Cumartesi, Kasım 26, 2005

NE MOZAİĞİ ULAN !...

Bütün Türk Milleti'nin olduğu kadar benim de canımı çok sıkan, mozaik muhabbetine ben de katılmak istiyorum...
Kendilerine olmadık maskeler takarak, bir mozaik ve mozaikçiliktir tutturmuş olanlara, ben de seslenmek istiyorum...
Önce mozaiğin ne olduğuna bakalım.
Mozaikin; Türk Dil Kurumunca yayınlanan sözlükten karşılığını, aynen alıyorum:
"mozaik,-ği is. Fr. mosaique;
1. Türlü renklerde, küçük küp biçiminde mermer, taş veya pişmiş toprak parçalarının yanyana getirilmesiyle yapılan resim ve bezeme işi.
2. Bu iş için kullanılan mermer parçaları.
3. ince kum, çimento ve küçük mermer parçalarından oluşan karışımla döşeme sıvası."
Sözlük anlamını bildikten sonra; hala çimento veya bir başka yapıştırıcı desteğiyle birbirine tutturlmuş yapay bir maddeden Türkiye tarifi çıkaranlara; "Ne mozaiği ulaaaaan!..." diye ben de haykırırım...
Türkiye'yi "Çiçek bahçesi" ne benzeten tanıma da çok fazla katılmam...
Her hazan solan ve ilkbaharlarda yeniden ekilmezse zor oluşan, bahçe tarifi de Türkiye tarifi olmamalı...
Türkiye ve Türk Milleti; ancak rekli bir mermer olarak tarif edilmelidir diye düşünürüm...
Hatta bu tarife şapka çıkarırım...
Çocukluktan beri beraber büyüdüğüm, beraber yaşlanma yolculuğuna devam ettiğim ve hayatımız boyunca siyaseten bizden bir santimetre ayrılmamış olan Yılmaz Bekiroğlu Kardeşim'in kulaklarını, bir daha sitayişle çınlatırım...
Bu "Renkli mermer" tarifini, ilk kez ondan duydum...
Ve duyduğumda aklım uçtu...
Bir tarif; bu kadar net ve bu kadar sağlam yapılabilirdi..
Ve bu tarifin sahibi Dostum, Arkadaşım, Ülküdaşım Yılmaz bekiroğlu; Kürt asıllı bir Türk oğlu Türktür...
Aile olarak kendilerini Türk hisseden ve ailece Türk gibi yaşayanlardandır...
Kıbrıs Çıkartmasının ilk şehitlerinden birisi de Yılmaz Bekiroğlu'nun asteğmen Abisidir...
Mozaik kelimesine ve mozaik tarifine Türkiye'de en fazla bozulan ve kızanların başında da Kürt asıllı Türk oğlu Türk Yılmaz gelir!...
Bu memleketin, bu Devletin alt kimlik-üst kimlik gibi uyduruk; "Kürt Sorunu" gibi iftira boyutlu mes'elesi yoktur!...
Asla olmamıştır, asla olmayacaktır!...
Bu memleketin PKK ve şövenist kürtçü meselesi vardır!...
Bu meseleyi doğru teşhis edip, tedaviye de doğru olarak başlamak gerekir...
Türkiye'de birilerinin -ki o birileri de, devlete ihanet ederler- gönlü hoş olsun diye; Türkiye'de bu coğrafyada gözleri yüzyıllardır olan Avrupa(lı) Birliği istiyor diye; alt kimlik-üst kimlik gibi yeni seneryolar yaratmanın, birliğimize zararı olur!...
Son günlere damgasını vuran, İbrahim Tatlıses'in; "Ben Türk oğlu Türk'üm." narası, kimselere bir şey söylemiyor mu?...
Bir insanın ne olduğunu, kendisini ne hissettiğini elbette en iyi kendisi bilir...
"Ben Türk oğlu Türk'üm." diye nara atan bir vatandaşımıza; alt-üst kimlik gibi yakıştırma sıfatlar takamazsınız!...
Vaz geçin bu yanlıştan!...
Bu memleketin başına bela olan kürtçülerle,PKK'lılarla; Kürt asıllı Türk oğlu Türkleri bir tarif ederek, onlara hakaret etmeyin!...
Bu Devlet, Türk Devletidir...
Bu vatan, Türk vatanıdır...
Dalgalanan bayrak,Türk bayrağıdır...
Ve bu Devleti kurarak vatandaşlık bağlarıyla bağlı olan her kes te Türk'tür!...
Bu işin lamı-cimi yoktur!...
Başka söylemlerle milletin aklını çelmeye çalışanların, samimiyetlerinin yargılandığının bilinmesinde fayda vardır...
Devletin bekası için; vatanın bölünmezliğini devam ettirmek için tek bedel olan canımızı vermeye devam edeceğiz...
Bu vatanı böldürtmeyeceğiz!...
Semalardan Albayrağımızı indirtmeyeceğiz!...
"Amentümüz bir" (!) uydurması ve teslimiyetçiliğine rağmen Ezan-ı Muhammedi'yi susturtmayacağız!...
Avrupa(lı) Birliği istiyor diye ne mozaik, ne aşure, ne de bilmem ne tarifi almayacağız!...
Tarihe ve akıp giden zamana kafa tutarcasına binlerce yıldır, binbir badireye dayanmış "Renkli Mermer" görüntümüzle, tarihe akranlığa devam edeceğiz...
Mermerin renklerini ayrıştırmak ne kadar mümkünse; Türk-Kürt kardeşliğini bozmak ta o kadar mümkündür...
Biz; Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk Milleti olarak; mermer gibi, kaya gibi zamana kafa tutarak var olmaya devam edeceğiz...
"NE MOZAİĞİ ULAN !..."
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN

Hiç yorum yok: