını, hatırlatmak istedik...
Aylardır, hatta yıllardır "Yaygın Basın" dan hiç bir gazeteye para vererek almıyorum!...
İnternet sitelerinden ve TV'lerden manşetlerini izliyor, okuyorum...
Yine öyle yaptım!...
TV ve internetten manşetleri izledim...
Hayati bir mesele(!)miz, nerdeyse sekteye uğrayacak!... AB ile müzakereler, Kıbrıs yüzünden nerdeyse kesilecek!...
"Çözümsüzlüğün Çözüm olamayacağı" tezi de bu arada çöpe atılacak tabi!...
Tam keyiflenmeye, tam "Allah'ım şükürler olsun!" demeye niyetlendim ki, bir başka "Yaygın Basın" organının manşetini gördüm.
"Diyanet İşleri Başkanlığı, uydurma ve kadınlara hakaret eden hadisleri, ayıklayacakmış!..."
Haydaaaa!...
50 yıldır "Kapıcılık" yaptığımız, "Hayal edin ve ettirin!" talimatıyla yıllarca milletimize cennet diye yutturulmaya çalışılan AB ile müzakerelerimiz kesilecek ve yeniden cehenneme tabi kalacağız gibi hayati bir konu varken ve Başbakanımız, ilk kez çok haklı bir tutum sergileyerek AB'ye restini çekmişken, aynı "Yaygın Basın"dan -kendilerine göre- çok yüksek tirajlı bazıları, "Uydurma hadis"ler gibi bir başka hayati konumuzu gündeme taşıyorlar!...
Bunlara; yıllarca Cengiz ÖZAKINCI "Dolma Kalemler" dedi, biz de çok tutarak ısrarla kullandık, ayrıca bunlara yıllarca; "Rüzgar Gülleri" dedik, ipi başkalarının elinde olan "Topaçlar" dedik, "Yaygın Basının Kiralık Kalemleri" dedik durduk!...
Onlar, bizi duymalarına rağmen duymazdan geldiler!...
Çünkü onların işi; bizi değil, kendilerine mevsime göre mürekkep dolduran, istediği renkte yazmasını isteyen senaristin isteklerini, duymaktı!...
Şimdi de yıllarca bize hayati bir mesele diye yutturulmaya çalışılan AB ile Müzakerelerin kesilme tehlikesini unutturmak görevi verildi herhalde!...
Yerel Yürekler!
Yerel ve Milli Aslanlar!
Asıl Ulusal yani Milli Basın olan Yerel gazete ve yerel gazeteciler; haydi iş başına!...
Bu "Dolma Kalemler"in gerçek yüzlerini millete anlatma şansını yakaladık!...
Kim, hangi "Dolma Kalem"in, AB müzakereleri ile ilgili "Cennet" tarifini hatırlıyorsa ve arşivlemişse lütfen hemen hafızaların incelemesine sunsun...
Bu "Dolma Kalemler"i ancak biz Yerel Yürekler sustururuz!...
AB amcalarının, ABD dayılarının baskılarıyla çıkarılmış yasaların, bunlara vereceği para cezasını da kendileri ödemedikleri için bunlar, ceza ile susturulamazlar!...
Bunları; ancak biz Yerel Yürekler, Milletimize gerçek kimlikleriyle takdim ederek yazdıkları kiralık hipodromlarının yani gazete müsveddelerinin satışını engellemekle sustururuz...
Benim naçizane tavsiyem; önce bizler, yani Yerel Yürekler, yani Yerel Köşe yazarları ve gazeteciler olarak "Yaygın Basın" ürünlerini protesto ederek almayalım. "Onlardan nasıl haberdar olacağız?" sorusuna, gerek bile yok. Çünkü ben internetten istediğim gibi hepsini takip edebiliyorum...
Sonra herkes, köşesinde ve sohbetlerinde bu "Dolma Kalemler"in, "Dolma Kalem"liklerini anlatsın...
Bunların aldıkları korkunç transfer ücretlerini, milletimize hatırlatarak anlatalım...
ne "Şeyh-ül Muharririn" ler varmış hatırlatalım...
Bunların ne mürekkeplerini ne de işlerini elbette engelleyemeyiz ama talimatla yazdıklarıyla Milletimizi uyutmalarını, gücümüzün yettiğince engelleriz ya!...
Aksini de yapabiliriz!...
Mesela; gündemimiz ve hayatilik taşıyan meselemizin AB Müzakereleri mi yoksa "Uydurma Hadisler" mi olduğuna karar vermek üzere bir kampanya da başlatabiliriz!...
Haydi Yerel Yürekler,
Haydi Yerel ve Milli Basın, iş başına!...
Dolma Kalemlerimiz, sanki bu günlerde mürekkepsiz kalacaklar gibi!...
Hadi Allah aşkına, bunlara yeni bir renkli mürekkep doldurulmadan, renksizliklerini ve "Dolma Kalem"liklerini ispat şansımız doğdu...
Bunları susturmayı başarırsak, "Söylemeyip söylenen" milletimiz adına bizim söylediklerimiz kıymet kazanacaktır!...
Bu şansı da ancak elli yılda bir yakalamaktayız!...
Hadi rast gele!...
Hadi yerel Yürekler iş başına...
Haydi kalemler savaşına!...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: