Çarşamba, Kasım 23, 2005

SELAM VE TEŞEKKÜR !...

Selam olsun...
Kimler, ne diyecekler bilemiyorum!...
Pek merak ettiğim de söylenemez ya!...
Ama Sevgili Alişan SATILMIŞ Dostum'un; bu satırları okurken takınacağı ve kendine çok yakışan muhteşem tevazusunu, görür gibiyim...
Teşekkür etmezsem ölürüm!...
Teşekkürüm kabul görmezse, çok üzülürüm!...
Yaklaşık çeyrek asırdır; kalemimle, dilimle, yaşantım ve halimle inandıklarımı yaşamaya ve yaşadıklarımı, inandıklarımı paylaşmaya çalışırım...
Çok usta pazarlamacıların; bize yabancı pazarlarda pazarladıkları "Dolma Kalem"lerin nasıl büyük -ama yabancı- paralar ettiğini de izleyenlerdenim...
Onlarca yıldır bu "Dolma kalem"ler, alınıp satılırken pazarları ve kendileriyle beraber -yeterince duyarlı olamayan- kitleleri de çiziktirip durdular!...
Aziz Nesin'in tarifini ispata çalıştılar sanki yıllarca!...
Kendi kendilerine "Ulusal basın" adını koyan ama asla ulusal olmayan bu gayr-ı milli basına; yerel basın'dan kafa tutarak ve adlarına inatla "Yaygın basın" diyerek, çırpınıp durdum...
Milletimi incitenleri, incitebilmek için elimden geleni yaptım...
"Dolma kalemler" gibi sahteliğin yeni adını, ilm-i siyaset olarak değiştirmeye asla tenezzül etmedim!...
Tavrımı ve tarzımı saklayarak karakterime hiç işkence etmedim!...
Milletimi rahatsız ve rencide eden her uygulamaya hatta yasaya -kendimi ihbar etme pahasına- kafa tuttum!...
Yaygın Basın'ın dolma kalemlerinin taşradaki yedek mürekkepleri saye(!) sinde, epeyce yazım; başı-gözü kırılarak ve tırpanlanarak yaygın basınca iktibas edildi!...
İncindim ama belli etmedim!...
"Istırap çek( tim ) inleme (dim), ses çıkarmadan aşın (madım) "...
Kelimenin tam anlamıyla, yıllarca kendim çaldım, kendim oynadım!...
Taaaaa ki; " Ağzımla isteyip neremle yiyeyim? " Atalar düsturunu, bozuncaya kadar!...
Yaygın basın içinde tek Milli Basın olan Ortadoğu'da Ülküdaşlarım'la buluşabilmek için, Teşkilatlarım'ın yetkilileri'nden destek istedim!...
Ben fakıre destek olmayanlara, destek olamayanlara -bırakın küsmeyi-, gönül bile koymadım.
Eski Ülkü Ocakları genel Başkanım, varlığıyla müftehir olduğum Alişan SATILMIŞ Dostum'un desteği ile -Hamdolsun- iki gündür sizlerleyim...
Teşekkürler ediyorum Başkanım...
Aynı komşu sütunlarda, sizlerle birlikte olmak; aynı safta, aynı cepheye, aynı hasımlara karşı "Meydan" açmak, çok güzel...
Güzelden de öte, HARİKA !...
"Alt kimlik-üst kimlik" gibi çok tehlikeli, bölücü kavramların Yetkili Ağızlar'ca pazarlanmaya çalışıldığı günümüzde; " Bütün Türkler bir ordu, katılmayan kaçaktır." inancıyla, hayatım boyunca hiç çıkmadığım safımda yer almakla, çok gururlu, çok kıvançlıyım...
Saf'taki yerimin belirlenmesinde sebeplik eden Alişan SATILMIŞ ve Ortadoğu Gazetesi Yönetimi'ne teşekkürler ederim...
Ülküdaşlarımla direkt olarak buluştuğum bu günlerin Sahibi'ne de hamd ederim...
Milliyetçi Hareket'in ve Ülkücü hareket'in yıllardır esnemesiz tek adresi ve sesi olan Ortadoğu Gazetesi'nde Ülküdaşlarımla buluşmayı nasip eden Allah(c.c.)'ıma şükürler ve vesile olan Ülküdaşım Alişan SATILMIŞ'a teşekkürler...
Hiç bir yerde, hiç bir yazımı; böylesi iştiyak, böylesi heyecan, böylesi merakla beklemedim!...
Bu teşekkürlerime, Alişan SATILMIŞ Başkanım'ın; Ülkücü vakar ve edebiyle müdahil olacağını biliyorum!...
Gazeteden diğer sorumlu Ülküdaşlarım'dan; -bir kereye mahsus- bu müdaheleyi, görmezden gelmelerini rica ediyorum...
Çünkü Alişan SATILMIŞ Başkanım; Ülküdaşlarıma omuz verebilmem için aranıza katılmama vesile oldu...
Allah(c.c.) O'ndan ve sizlerden razı olsun...
Teşekkürlerime devam etmek istiyorum:
Yıllarca "Meydan"ımın devamına, sesimin duyulmasına ve "Fincancı katırlarını Ürkütmeme" fırsat veren Erzurum "Hakikat Gazetesi"ne; fincancı katırları ürkünce sesimin kesilmesine fırsat vermeyen _yine Erzurum'dan- "Doğudan Doğan Güneş Gazetesi" ne, teşekkürler ederim...
Yıllarca aralıksız olarak benim Ülküdaşlarımla buluşmamı sağlayan Ülkü Ocakları Dergisi'ne ve Ülkü Ocakları Yönetimleri'ne teşekkürler ederim...
*Bütün şer odaklarına rağmen,
*Cumhuriyetimiz'den de önce şuur altımızı işgal için başaltılmış, yüzlerce yıllık gizli haçlı seferlerine rağmen;
*"Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet " içinde olan etkililere, yetkililere rağmen;
*Ülkücü olduğumuz için, yıllarca öldürülmemize rağmen;
Ülkücü kalmak için direnen cüz'i irademi, bana lutfeden Rabb'im'e de şükrederim, teşekkürler ederim...
Yokluklarda, ezalarda, cezalarda, firarlarda, kendimle kavgalarımda beni asla yalnız bırakmayan Ülküdaşlarım'a teşekkürler ederim...
Dün ölüm yıldönümünü idrak ettiğimiz Şühedamız'dan ÖNKUZU'yu bir daha rahmet ve minnetle yad ederken;
Ülküdaşlarına; hayatları pahasına yere düşürmedikleri Üç Hilal'li bayrağı, Bozkurt'lu sancağı devreden Şühedamız'a ve Gazilerimiz'e de teşekkür ederek bu günü, Yusuf İMAMOĞLU rahmetlinin miras bıraktığı dizelerle tamamlamak isterim:
"Haydi yiğit!..Haydi yeni akına
Ülkümüzün cihan varsın farkına..."
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...
Mustafa ASLAN
http://maslan.blogspot.com
tokkali@mynet.com
tokkali_53@yahoo.com
tokkali_53@hotmail.com

Hiç yorum yok: