Perşembe, Haziran 08, 2006

KİM NE KADAR ÜLKÜCÜ ?...

Hep beraber önce sorup sonra da cevaplayalım Allah aşkına:
Acaba; Devlet Bahçeli'yi, Genel Başkan kabul edenler mi çok Ülkücü, yoksa Devlet Bahçeli'yi Genel Başkan kabul etmeyenler mi?
Acaba; Millet vekilliği, makam,ihale veya herhangi bir kişisel çıkar için Genel merkez ve genel başkancılara karşı yalakalaşanlar mı çok Ülkücü, yoksa hiç bir çıkar gözetmeden sadece Allah rızası ve çıktığı seferi yarım bırakmamak için kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyenler mi?
Acaba; davaları uğruna yıllarını cezaevlerinde geçirmek zorunda kalan, bu yüzden de hayatları yarım kalanlar mı çok ülkücü, yoksa hayatları boyunca karakola düşmeyenler mi?
Acaba; çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini Dva uğruna şehit verenler mi çok ülkücü, yoksa onlara kulaklarımız duya duya aptal diyenler mi?
Acaba; hayatlarında ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmamış olmalarına rağmen duyduklarını kendileri yaşamış gibi anlatanlar mı çok ülkücü, yoksa hayatları boyunca çektiklerini asla anlatmayanlar mı?
Acaba; çok kaçan mı çok ülkücü, çok kovalayan mı?
Acaba; dününü inkar edenler mi çok ülkücü, yoksa bugünlerinin bile farkında olmayanlar mı?
Acaba; canlarından, imanlarından, idealistliklerinden başka sermayeleri olmayan gerçekten duyarlı fakir zenginler mi çok ülkücü, yoksa kiralık katil tutabilecek kadar paralı olan karakter fukaraları mı?
Acaba; çok kolay unutanlar mı çok ülkücü, yoksa unutulduklarını bile bile unutanları umursamadıkları için asla unutmamaya yemin edenler mi?
Acaba; armudun sapına, elmanın çöpüne bakmadan hayatlarını MHP propogandistliğine hasretmiş ve bu yüzden aptal tarifi almışlar mı çok ülkücü, yoksa bedava propogandistlerce propogandaları yapılarak seçilen, seçildikten sonra bakanlık alan, bakanlık bitince yeni görev verilmediği için genel başkan'a küsen ve kendini keramet ehli zanneden salaklar mı?
Acaba; kapıdan kovulsa bacadan girmecesine genel Merkezlerin yüz metre yakınına uğramadan, işini gücünü her gün hiç değilse bir kişiyi daha MHP'li etmeye çalışan Devler mi çok ülkücü, yoksa genel merkezlere gelenlerden koltuğumu kaptırırım diye korkan ülkücülükten geçinen cüceler mi?
Acaba; Ülkücülük kisbesinin sağladığı kolaylıklarla gittiği her yerde itibar gören ve kapı kapı dolaşanlar mı çok ülkücü, yoksa hayatları boyunca bir milim sapkınlık göstermemiş ve hiç kimseden hiç bir şey istememiş, sadece teşkilatlarının emrini beklemiş, çağrılmasa da lazım olduğunda Teşkilatlarına koşanlar mı?
Acaba; "Asla kaybeden tarafta olmam" diyen kurnazlar mı çok ülkücü, yoksa davaya hareket getirebilmek, heyecanı diri tutabilmek için kendini ateş çemberlerine atanlar mı?
Çocuklar mı çok ülkücü, büyükler mi?
Eskiler mi çok ülkücü, yeniler mi?
Uzun boylular mı, kısa boylular mı?
Mektepliler mi, alaylılar mı?...
Şişmanlar mı, zayırlar mı?
Eviler mi, bekarlar mı?!...
Heyyyyyy! Heeeyyy! Heyyyy!...
Allah rızası için akıllı olun!...
Ülkücü eskimez! Ülkücü eskitmez!...
Ülkücü, şikayetlenmez!.
Ama ülkücünün hakkı da gasp edilmez!...
Birileri iş sahibi olabilmek, para kotarabilmek, bir yerlerden birşeyler aşırabilmek için Ülkücü geçinirlerken; çoluk çocuğunun rızkı olarak alın teriyle kazandığının büyük bir kısmını kimseye sormadan, kimseye töhmet yüklemeden davası uğruna ikramla şereflendirenler var...
Acaba;kurnazlıkla, lümpenlikle, adam pazarlamayla, bir kemiğin peşinden satlerce yol gidenler mi çok ülkücü, yoksa küçük görülen, horlanan kahvesinden kazandığı helal emeğini günde en az 30 kişiye gönül tadıyla ikram eden mi?
Acaba; hayatı sadece yalakaca dinlemekle geçmiş yalamalar mı çok ülkücü, yoksa hayatını anlatmakla geçirmiş fikir devleri mi?
Acaba; karanlıkta kendi evlerinin bahçesine çıkmaktan korkan kahramanlar(!) mı çok ülkücü, yoksa dağları-ovaları sadece hamaset uğruna, sadece davaya heyecan getirmesi uğruna Malazgirt Zaferi'nin 900. Yıl Dönümünde Erzurum'dan Malazgirt' kadar yaya yürüyen korkaklar(!) mı?...
Acaba; Davaya bir kişi bile kazandıramamışken, sülalesinde kendinden başka MHP'li olmayan bir CHP'li ailenin çocuğu mu çok ülkücü, yoksa sülalesinde MHP'liden başka hiç kimse olmayan sessiz Ülkü Devleri mi?...
Acaba; Türkeşçiliğini de en az ülkücülüğü kadar önemseyenler mi çok ülkücü, yoksa ölümüyle Başbuğ düşmanlığına soyunan acizler mi?
Yapmayın Allah aşkına!...
Edepli olmayandan, adaplı olmayandan, kural kaide tanımayandan, saygısızdan ne ülkücü ne de adam olmaz!...
Herkes bir daha, Allah rızası için kendine sorsun: "Ben davaya kaç kişi kazandırdım? Ben MHP'ye kendimden başka kaç kişiye oy verdirdim?" ve bilsin ki herkes, kendine vereceği cevap kadar yani davaya kattığı insan sayısı kadar ülkücüdür!...
Her gün onar onar, beşer beşer Ülkücüleri Teşkilatlarından uzaklaştıranlardan ülkücü- mülkücü olmaz!...
Bunlar vefasızdırlar, vefasızın imanı olamayacağına göre de imansızdırlar!...
Hakkını helal etsin Ozan Arif'e de çok saldırmıştım!...
Ozan'a ve arkadaşlarına neden teşkilatlara yakın durmuyorsunuz diye çok sitemler etmiştim ama benim yaşım müsaitti, ben onlarla o kuşakla birşeyler paylaşmıştım hamdolsun. Bu yüzden benim onlara, onların da bana herşey söylemeye -ama edep ölçülerinde- hakları vardı!...
Lütfen yüzme bilmeyenler, can kurtaranlığa soyunmasınlar!...
Bu yüzme bilmeyenler yüzünden kazazede de, kurtarmak için yüzme bilmeden suya atlayan cankurtaramazlar da boğulacaklar!...
Bilinir ki;
Genel Başkanı hiç bir kongrede desteklemeyenlerdenim!...Bunu hiç saklamadım.
Yarın kongre olduğunda yine desteklemeyeceğim...
Şimdiye kadar, ülküdaşlarımdan oluşan delegelerin oylarıyla seçildiğini kabul ederek Genel başkanı, Genel Başkanım olarak kabul etmiştim!...
Bizzatihi yüzüme söylediği; "Bu nasıl iştir? 25 yıldır herkes bu dava'dan alacaklı, bir borçluya rastlamadım." sözlerine çok incinmiş olmama, bu tarife asla uymayan sayısız ülküdaşım olmasına, benim bu tarifi asla hak etmediğim bilinmesine ve hiç birimize de MHP'de yer verilmemiş olmasına rağmen, kongreye kadar hala Genel Başkanım'dır!...
Ama kongrede saf tutacağım, safımı belli edeceğim ve mevcut Genel Başkanın kaybetmesi için meşru yollardan herşeyi yapacağım. Kongre sonrasında mevcut "genel başkan" kazansa da asla teşkilatlarımdan uzak kalmayacağımı şimdiden açıklıyorum...
Yeter artık! Yetsin artık! Yetti artık!...
Allah'tan korkmuyorsanız, kuldan utanın!...
"Dinimize söven bari Müslüman olsa." kapı kapı dolaşıp yeniden gelenlere de, hemen şimdi MHP'ye katılanlara da, hayatını MHP'ye hasretmiş Ülküdaşlarıma da saygılı ve sevgiliyim...
Gencin sermayesi edebidir, saygısıdır.
Devlet bahçeli'nin yanında bir aksakal yok mudur, bir ozan yok mudur Ozan Arif'e kendi üslubuyla cevap versin!...
Gençler büyüklerine saldırırsa, orada düzen mi kalır?
"Keser döner sap döner, gün olur hesap döner."
Görelim mevlam neyler
Neylerse güzel eyler....
TEVEKKELTÜ A'LALLAH
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@gmail.com
tokkali_53@yahoo.com

Hiç yorum yok: